Manchester'da 3-3, 3-4, 4-3 her türlü sonuç çıkardı dün. Yüksek tempolu, karşılıklı, kaliteli bir maç oldu. Erken gol olmasına rağmen skorun tek golde kalması izlemeyenleri aldatmamalı... Galatasaray'ın 4-5 pozisyonu, Manchester United'ın da 6-7 pozisyonu var.
Galatasaray Teknik Direktörü Fatih Terim, Manchester United ile kafa kafaya, kora kor oynamayı planlamıştı. Ligdeki herhangi bir Anadolu maçı gibi... Skoru bulup belki de kontrollü oyunu düşünüyordu. Aslında maçın başında da geldi bu şans. Hakem açık penaltıyı vermedi. Süper Kupa maçındaki Caner-Umut pozisyonunun benzeriydi; hatta daha da netti.
Golü yiyince rakibin daha fazla üzerine gitmeyi düşündü Galatasaray; gitti de... Pozisyona da girdi. İlk yarıda Manchester United, Valencia'nın çok etkili oyununa rağmen pozisyon üretemedi. İkinci yarıda 4-5 tane de onlar net pozisyon buldu. Galatasaray'ın da ikinci yarıda 2-3 net pozisyonu vardı. Böylesine pozisyonlu, gitti-geldili maçtan 1-0 ile mağlup dönmek üzücü. Ama bu maçtan çıkarılacak olumluolumsuz dersler de önemli.
Sonuçta Şampiyonlar Ligi farklı bir lig. Galatasaray, ligimizde girdiği kadar pozisyona girdi. Bitirici isimlerden Umut sakatlandı; Burak ve özellikle Elmander de etkisiz kalınca bu fırsatları değerlendiremedi. M.United'da da van Persie'nin çok kötü bir gününde olması, bitirici noktalarda ağır kalması, Dany'nin çabukluğu ve önemli hamleleri işin kopmasını engelledi.
Galatasaray'ın yürekli oyununa, kafa yapısına alkış. Kaldı ki, oyunun tamamında Melo yok. Selçuk ancak ikinci yarıda devreye girebildi. Bireysel anlamda da çok iyi olmamasına rağmen, puan alınabilecek bir maçtı.
Hakem maçın başındaki net penaltıyı vermeyerek Galatasaray'ın bir avantajını kaybetmesine sebep oldu. Ama Burak'ın yaptığı penaltıdan sonra Elmander'in de Valencia'ya hareketi penaltıydı. Orada da hata yaptı. Ne kendimizi kandıralım, ne de kendimizi geride görelim. Galatasaray skora rağmen gelecek için taraftarının beklentilerini arttırdı, güven verdi.