Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Angela Merkel'in kurtuluş reçetesi ne?

Avrupa Para Birliği'ne üye ülkeler arasında euronun değeri tartışma konusu oluyor. Özellikle Fransa ve diğer Güney Avrupa ülkeleri euronun aşırı değerli olduğunu söylüyor ve bu durumun ihracatı zorlaştırdığı, ithalatı ise kolaylaştırdığı görüşünü savunuyorlar.
İçinde bulundukları olumsuz ekonomik koşullara euronun aşırı değerinin yol açtığını ileri sürüyorlar.
Büyüme hızının düşük ve işsizliğin yüksek olmasından euroyu sorumlu tutuyorlar.
Diğer yanda Almanya Başbakanı Angela Merkel ise eurodan şikâyetçi değil. Tam aksine Merkel, euronun ABD doları karşısında 1.30 ile 1.40 paritesi arasında seyretmesinin euronun tarihi gelişimi sürecinde normal olduğunu söylüyor. "Güney Avrupa ülkeleri eğer ihracatı artırmak istiyorlarsa devalüasyon yapsınlar" diyor.
Merkel'in Alman iktisatçılarla toplantısında yaptığı bu açıklamayı The Wall Street Journal gazetesi duyurdu.
Peki euro bölgesinde tek para birimini kullanan ülkeler nasıl devalüasyon yapacak?
Bunun tek bir yolu var o da şu:
Ücretleri düşürmek. Çünkü tek para birimini kullanan farklı ülkeler eğer ihracat yapamıyorsa rekabet gücü kazanmak için devalüasyon yapmaları mümkün olmuyor. Bir de euro, dalgalanmaya bırakılan bir para birimi olduğu için Avrupa Merkez Bankası'nın euro bölgesine üye 17 ülke için en uygun faiz oranının ne olacağını tespit etmesi zorlaşıyor.
İşte bu nedenle Merkel tek çıkar yol olarak, ücretlerin düşürülmesi anlamına gelen "her ülke kendi devalüasyonunu" yapsın fikrini ortaya atıyor. Ancak bu sayede Güney Avrupa ülkelerinin daha iyi ihracat koşullarını yakalayabileceğini söylüyor.
Peki Merkel'in önerisi inandırıcı mı? Pek inandırıcı gelmiyor. Çünkü Almanya aynı koşullarda olsa ve Güney Avrupa ülkeleri gibi ihracat yapmakta zorlansa, bu nedenle işsizlik çoğalsa aynı öneriyi yapması pek mümkün değildi. O zaman Merkel, doğrudan euronun devalüe edilmesi için müdahale önerisi getirecekti.
Anlayacağınız eurodaki mevcut durum Almanya'nın işine geliyor. Ve Angela Merkel euro/dolar paritesinin 1.30 ile 1.40 arasında seyretmesini istiyor. Böylece Avrupa pazarı içindeki avantajını diğer pazarlarda da kullanarak diğer Avrupalı ülkelerin Almanya'ya dış pazarlarda da rakip olmasını engelliyor.
Böyle bir değerlendirme yapıyoruz çünkü zor durumdaki İspanya ve diğer güney Avrupa ülke bankaları güçlendirilmeden, mevduata tek merkezden garanti verilmeden ve Avrupa Merkez Bankası zor durumdaki İtalya, İspanya, Yunanistan, Portekiz ve İrlanda'ya son para verici birim (lender of last resort) olarak nakit garantisi vermeden bu ülkeler ücretlerini düşürseler bile içinde bulundukları durumdan çıkmaları güven ortamı yaratılamadığı için mümkün olamıyor.
Ayrıca Merkel'in önerisinin yerine gelebilmesi için en tutarlı yol Avrupa Merkez Bankası'nın yüksek enflasyonu hedeflemesi olmalı. Zira ancak yüksek enflasyon yoluyla nominal ücretlerdeki sertlik kırılabilir. Aksi takdirde Fransa, İspanya, İtalya gibi ülkelerde işçi sendikaları doğrudan nominal ücret indirimine razı olmazlar.
Dolayısıyla Merkel'in önerisi hayata geçirilecek olursa, Güney Avrupa'da siyasi gösteriler şiddete dönüşebilir. Belki de Merkel'in amacı bu. Olayların şiddete dönüşmesini istiyor olabilir. Böylece çöken İspanya ve İtalya da Yunanistan'ın ardından Almanya'nın hegemonyasına girebilirler. Bu durumda Almanya, İngiltere'nin AB'den çıkması olasılığını avantaja dönüştürebilir ve kara Avrupasını kendi isteklerine göre yeniden tasarlayabilir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA