Pazar 18.10.2009 02:30

Murat Arın: Dolar nereye kadar düşüp destek verecek?

Küresel piyasalar doların sırtında yükselmeye devam etti. Dolar düştükçe emtia fiyatları değer kazandı, bu da hisselere olumlu yansıdı. Ama doların değer kaybetmesinin de maliyetleri var.

ABD'de bilanço döneminin başlamasıyla birlikte piyasalara satış eğilimi hakim oldu. Buna Cuma günü Anayasa Mahkemesi'nin yabancılar için stopajı sıfıra indiren kararı eklenince içeride satış eğilimi arttı.
Maliye Bakanlığı, yeni düzenleme için önlerinde dokuz ay olduğunu, bu süre içinde gerekenin yapılacağını açıkladı. Bu durumda tahvilden elde edilen kazançlar için stopajın, yerli yatırımcılarda olduğu gibi yabancılar için de yüzde 10'a çıkarılması ya da herkes için sıfırlanması gerekiyor. İMKB'den sağlanan gelirler için stopaj, geçen yıl Kasım ayında yerli yatırımcılar için de sıfırlanmıştı. Aynı dönemde tahvil kazançlarındaki stopajın sıfırlanması da konuşulmuştu. Dolayısıyla yerliler için  stopajın sıfırlanması daha yüksek bir olasılık olarak duruyor. Ancak Maliye Bakanlığı'nın belirsizliği uzatmadan kararını açıklamasında yarar var.
ABD'de açıklanmaya başlayan bilançolar genelde beklendiğinden iyi geliyor. Bunun en önemli nedeni, beklentilerin çok aşağıya çekilmiş olması ile şirketlerin harcamalarda ve yatırımlarda kısıntıya giderek karlılıklarını artırmaya çalışmaları. Ancak şirketlerin ciroları asıl gerçeği gözler önüne seriyor: Cirolarda yüzde 30-40'lara varan düşüşler var ve ekonomideki toparlanma işaretlerine karşın şirketlerin bu kayıplarını en az 2011'e kadar telafi etmeleri zor görünüyor. Bankalarda ise kredi geri dönüşlerindeki sorunların ve zararların büyüyerek devam edeceği anlaşılıyor.
Bütün bunların temelinde yatan işsizlik sorununda ise ne ABD'de ne de Türkiye'de önemli bir iyileşme bekleniyor. Her ne kadar Türkiye'de işsizlik geçen hafta açıklanan verilerle 12.8'e inse de her yıl işgücüne katılan yaklaşık bir milyon kişiyi emecek bir ekonomik büyüme hızına sahip değiliz ve 2010'da da sahip olamayacağımız anlaşılıyor. Bu ataleti ortadan kaldırabilecek gelişme, bir IMF anlaşmasıyla on milyarlarca dolar gelmesi olabilir ama görüşmeler yine donmuş görünüyor.
Üç hafta önceki yazımın başlığı "Bütün yük doların sırtına bindi" şeklindeydi. Bunu izleyen dönemde küresel piyasalar doların sırtında yükselmeye devam etti. Dolar düştükçe emtia fiyatları değer kazandı, bu hisse senedi fiyatlarına olumlu yansıdı. Ama doların değer kaybetmesinin de maliyetleri var. ABD bütçesi bu yıl 1.4 trilyon dolar açık verdi ve gelecek birkaç yıl süresince bu açıklar devam edecek. Doların beklendiği gibi zayıflamaya devam etmesi ABD'nin bir süre sonra borçlanmakta zorlanması anlamına geliyor. Bizim 1990'lı yıllardaki halimizi hatırlayın. TL'nin surekli değer kaybettiği, Hazine'nin yüzde 30 reel faiz vermek zorunda kaldığı bir dönem. ABD’de 10 yıl vadeli hazine tahvillerinin faizi yüzde 3.40 civarında. Dolar beklendiği gibi düşmeye devam ederse faiz kaç olacak? Özetle doların gücünü yitirdiği ve sürekli değer kaybedeceğine yönelik senaryolar bana pek inandırıcı gelmiyor; arkasından gelecek olanları düşündüğüm zaman.

(Murat ARIN - 18.10.09)

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.