Pazar 17.05.2009 07:30

İş'te Portre: Güldem Berkman

Krizden nispeten az etkilenen sektörlerin başında ilaç geliyor. â??Krize rağmen çalışan sayımızı artırıyoruzâ? diyen Novartis Genel Müdürü Güldem Berkman'ın içinde bulunduğumuz zor zamanlar için stratejisi, pazar payı artırmak

İŞ’TE İNSAN – 17.05.09
Feride CEM
feride.cem@sabah.com.tr

“Eleman sayımızı yüzde 5 artırdık”
Her sektörde olduğu gibi ilaç sektöründe de ciddi bir rekabet söz konusu. Sektörde faaliyet gösteren irili - ufaklı 350’den fazla firma, pazar payını artırmak için yoğun bir çalışma içinde. Çünkü kriz nedeniyle karı artırmak pek mümkün değil. Bu nedenle şu sıralar en çok önem verilen kriter, pazar payını artırmak. Çünkü herkes krizin er ya da geç biteceğini, iyi günlerde de pazardan yüksek pay almanın avantajlı olacağını çok iyi biliyor.

2001 yılından bu yana Novartis’te çalışan ve 2008’de Türkiye Ülke Başkanı ve İlaç Sektörü Genel Müdürlüğü koltuğuna oturan Güldem Berkman da bu görüşü doğruluyor. Bu nedenle de kriz nedeniyle kabuğuna çekilmek ya da küçülmek gibi seçenekleri aklından bile geçirmiyor. Çünkü “Türkiye’nin geleceğine inanıyoruz” diyen yönetici, kriz sonrasında çalışan sayısında yüzde 5’lik bir artış yaşandığını açıklıyor.

Güldem Berkman’la krizin ilaç sektörüne etkileri ve bunlara karşı geliştirdiği stratejiler üzerine konuştuk…

Kriz, ilaç sektörünün satışlarını nasıl etkiledi?
İlaç, lüks ürün olmadığı için en güçlü sektörlerden biri. İlaçlarımızın çoğu kanser, astım gibi kronik hastalıklara yönelik olduğu için satışlarımızın hızlı bir şekilde artması veya düşmesi söz konusu olmuyor.

“Sorun yok” diyorsunuz yani…
Krizden satış olarak değil, kar kaybı anlamında etkilendik. Bu nedenle ‘karlılıkla ilgili ne yapabiliriz” diye bakıyoruz.

Karlılığı azaltan en önemli faktör, maliyetlerin artması mı oldu?
Aktif maddelerimizin tamamını, yurtdışından euro ile alıyoruz. Bu da, ilaç maliyetini artırıyor. Bizim için en önemli tanıtım yöntemlerinden biri yurtdışındaki kongrelerde standlar açmak. Bunların harcamaları euro bazında olduğu için pazarlama ve tanıtım maliyetlerimiz de artıyor. Tüm bu nedenlerle karlılıkta en az yüzde 10 kadar gerileme söz konusu oldu.

Bu durum cirolarda kayba neden oldu mu?
Global bir şirket olduğumuz için pazar payı bizim için önemli. 2001 yılında dünya sıralamasında yedi numarayken 2008’de üçe oturduk. Bu konumumuzu kaybetmek istemiyoruz, pazar payı ve karlılık çok önemli.

İnsanların krizle birlikte doktora gitme sıklığında bir azalma oldu mu?
Novartis olarak kronik hastalıklar için ürettiğimiz ilaçların yanı sıra lens, aşı ve OTC ürünlerimiz var. Tüm bu ürün gruplarından krizi en çok hisseden OTC grubu oldu. Çünkü ilk etapta bunlar gözden çıkarılabilecek ürünler olarak görülüyor. Yani insanlar kendi tercihine bağlı ilaç kullanmayı kestiler. Öksürük şurupları örneğin, doktora yazdırılmıyor, genelde insanlar gidip ilaç alıyor. Ama artık durum böyle değil. Geçen yılın aynı dönemine göre OTC pazarında toplam yüzde 20-30 arası bir gerileme oldu.

