- Egosu olmayan bir adamla hayat daha mı güzel?
- T.Ö: Tabii ki. Karşınızdaki insanın egolarından arınmış olması harika bir şey. Öbür türlü müthiş bir çatışmaya girersiniz zaten. Şimdi ben çok ünlü bir insanım. Ama bu eşim için sorun olmamalı. Güven olmadığı bir ortamda zaten ilişkinin sürekliliği olmaz. Aslında Ludovic çok göstermez ama özünde kıskançtır. - Antalya'da klip çekerken Ludovic kıskançlık krizine girmiş, telefonda kapışmışsınız.
- T.Ö: 14 saat bir mağarada çekim yaptık. Orada telefon çekmiyor. Gün içinde bazen birbirimizi iki saatte bir ararız. Bana ulaşamayınca çok merak etmiş ve kızmış.'Sen sorumluluğunu bilmiyor musun? Saatlerdir seni arıyorum,' dedi. Haklıydı ama ben de haklıydım, onu arayabilmek için inan kilometrelerce yol gittim, sırf telefon çeksin diye.
- Kıskanç mısınız?
- L.F: Birini sevmeye başladığı anda herkes kıskançtır. Kıskançlıkla, birlikte olduğunuz insanın hayatına saygılı olmayı birbirine karıştırmamak gerekir. Ben kıskancım doğru. Ama bunu içimde yaşamayı tercih ediyorum. Biz birbirimizi bazen günlerce görmüyoruz. Birbirimize güvenimizin tam olması gerekiyor. O meselede de kıskançlıktan değil, Tuğba'yı merak ettiğim için ona kızdım.
- Aranızda problem neden çıkar?
- T.Ö: Problem çok çıkmaz. Ludovic çabuk parlar, çabuk söner. Bazen gereksiz yere kalbimizi kırarız ama iki dakika sonra o geçer ve sonra birbirimize sarılıp ağlarız.
- Ağlar mısınız?
- T.Ö: Eşim de çok duygusal. En ufak şeyden duygulanıp gözyaşı dökebiliriz. Ama gözyaşı dökmek güçsüzlük olarak algılanmasın. O zaman yağan yağmurun da güçsüzlükten dolayı mı yağdığını algılamak lazım? Gökyüzü de ağlıyor. Ama güçsüzlükten değil. Aksine gücünden dolayı. İçimizdeki o duyguyu gözyaşı ile dışarı vurabiliyoruz. Mesela yeni çektiğim klibi izledi ve ağladı. Ludovic eşinin başarısını gördüğü zaman duygulanıp ağlayan bir erkek. Benim babam da öyledir. Bence çok insani bir şey.