Dünyanın en tuhaf 10 binası ve ilginç öyküleri

İkon olan ve herkesçe bilinen binaların yanı sıra az bilinen ama gariplikleri ve ilginç öyküleriyle dikkat çeken binalarda var. İşte onlardan 10'unu seçtik ve hikayelerini de yanlarına ekledik... 10. Dünyanın en küçük gökdeleni Teksas'taki Newby-McMahon bbinası 12 metrelik uzunluğuyla dünyanın en küçük gökdeleni olarak biliniyor. 9. Sam Kee binası Vancouver'daki bu bina 1913 yılında Sam Kee firması tarafından yapıldı. Bina, uluslararası üne sahip tarihi en dar bina unvanına sahip. 8. Le Palais Ideal Fransa, Hauterives'teki bu saray usta bir mimarın elinden çıkmış gibi görünüyor. Ancak durum pek de öyle değil. Bu bina bir postacı olan Ferdinand Cheval taarfından inşa edildi. Hayatı boyunca fakir olan Cheval, bu binayı tam 34 yılda yaptı. Cheval vasiyetinde bu binanın içine gömülmek istediğini yazdı. Ancka bu talebi kabul görmedi. 7. Nitt Witt Ridge Art Beal, Nitt Witt Ridge binası fikrinin ardındaki dahiydi. California'da 1892 yılında doğan Beal, 1928'de taşındığı Cambria'da 30 yıl boyunca çöpçülük yaptı. Çok uzun süre çalıştırıldığı için direnince işten kovuldu. Beal bunun üzerine 100 dolara küçü bir azariyi satın aldı ve bu görmüş olduğunuz binaı inşa etti. Binayı yaparken çimento dışında hiçbir şey için para harcamadı. Binayı çöpten topladığı mazlemelerle yaptı. 1992'de Beal öldü. 7 yıl sonra bir çift, binayı satın alıp restore etti. 6. Büyük Britanya'nın en küçük evi Kuzey Galler'de Conwy Quay'da bulunan bu ev Büyük Britanya'nın en küçük evi unvanına sahip. Ev saedce 1.8 metre genişliğinde ve 3.1 metre yüksekliğinde. Tarihi olan bu ev 16. yüzyıldan beri kullanılıyordu. Günümüzde ise yaklaşık 1 sterlin karşılğı gezilebiliyor. 5. Gate Tower binası Osaka'daki bu binada 16 dükkan bulunuyordu. Hükümet bir otoyol projesi geliştirmişti ve yol tam bu binanın olduğu yerden geçiyordu. Ancak binanın sahibi binayı terketmeyi reddetti. En sonunda yolun binanın içinden geçmesine karar verildi ve öyle da yapıldı. Bu yüzden binanın 4 katı artık yok. 4. Nakagin Kapsül kulesi II. Dünya Savaşı'nda ve 1970'e kadar olan dönemde Japonya ekonomisi hızlı bir biçimde büyürken ülkede de önemli bir kültürel gelişim yaşandı. Bu dönem boyunca mimaride de 'metabolizm' denilen bir hareket hakim oldu. Biyolojiden esinlenen bu hareketle binalar yaşayan organizmalarmış gibi dizayn edildi. Metabolizm'in en ilginç örneklerinden birini Nakagin Kapsül Kulesi oldu. Tokyo'da Shimbashi'de 1972'de inşa edilen binada 140 kapsül bulunuyor. Bu 140 kapsül bağlantılı iki kuleye adapte edilmiş. Her kapsül bir daire. Buzdolabından fırına kadar bütün ev içinde gerekli aletler kapsülün bir duvarına monte edilmiş. Öte yanda ise küçük bir pencere ve bir yatak bulunuyor. Kapsüllerin hareket etmesi ya da yeni kapsüller eklenebilmesi maliyetli olduğundan gerçekleştirilememiş ancak teoride mümkün kılınmış. 3. Glienicke Köprüsü Soğuk savaşın en önemli ikonu Berlin Duvarı'ydı. Bununla birlikte duvarın 27 kilometre güney batısında çok daha az bilinen bir başka tarihi sembol bulunuyordu. O da Glienicke Köprüsü'ydü. Demir köprü, Havel Nehri üzerine kurulmuştu ve Batı'daki Potsdam ile Doğu Berlin'i birbirine bağlıyordu. 1907'de inşa edilen köprü Almanya tarihinde önemli bir rol oynadı. Özellikle Berlin ikiye ayrıldıktan sonra iki Berlin arasındaki tek buluşma noktası haline geldi. Öyleki Glienicke Köprüsü özellikle ele geçirilen casusların karşılıklı değişiminde kullanılıyordu. Bu yüzden buraya 'Casuslar Köprüsü' de deniyordu. 2. Waldspirale Simetri hastası olan Friedensreich Hundertwasser eserlerine bunu pazlasıyla yansıtıyordu. 1970'lerde Hundertwasser ilginç bir bina geliştirdi. Bu yüzden çok eleştirildi. Amatörlükle suçlandı. Servetini kullanan Hundertvesser profesyonel olmayan mimari hareketini başlattı. Dizayn ettiği çeşitli binaların dev versiyonlarını yaptı. Onlardan biri de Waldspirale'di. Türkçe'de Spiral ormanı anlamına gelen binan Darmstadt'ta kuruldu. İçinde 105 daire olan bu yapı 12 katlıydı. Çatısı ağaçlar ve çimenlerle kaplıydı. 105 daireden dizaynı da birbirinden tamamen farklıydı. Dairelerin pencereleri de tamamen farklı dizayn edildi. 1. Cherrapunji'nin yaşayan köprüsü Hindistan'daki Chrerrapunji kasabası dünyanın en ıslık yerlerinden biri olarak biliniyor. Bu nedenle bölgede yaşayan halkın bir yerden bir yere gitmesi oldukça zor oluyor. Geleneksel köprüle ihtiyacı karşılamaycında Cherrapunji'deki kabilelerden biri ilginç bir çözüme imza attı. Köprü yapmak yerine köprü yetiştirdiler. Bölgede bulunan Ficus elastica ağacı kabilenin dikkatini çekti. Betel ağacı da denilen bu bitki gövdeleri ile kauçuk ağacının ince, narin köklerini ileri doğru düz bir şekilde büyümesini sağlıyor ve koruyor. Kabile, bu ağacın köklerinin nehrin diğer kıyısına ulaşması bekledikten sonra köklerin toprağa değmesine izin verdi. Bir süre geçtikten sonra da sağlam canlı bir köprü üretilmiş oldu. Bu kökler bir seferde 50 kişiyi taşıyabiliyor.

Dünyanın en tuhaf 10 binası ve ilginç öyküleri

EN SON GALERİLER