Pazar 16.08.2009 00:45

İş'te Portre - Selen Tamer LAKAY

Sağlık takıntısı yüzünden beslenme uzmanı oldu ; Eğitim için gittiği Amerika'da sağlıklı beslenme konusuna ilgi duyan ve bu konuda eğitim alan danışmanlık şirketi Management Centre Türkiye'nin Kurumsal İletişim Müdürü Selen Tamer Lakay, bu alanda adeta bir misyoner gibi çalışıyor

İŞTE İNSAN – 16.08.09
Feride CEM
feride.cem@sabah.com.tr

Bu haftaki İş’te Portre sayfamızda farklı bir profil var. Selen Tamer Lakay’ı ilk kez kalabalık bir iş yemeğinde tanıdım. Kurumsal iletişiminden sorumlu olduğu şirketin masamızdaki yöneticilerinin o gün ‘ne yiyeceklerini’ Lakay’a sorması, onun da kendinden emin biçimde bu konuda verdiği kararı gerekçeleriyle açıklaması dikkatten kaçak gibi değildi.

Derhal merakımızı konu olan bu ilginç diyaloglar sayesinde laf lafı açıp sohbet ilerleyince, ortaya daha da enteresan tablo çıkmıştı. Zira Lakay, pazarlama ve iletişim alanındaki eğitim ve tecrübesinin uzmanlıklarının yanı sıra Amerika’dan sertifikalı bir beslenme uzmanıydı! Bu işe o kadar kafayı takmıştı ve Türkiye’de başına öyle ‘diyetisyen kazaları’ gelmişti ki çareyi, bir Amerikan enstitüsünden bu işi öğrenmek için dört yıllık bir süreci göze almakta bulmuştu.

Bu eğitimin ardından bir dönem diyetisyen Dilara Koçak ortaklığıyla kurduğu Nutrizone adlı şirkette kurumsal sağlık danışmanlığı yapmış, işler istediği gibi gitmeyince de girişimcilik hayallerini rafa kaldırıp profesyonel hayata geri dönmüştü. Şu an Kurumsal İletişim Müdürü olarak çalıştığı Management Center Türkiye’nin (MCT) tüm sağlıklı yaşam ve beslenme ‘işleri’nden de sorumlu olduğu, bu konuda da epey sözünün geçtiği ortada. Zaten pazarlama alanındaki eğitimi, şu ana kadarki kurumsal tecrübesi ve sağlıklı yaşam konusundaki tatmin olmaz iştahına beslenme alanındaki uzmanlığı da eklenince ortaya ilginç bir tablo çıkıyor. 

İlk görüşmemizi, İş’te İnsan ekibinin yağ/kilo ölçümüyle Lakay tarafından verilen beslenme programı izledi. Kendisinden önce yağölçer cihazı ofisimize geldi, tüm ekip bu aletin acımasız dijital ekranına çaresiz gözlerle baktı ama imdada yine Lakay yetişti: Her birimiz için makul ama çok detaylı bir yol haritası çıkardı.

İşte İnsan’ın kilo sorunları ‘devlet sırrı’ mertebesinde korunurken Lakay’ın ilginç hikayesi ve çalışanların sağlığına yönelik önerileri kamuya açık…

Pazarlama ve reklamcılık okumak için gittiğiniz Amerika’da sağlıklı beslenme misyoneri olarak dönmenizi sağlayan süreç nasıl gelişti?
93 yılında üniversite eğitimi için Amerika’ya gittim. Oraya gidenler ipin ucunu kaptırıp acayip kilo alıyorlar ya da sağlığı benim gibi fazlasıyla önemsiyorlar. Ben kafayı sağlıklı beslenme ile bozanlardanım. Bir markete gidip de iki saatten önce çıktığımı hatırlamıyorum. Her şeyin kalorisini incelerdim. Bu dönemde sağlıklı yaşamak adına vücuduma aşırı yüklenmem pahalıya mal oldu. Spor yapmadığım zaman titrediğim günleri biliyorum. Mezun olup Türkiye’ye döndükten sonra çok ciddi sağlık problemleri yaşadım. Bir beslenme uzmanına gittim ve bir yılda 18 kilo verdim. Kilo vermem için uygulanan bu yanlış tedavinin ardından tam 22 kilo alınca sağlık sorunları yaşadım. Gitmediğim diyetisyen kalmadı diyebilirim, çok para harcadım ama sonuç alamadım. Sonunda bu işi kendim araştırmaya başladım ve Amerika’da bulunan American Health Science University’nin long distance learning “Beslenme Uzmanı Bölümünü (Certified Nutritionist)”nı 2005 yılında tamamladım ve lisansımı aldım.

