Hazine, bu yıl Japon piyasasından tahvil ihracı planladığını açıkladı. Ancak borçlanmanın zamanı ve miktarıyla ilgili bilgi yoktu. Son borçlanmayı 9-10 yıl önce yapmışız. 10 yıl sonra ne oldu da Türkiye bu piyasaya girmeye karar verdi? Aldığım bilgileri paylaşayım.
Japonlar yıllar önce çevre ülkelere kredi vereceği bir program başlattı. Amacı bölge ülkelerle kredi ilişkisi kurup ticareti artırmaktı. Program kapsamında The Japan Bank for International Cooperation (JBIC) adlı bir organizasyon kurdu. Düşük faiziyle cazibe yaratan bu krediler için aradığı şart ülkelerin BBB yani 'yatırım yapılabilir ülke' nota sahip olması. JBIC, borç vereceği ülkelerden garanti ve belli bir komisyon karşılığında bu ülkelerin ihraç ettiği tahvili satın alıyor. Zamanla JBIC programı Asya'yı aştı ve dünyanın çeşitli bölgelerine de kredi vermeye başladı. Meksika, Kolombiya buna iki örnek.
Türkiye ise henüz yatırım yapılabilir bir nota sahip değil. Notu BB... Yani Japonların istediği yatırım yapılabilir statüsünün altında. Bu notla JBIC'in bize kredi vermesi mümkün görünmüyor diyebilirsiniz ki bunda da haklısınız. İşte burada 'Japon Yılı' devreye giriyor. Malumunuz Türkiye'de 2010 'Japon Yılı' ilan edildi. Çeşitli etkinlikler yapılarak Japonya ve Türkiye etkinliklere imza atacak. Japonların 'Japon Yılı' nedeniyle Türk Hazinesi'ne 'özel statü' tanıdığı belirtiliyor. Özel statüyle JBIC bizi 'yatırım yapılabilir' yani BBB kategorisinde değerlendirecek ve Hazine'nin ihraç edeceği tahvilleri alacak.
Ancak Türkiye'nin elini çabuk tutması gerekiyor. Çünkü JBIC programı martta bitiyor. Hazine bu süre içinde JBIC'le el sıkışmak zorunda. Eğer anlaşırsa Türkiye nisan-mayıs gibi tahvili çıkarabilir.
Aldığım bilgilere göre 1-1.5 milyar dolara karşılık gelen Japon Yeni kadar bir borçlanma üzerine çalışılıyor. Vade ise 10 yıl düşünülüyor.
Bankacı arkadaşlara Japonya'ya ihraç edilecek tahvilin maliyetinin (faiz+JBIC'e ödenecek pay) ne olursa olsun euro ve dolar borçlanmalarımızın çok altında olacağı belirtiliyor. Zaten öyle olmasa Hazine neden Japonya piyasalarına gitsin ki!
Bu borçlanma iki açıdan önem taşıyor. İlki; Türkiye, eski ama uyuyan bir pazarın kapısını tekrar açmış olacak.
İkincisi, bize övgü dizip not artırmayan kredi derecelendirme kuruluşlarına inat Japonya'nın bizi 'yatırım yapılabilir' kategoride sayması. Ankara'da haftalardır incelemelerde bulunan derecelendirme şirketi Standart &Poor's yetkililerine duyurulur.