Novartis’in faaliyet gösterdiği ülkeler içindeki Türkiye’nin yeri nedir?
Bilindiği gibi Ciba ve Sandoz şirketleri 1997 yılında birleşip Novartis oldu. Bu birleşmenin ardından dünyadaki ilk fabrikalarını da Türkiye’de açtılar. Halen dört üretim tesisimiz var. 140 ülke içinde Türkiye, pazar olarak bazen 10’uncu bazen 11’inci.

Hedefimiz ilk 10’a girmek.
Kriz istihdam politikanızı nasıl etkiledi?
2008’de toplam iki bin 400 çalışanımız vardı, krizden sonra bu sayıyı yüzde 5 oranında artırdık. Bununla da gurur duyuyoruz. Çünkü böylesi ortamlarda inanca ve umuda da ihtiyaç duyuyoruz. Biz Türkiye’nin geleceği konusunda umutluyuz ve bu pazarda güçlü bulunmamız gerektiğine inanıyoruz. Kısa vadede çok mantıklı görünmese de, uzun dönemde faydasını göreceğiz.

Daha çok hangi bölümlere eleman alıyorsunuz?
En çok satış - pazarlama ağırlıklı oluyor alımlar.

Şu anda şirketlerin en çok odaklandıkları ve güçlendirdikleri bölüm satış - pazarlama galiba?
İlaçta böyle… Bir dönem üretim devriydi, iyi ve uygun fiyata üreten çok iyi kazanırdı. Bir dönem pazarlama ve satış öne çıktı. Bu dönemi, “Toplam çerçeveye iyi hizmet dönemi” olarak tanımlıyorum. Rekabet çok arttığı için sadece bir alanda iyi olmak yetmiyor. Müşteriye hizmet önemi hale geldi. Komple bir hizmetle ancak iyi olabiliyorsunuz. İş paydaşları yönetimi çok önemli. “Kanal yönetimi konusunda konuda neler yapabiliriz” diye bakıyoruz.

Bu konuda somutlaşmış adımlarınız var mı?
Novartis, Sandoz ve Ciba olarak 50 yıldır Türkiye’de; sağlam kültürü olan şirket. Çalışanlarımız şirketle gurur duyuyor ve geleceğine güveniyor. Bu da, takım çalışmasını geliştiriyor. Projeler çok ayaklı hale geldiği için takım çalışmasına çok fazla önem veriyoruz. Bu nedenle ortak projelerimiz arttı. Bu sayede her departman birbirinden haberdar ve bilgi sahibi.

Kriz nedeniyle tasarruf tedbirlerini artırdınız mı?
Direkt insanı ilgilendirmeyen konularda tasarrufu artırdık. Örneğin seyahatleri minimuma indirmeye çalışıyoruz. Birlikte çalıştığımız otelleri bile gözden geçiriyoruz. Aldığımız ürünlerde ciddi ihaleler açıyoruz. Toplam hedefimiz masraflarımızı yüzde 5 kısmak. Eğitim masraflarımızı kısmadık ama çok daha planlı hale getirdik.

Bu ortamda batan ecza depoları da önemli bir sorun olsa gerek…
Bu riskleri iyi takip etmeye çalışıyoruz. İlaç pazarındaki dört önemli depo iflas etti. Bunları takip edip batacaklarını önceden anlasanız bile hemen geri çekilemiyorsunuz. Çünkü toparlaması için yardımcı olmanız lazım. Kredi limitlerimizi çok iyi takip ediyoruz ki minimum para batıralım.

Çalışanlarınız için uluslararası kariyer yolu açık mı?
Novartis’in toplamda 100 bin çalışanı var. Herkes yurtdışında kariyer yapabilir. Kapılar sonuna kadar açık. Ancak biz Türkler ülkemize çok düşkünüz. Yabancılar bu konuda çok daha hevesli. Yine de Novartis Türkiye’den, kariyerini yurtdışında sürdüren 10 Türk var.

