Bu İstanbul'dan boykot çıkmaz!
Kürt kökenli grupla yaklaşık 2 kilometre süren yağmurlu yürüyüş sonrası vedalaşıp ayrıldık. Saatler 15.30'u gösteriyordu o sırada.
Rahibe benzetmesine öfke...
Başbakan alana gecikince ben yine not almalara devam ettim tabii. Bu kez hedefimde kadınlar vardı. Başörtülü kadınlar. Usulca yaklaştım yanlarına ve kendimi tanıttım önce sonra sordum; "Kızdınız mı rahibe benzetmesine?" diye. Çoğu duymamış. O yüzden pek bir anlamsız baktılar benim yüzüme. Ben tam olaya girip Avcılar'daki afiş skandalı ile ilgili durumu aktaracaktım ki içlerinden biri beni kurtardı. Dün gece izlemiş haberlerde. "Ben biliyorum" dedi. Sonra da döndü arkadaşlarına anlatmaya başladı hararetle; "Kılıçdaroğlu bir afiş yapmış. Bizleri de rahibelere benzetmiş"
Doğrusunu isterseniz vicdanım el vermedi bütün olayın Kılıçdaroğlu'nun üzerine yıkılmasına. O nedenle, "Yok öyle değil! O afişi Avcılar Belediye Başkanı yapmış. Kılıçdaroğlu'nun bir kabahati yok" sözleriyle müdahale ettim. Benim bu müdahalem sanırım şahsımla ilgili farklı bir algı yarattı kadınlar üzerinde. Biraz öfkeli. Biraz da kırgın başladılar saydırmaya; "Ne fark eder hanımefendi? Avcılar Belediye Başkanı da onun adamı değil mi? CHP'li değil mi? Ha adamı yapmış, ha kendi yapmış? Bir de diyorlar ki utanmadan türban sorununu biz çözeceğiz. Nasıl? Bizleri rahibeye benzeterek mi? Aşağılayarak mı?"
Dürüst ol Sayın Kılıçdaroğlu!
Kadınların notlarını düştükten sonra yoluma devam ettim. Saat 15.45'i gösteriyordu. Başbakan'ın geleceği yönünde anonslar hızlanmaya başlamıştı. Gazetecilerin bulunduğu platforma doğru yürümeye başladığımda Haber Koordinatörümüz Şaban Arslan'la karşılaştım. Hasbihal ettik evvela. Sonra da miting kalabalığına dair kritik yaptık. Ben sayı saymayı bilmem. Rakamlarla pek aram yoktur. Şaban; "Milyon yok tabii ama en az 250 binin üstünde kişi var" dedi. O arada Başbakan çıktı kürsüye. "Bu kardeşinize inandınız. Sahip çıktınız. Omuz verdiniz. Hepinizi yürekten selamlıyorum" diyerek başladı konuşmasına. Sonra İstanbul şiirleriyle devam ettirdi konuşmasını. Az evvel konuştuğum kadınlar biraz ötemde duruyorlardı. Başbakan, "Önce örtülü kardeşlerimizi, bacılarımızı rahibeye benzettin! Sonra da bu bize ait değil dedin. Hükümet gereğini yapsın dedin. Yaptı! Avcılar Belediyesi tarafından yapıldığı ortaya çıktı! Dürüst ol Sayın Kılıçdaroğlu! Dürüst ol! Bir de bize gelip dürüstlük dersi verme!" sözlerini söylerken onlara doğru döndüm. Çılgınlar gibi alkışlıyorlardı. Ve Başbakan Kılıçdaroğlu'nun adını andığı
her saniyede derin derin yuh çekiyorlardı.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.