Seçim gecesi Tarık Toros'un yayın yönetmeni olduğu Kanaltürk Televizyonu'ndaydım. Toros'un davetine, "evet" dedim ama niye yalan söyleyeyim sonradan, "Acaba, seçim yorumlarında dilediğimiz düşünceyi aktarabilirmiyiz?" diye biraz endişelendim...
Hani orası da, burası gibi, "yandaş" diye damga yiyen yayın kuruluşlarından ya!
Boşunaymış endişem...
İnanılmaz keyifli ve inanılmaz demokratik zemine oturan bir seçim gecesi yaşadım. Bugün Gazetesi'nden Hakan Aygün, Perihan Çakıroğlu, Nuh Gönültaş ve Selahattin Sadıkoğlu, Akşam'dan Mehveş Evin, eski gazeteci DSP Milletvekili Ahmet Tan, eski MHP Milletvekili Nazif Okumuş gibi hepsi birbirinden farklı düşünceye sahip enteresan tipler!
Son derece başarılı bulduğum canlı yayını yürüten moderatörler Ekin Olcayto ve Emre Buga'yı da gösterdikleri sıcak ve dengeli performanslarından dolayı kutlamadan geçmeyeyim.
Bir ara Ali Atıf Bir'in konuğu olmak üzere geceye katılan Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç'i gördüm. Hazır yakalamışken sordum; "Ne diyorsunuz bu sonuca?"
O arada ekranda bir Türkiye haritası. Kırmızılar CHP, sarılar AKP, siyahlar MHP ve yeşiller DTP.
"Bak" dedi ve haritayı işaret etti. Sonra da şu ifadeleri kullanarak önemli bir noktaya dikkat çekti;
"Şimdi, 'CHP birkaç ili aldık, İstanbul'da rekor kırdık' diye havaya girer ama bu haritaya bakınca CHP'nin havaya girecek bir durumunun olmadığını düşünüyorum. Şu hale bak! Haritanın sadece batısında ve birkaç Karadeniz ilinde kırmızı var ama ne Doğu'da ne de Güneydoğu'da kırmızının ucu görünmüyor. Bir zamanlar CHP'nin kaleleri olan kentler ne halde görüyor musun? Ya yeşil, ya da sarı. Hemen hemen her partinin çıkışları var ama sadece CHP yok! Hal böyleyken havaya girmek, 'Biz Türkiye'nin partisiyiz' demek, kendi kendini kandırmaktan öteye geçemez. CHP'nin derhal o bölgeye yönelik çağdaş politikalar üretmesi ve bir an evvel Kürt sorununa ilişkin somut adımlar atması lazım. Aksi halde Atatürk'ün bir zamanlar Türkiye'nin partisi olması için kurduğu parti sadece Batı Anadolu'da yaşayan vatandaşların temsilcisi olmaya mahkûm kalır!"