Terfileri daha çok iç transfer yoluyla mı yoksa dışarıdan mı tercih ediyorsunuz?
Yetenek havuzumuz çok gelişmiş durumda. Bu nedenle terfileri içerden yapıyoruz. Ancak çok bilmediğimiz, yeni gelişen bir pozisyona dışarıdan birilerini alabiliyoruz ama bu, çok sınırlı.

PESİMİSTLERLE ÇALIŞMAM* Boğaziçi Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümü mezunu olan Güldem Berkman, Harvard Ünivesitesi’nde finans, pazarlama ve insan yönetimi konusunda yönetici sertifika programlarına katıldı.

* 1991 yılında Radiometer’da Satış Uzmanı olarak kariyerine başlayan Güldem Berkman sonrasında sırayla Eczacıbaşı Procter & Gamble’da teknik marka müdürlüğü ve OTC marka müdürlüğü yaptıktan sonra Danone/SA’da su ve süt ürünleri bölümlerinde pazarlama müdürü olarak görev aldı.

* 2001 yılında Novartis’de İş Bölüm Direktörü olarak başladığı ilaç sektöründe 2002’de Türkiye Pazarlama Direktörü, 2006 yılında Türkiye Satış Direktörü ve 2007’de de Novartis Macaristan Ülke Başkanı olarak devam etti.

* 1 Ocak 2008 tarihinden beri Novartis Türkiye Ülke Başkanı ve İlaç Sektörü Genel Müdürü olan Berkman, evli ve bir erkek çocuk annesi.

* İşi, “insanın hayatının çok önemli bir parçası” diye tanımlayan Berkman “sadece mantıklı bulduğum için bir işi yapmam” diyor.

* İşini çok severek yaptığını söyleyen Berkman, “Bende pazartesi sendromu olmaz. Hiç öyle bir durum yaşamadım” diyor.

* İletişime çok önem veren yönetici, tüm çalışma arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurduğunu söylüyor.

* Ailesine ve özel yaşamına vakit ayırmaya çalışıyor. Akşamları 18:30-19:00 arası işten çıkmaya çalışıyor. Kontrolsüz bir şekilde gece yarılarına kadar çalışmayı sağlıksız buluyor.

*  Enerjimi hiç kişisel kavgalar için tüketmediğini söyleyen Berkman, “Pozitif insanlara meraklıyım. Beni çok rahatsız eden şey pesimist insanlar. Onlara katlanamıyorum. Söylene söylene çalışarak hem kendini hem de çevresindekileri yoran insanlara dayanamıyorum” diyor.

GÖNÜLLÜLER GÜNÜ SÜRECEK
* Novartis Türkiye çalışanları, dünyadaki Novartis şirketleri ile birlikte gönüllülük ruhunun yaygınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla 1997’den bu yana bir çalışma gününü “Novartis Gönüllüler Günü” olarak kutluyor.

* Geçen yıl toplam 10 bin Novartis gönüllüsü, tüm dünyada düzenlenen çalışmalara katıldı. İsviçre’nin Basel kentinde düzenlenen Novartis Gönüllüler Günü’nde Novartis çalışanları, yaşlı insanlara gezilerde eşlik etmek, bölgedeki oyun sahalarını onarmak, özürlülerle birlikte bahçıvanlık yapmak, gençlere iş bulmak gibi 140’dan fazla proje üzerinde çalıştı.

* Geçen yıl Novartis Türkiye çalışanları, aylardır büyük bir titizlikle topladıkları oyuncakları onararak Van’daki bin çocuğa hediye etti.

* Bu yıl da Novartis çalışanları Darülaceze’de yaşayanları ziyaret etti. Buradaki yaşlıların bazı ihtiyaç malzemeleri tedarik edildi. Toplam 250 çalışan, farklı huzurevlerini ziyaret ettiler. Bu ziyaretler her yıl devam edecek.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.