Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER ÜRÜNDÜL

Kolektif farklılık

Dün gece Ali Sami Yen'de tansiyonu ve mücadele dozu yüksek derbide Galatasaray, sergilediği mükemmel futbolla çok önemli bir üç puanın sahibi oldu. Galatasaray ilk yarının tek hakimiydi. Bunda da en önemli etken rakibine büyük farkla kolektif üstünlük sağlamasıydı. Organize ataklarla Beşiktaş'ın üstüne gittiler. Hem kanatlar kullanıldı hem de ortadan değişik varyasyonlar denendi. Kaybedilen toplardan sonra da anında takım presi uygulandı. Tümer, Pancu ve Veysel yakın markajla pasifize edilince üst düzeyde bir savunma güvencesi oluştu. Tabii bu savunma güvencesinde, hücum zenginliğinde, Beşiktaş'ın kolektif yapısının yetersizliği de önemli rol oynadı.
Galatasaray'ın ofansif girişimlerindeki en etkili ismi Ribery idi. Fransız futbolcu geniş alandaki etkinliğinin dışında dar alanda da önemli özelliklere sahip bir yetenek. Hakan Şükür'ün alışılmış çağdaş forvet tipi özelliklerini sergilemesi, Necati'nin sürekli patlamaya hazır driplingleri, Ergün'ün orta sahadaki görevi yanında sol kulvara kanat adamı gibi destek vermesi her an gole yakın bir Galatasaray görüntüsü oluşturdu.
Sarı kırmızılılar kalelerine atılan kornerleri de bir kontratak silahı olarak kullandı. Gole yakın ataklar gelişti, iki tane de çok net pozisyon kaçtı.
Beşiktaş ilk yarıda sadece rakibini bozmayı düşünmek mecburiyetinde kaldı. Çünkü takımın yapısı itibariyle güçlü bir rakip karşısında kolektif olgunluk sağlamaları mümkün değildi. Kenarlara da yeterli tedbir alamadıklarından ne savunma güvencesi oluşturabildiler ne de hücum gücü.
İkinci yarı da aynı görüntüde başladı. Her an "Gol geliyorum" diyordu. Beşiktaş rakibini bozamadığı gibi topa da sahip olamıyordu. Galatasaray sonunda skor avantajı yakaladı. Ardından rakibinin aldığı risklerden sonra ikinci gole daha yakın bir ortam oluştu. Necati'nin oyun dışı kalmasıyla ve Ribery'nin sakatlanıp çıkmasıyla mecburen oyundaki dengeler değişti. Ancak Galatasaraylı futbolcular müthiş bir hırsla savaşarak skoru korumayı bildiler. En önemli artıları da 25 dakikalık bu bölümde Beşiktaş'a pozisyon vermemeleri oldu. Maçın başından beri çok kötü oynayan Beşiktaş rakibi sayısal eksikliğe düştükten sonra da kurdukları şuursuz baskıda hiçbir organizasyon gerçekleştiremediler. Sadece son dakikada tesadüf pozisyonla gole yaklaştılar.
Sonuçta Galatasaray, çok başarılı futbol sergilediği takımın ruhunu yansıttığı maçı hakkıyla kazandı. Beşiktaş ise baştan sona takım olarak yokları oynadı. Top kullanamayan, organize atak geliştiremeyen Beşiktaş ne oyunu kontrol edebildi ne de savunma yapabildi. Bu şartlarda da puan almak mucizeye bağlıydı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA