HINCAL ULUÇ

Üniversitelerin "anlaşılır" sessizliği..

Biz gazeteciliğe başladığımız yıllarda, millet bu ülkenin pek çok üniversite hocasını tanırdı. Topu topu iki üniversitemiz varken, prof.lar manşetlerden inmezlerdi çünkü.. Siyasal, sosyal, gündemdeki her olayla ilgili görüşlerini açıklarlardı.. Hepsi devlet üniversitesi olduğu ve hiç birinin o devirde herhangi bir yasal güvencesi bulunmadığı halde..
Hele Anayasa ve Siyasi Tarih Hocaları ezber bilinirdi nerdeyse..
Bugüne bakıyorum.. Türkiye'de nerdeyse artık her il değil, her kasabada üniversite var, fikrini açıklayan bir, tek bir hoca yok.. Nasıl büyük bir sessizlik içinde üniversiteler, ülke köy kahvelerinde bile harıl harıl sosyal ve siyasal olayları tartışılırken..

***
Dün sabah gazetemi açtım.. Cinayet haberi ile dolu.. Hem de ne üften püften sebeplerle, dostlar, arkadaşlar, tanıdıklar birbirlerini öldürmüşler..
Üç. kardeş mahallede oturmuş kabak çekirdeği yiyerek sohbet ederken, ayni mahallenin bakkalı ve oğlu gürültüden şikayet etmiş. Haydi kavga.. Bakkal ve oğlu tabancalarını çekip kardeşleri vurmuşlar, arabaya binip kaçarken, üçüncünün ölmediğini görüp durmuş inmişler, onu da öldürüp kaçmışlar..
İki arkadaş düğüne gitmişler.. Biri bir kıza bakmış.. Az sonra öteki de bakınca, ilki çekmiş bıçağı "Sen benim baktığım kıza nasıl bakarsın.. Cart!.." Öldürmüş arkadaşını..
Daha dört beş cinayet haberi daha var, ayni gün, ayni gazetede..
Peki son günlerde cinayet habersiz gazete görüyor musunuz?. Hem de nerdeyse tamamı "Gözünün üstünde kaşın var" cinayetleri..
Yahu bunu merak eden çıkmaz mı?. İncir çekirdeğini doldurmaz sebeplerle durmadan cinayet işleniyorsa bir ülkede, bir toplumsal yanlış yok mu?.
Peki bunu araştırmak, yorumlamak kimin görevi, Allah aşkına..
Üniversiteler niye var bu dünyada?.
Diploma dağıtma ve para kazanma ötesinde görevleri yok mu?.
Bunca üniversitede, bunca psikoloji, toplum psikolojisi hocası var.. Biri konuşmaz mı?.
Yahu ben, gazeteci Hıncal düşünüyorum mesela..
"Toplumsal bir öfke krizi yaşıyoruz.
Millet barut fıçısı.. Bu yüzden en ufak sorunda patlıyor"
diyorum içimden..
Bu ülkede iki şey gündem oluşturur.
Siyaset ve spor..
Siyasi liderlere bakın.. Allahın günü en sert sözlerle nasıl saldırıyorlar birbirlerine..
Nezaket gereği için bile el sıkışmazken..
Spor liderlerine bakın.. Sanırsınız, kan davalı köy ağaları. Birbirlerini gördükleri yerde vuracaklar.. Tehdidin bini bir para..
Şimdi vatandaş Allahın günü televizyonlarda bu öfkeyi dinler, gazetelerde bu öfkeyi okursa, için için kurulmaz, öfke makinesine dönmez mi?.
Ben diyorum da, üniversiteler ne diyor?.
***
Lenin işçilere "Kaybedecek neyiniz var, zincirlerinizden başka" demişti, devrimi başlatmak için..
Biz öğrenci iken üniversite hocaları kenar mahallelerde ucuz kira evlerinde oturur, okula bizim gibi otobüsle gelirlerdi.
Şimdi villalar, de luxe daireler, 4x4 arabalar, yazlıklar..
Yani kaybedecek şeyleri çok artık..
O zaman suya sabuna dokunma.. Sus otur!.. Salla başını.. Al maaşını!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.