Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Ona anıt gerekmez!. Çünkü Anıt Adam zaten!.

Yılmaz Erdoğan'dan söz ediyorum.. Hakkâri doğumlu, Kürt asıllı bir yorulmaz sanat adamından.. Gururla söz ediyorum.. Çünkü bu anıt adam dostum, arkadaşım.. Geriye dönüp 80 yılıma baktığımda daha da gururlanıyorum. Ne muhteşem dostlarım oldu benim!.
Yılmaz'ın babası, Nazım Öğretmen de en kıskandığım adamlardan..
O ne evlatlar öyle..
Biri işte Yılmaz.. Harikalar yaratıyor.. Öteki, o da dostum, kardeşim, canım Mustafa.. Dünyanın dört bir yanında onlarca ülke, tonla şehirde yüzlerce efsane gösteriyle Türk Bayrağı'nı dalgalandırıyor. "Anadolu Ateşi"ni yakıyor.. Troya'yı tanıtıyor..
Senin kadar mutlu, senin kadar gururlu kaç Baba var, bu ülkede Nazım Hocam, ki o da dostumdur.

***
Bu düşüncelere Organize İşler 2 / Sazan Sarmalı filminden çıkmış, eve dönerken arabamda daldım..
Ayfer Atay, Ortaköy'ü İstanbul'a, ülkeye değil, dünyaya kazandıran Belediye Başkanı, çok sevgili Ayfer Başkan "Gel seni hoşuna gidecek bir yere götüreceğim" demiş ve almış, Çarşı'nın içinde, arabaların girmesinin yasak olduğu, dünya darı bir meydancığa götürmüştü. Orada köhne bir sinema vardı. Onu devşirmiş.. Kültür Merkezi yapmış.. Ortaköy adlı keş yatağı, sidik ve bok kokan, (Kusura bakmayın, deyimlerden ama aynen öyleydi) geceleri dar sokaklarına girmekten korktuğunuz o Ortaköy Meydanı'nı nasıl bir inciye çevirdiğini biliyorum ama, orası deniz kenarı.. Burada o da yok..
"Bu kardeşler yönetecek, Beşiktaş Kültür Merkezi'ni" dedi bana.. Ayfer Başkanın yanında çekinmedim.. Düşündüğümü söylerim..
"Siz kafayı mı üşüttünüz" dedim kardeşlere..
O gençler BKM'yi yarattılar işte.. Yılmaz, Deniz ve Mustafa!.
Hayatımın en güzel utancıdır.
***
Yılmaz, yazdı efsane oldu. Yönetti efsane oldu.. Oynadı.. Efsane oldu. Sahnede, ekranda, perdede efsane oldu.
Hepsinden önemlisi.. Okul açtı.. Yetiştirdi. Bu ülkeye sayısız sanatçı yetiştirdi. Hâlâ da yetiştirmeye devam ediyor.
Kalbimdeki en büyük Kültür, Sanat Ödülünü ona verdim ben.. Onun kadar değişik dalda, onun kadar eser bırakan biri daha varsa!.
Onun kadar sanatçı yetiştirip ülkeye armağan eden varsa, tartışmaya hazırım, gönül ödülümü..
***
Organize İşler 2'yi anlatmama gerek yok. O kadar çok yazıldı, söylendi ki, meraklısı zaten her şeyini biliyor..
Her şeyi, özellikle de çok titiz oyuncu yönetimi ile birinci sınıf bir komedi yapmış Yılmaz gene.. Bir kaç saniye süren rolü olan, mesela yoldan geçen biri bile oynatılmış, o rolde..
Kıvanç Tatlıtuğ'un baklavalarını yok edip yerine göbek bağlatıp perdeye getirmek çok ama çok riskli bir iş. O ülkenin sevdiği bir jön.. Ve o göbekli, gözleri kanlı Kıvanç'ı bir zalim Mafya Babası rolünde oynatmak!.
Bu bir inanç meselesi. Yılmaz Erdoğan'dan başkası Kıvanç'a bu rolü oynatabilir miydi?. "İmajım yerle bir olur, bir daha toparlanamam" demez miydi, Kıvanç?.
Oysa şimdi ortada "Devleşmiş" bir Kıvanç var.. Herkes "Ne oyuncuymuş be" diye söz ediyor ondan..
Bensu Soral'ı ilk defa izledim ve bayıldım. Yüzü, fiziği ve oyunculuğu ile bayıldım..
Ötekileri yazmama gerek yok. Zaten yazamam.. Çünkü telefon rehberine döneriz. Çünkü hepsi iyi. Hepsi kendini aşmış..
***
Bir çatlak ses okudum, Sazan Sarmalı hakkında..
Aydınlık'ta Tunca Arslan "Zehirli bir film" demiş.. Halkı, gençleri suç işlemeye özendiriyor, teşvik ediyormuş.. Resmen yasaklanmasını istiyor..
Tunca, üç tane Baba filminin birini de mi izlemedi?. Marlon'a mı özendi dünya gençliği.. James Cagney, Edward G. Robinson ve George Raft ile bir yığın gangstere özenmedik mi yıllarca?.
Yahu işte eli kulağında Oscarların.. "En İyi Yabancı Film"in favorilerinden biri Japon filmi.. Aynen Organize İşler.. Çarpan, dolandıran bir çetenin öyküsü..
Nedir bu nefret yazısının sebebi, acaba?. Tahmin ettiğimse yazıklar olsun!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA