Maçı izlerken resmen azap çektik. Ekran dondu, pozisyonlar geriden geldi, sırtımızı sandalyeye dayayıp keyifli bir maç izleme şansını bulamadık. İnternet yayıncılığı iddialı bir iştir, hata kabul etmez. S Sport yetkilileri, yayın anlayışlarını lütfen gözden geçirsinler.
Ljubljana takımı, Zalgiris gibi otobüs çekme anlayışıyla defans yapmayıp Galatasaray'ın üzerine gidince mücadele gücü yüksek bir maç izledik. Sloven ekibinin bu oyun anlayışı, Galatasaray'ın daha etkili top kullanmasını sağlarken hücumlarda da zengin pozisyonlar yakalamasına neden oldu. İlk golde köşeye akıllı vuruş yapan Kerem ile Barış Alper, kanatları iyi kullandı. Kerem'in çabukluğu, Barış'ın dirençli oyunu, Ljubljana savunmasını fazlasıyla yıprattı. Barış'ı bazen fazla eleştiriyorum ama çalışkanlığına ve inatçılığına alkış tutuyorum. Barış'ın belki top tekniği vasat, vuruş becerisi dengesiz olsa da rakiple mücadeleden asla kaçmıyor ve sahaya tüm gücünü koyuyor.
Mertens gibi bir kalite, "Hocam beni oyundan al" demedikçe sahada kalmalıdır. Mertens, sadece oyun liderliği yapmıyor, arkadaşlarını yönetiyor, mükemmel bir çevre kontrolü yaparken hatalı pas kullanmıyor. Attığı gol, Barış'ın çalışkanlığının yanı sıra kendisinin pozisyonu takip etmesinin ürünüydü.

BOEY'E UYARI GEREKLİ
G.Saray, Torreira'yı arıyor. Takım içinde maalesef Uruguay yıldızın yedeği yok. Ljubljana takımı, Berkan ve Oliveira ön libero olmadıkları için orta alanı zaman zaman kolay geçti. Midtsjö eğer bu görevi yapamayacaksa Torreira'yı yedekleyecek bir oyuncuyu G.Saray mutlaka almalı. Boey, hücuma çıkmayı seviyor, savunmaya çabuk dönüyor ama bazen gereksiz fauller yapıyor. Okan hoca, Boey ile bu defosunu düzeltmek için konuşmalı. G.Saray turu İstanbul'a bırakmadı, Devler Ligi kapısını araladı.