Sizin yaşadığınız türde diyetisyen kazalarını başkalarının yaşamaması için neler yapıyorsunuz?
Ben uçları yaşadım; hormonlarımı, sağlığımı bozdum. Şimdi bakınca vücuduma çok büyük haksızlık yaptığımı düşünüyorum. Ancak bu haksızlığı yapan pek çok insan daha olduğunu görüyorum ve onları bilinçlendirmek istiyorum. Çoucklar bile diyet yapıyor artık. Sekiz yaşındaki çocuklar bile “karnım çıktı ama yemek yemeyeceğim” diyor. Birgün Akmerkez Diesel mağazasında hüngür hüngür ağlayan bir genç kız gördüm. Annesi onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Dayanamayıp sordum ve annesi “25 beden Diesel'e sığamadı, 26 alacağız diye ağlıyor. Bütün arkadaşları 25giyiniyormuş” dedi.

Nutrizone adlı şirketinizi kurmaktaki amacınız buydu sanırım?
Eğitimimi tamamladıktan sonra bu alanda bir şeyler yapmak istedim. Hayat kalitesini yükseltmek ve verimliliğini artırmak isteyen kişi ve kuruluşlara sağlıklı yaşam danışmanlığı yapmak amacıyla 2004 yılında Nutrizone’u kurduk. Şirketimiz sağlıklı beslenme, sağlıklı menü geliştirme ve uygulama alanında kısa sürede dikkat çekti. Aralarında Türk Ekonomi Bankası (TEB), Garanti Bankası, B/S/H, Motorola Türkiye, Unilever, Avon, Lowe Reklam ajansı, Turkcell, Kemer Golf & Country Club, Yüzyıl Işıl Okulları, Setkom Grup, Planet Health Club, Corner Health Club, Cellest Estetik Kliniği, İstanbul Doors Grubu (Kitchenette’in sahibi) gibi firmalara hizmet verdik.

Neden faaliyetlerine son verdiniz peki?
Beklediğim gibi olmayınca o işi dondurdum çünkü maalesef en ufak sıkıntıda kurumların vazgeçtikleri ilk kalem bu tip hizmetler oluyor. Bu nedenle şirketi şimdilik dondurup profesyonel hayata geri dönmeye karar verdim.

MCT ile yolunuz nasıl kesişti?
2008’de MCT Yönetim Kurulu Başkanı Alper Utku ile görüştüm. Görüşmemizde Nutrizone’dan bahsettim ve Utku bana “MCT’nin beş yıl sonraki vizyonunda, sağlıklı ve fit çalışanlardan oluşan şirketler yaratmak var” deyince fikirlerimiz örtüştü. Bu işi toplumsal bir sorumluluk olarak görüyorum.

Peki MCT bünyesinde kurumlara bu hizmeti ne zaman vereceksiniz?
Arada bir gündeme geliyor ama herhalde onun için doğru zaman bekleniyor. Eğitim şirketinden danışmanlık şirketine geçiş konusunda çok ciddi bir adım attık. O oturduğu zaman gerekli adımları atabiliriz.

Peki bireysel talepler daha fazlayken neden kurumsal sağlıklı yaşamı seçtiniz?
Bu alanda büyük bir potansiyel var. Ama maalesef henüz şirketler bu tür programların, bütçelerini yükselttiğini düşünüyor. Aslında dünyadan örneklere bakarsanız durum tam tersi: Sağlıklı yaşam programları sayesinde orta vadede şirket harcamaları düşüyor. Amerika’nın en önemli sigorta şirketlerinden Prudential tarafından yapılan bir çalışma, etkili bir wellness programı sayesinde işe gelinmeyen günlerin yüzde 20, kişi başı verimsizliğin yüzde 32 ve senelik ilaç harcamalarının yüzde 46 azaldığını ortaya koydu. Küçümsenemeyecek rakamlar bunlar!
Kurumsal sağlıklı yaşam danışmanlığı alanlar meslek gruplarına göre nasıl bir farklılık gösteriyorlar?
Meslek gruplarına göre öncelikle ofis içinde ve ofis dışında çalışanlar olarak ayırmak mümkün. Örneğin bankada oturarak çalışan bir kişiyle, sürekli koşuşturan birinin ihtiyaçları farklı. Bunun yanı sıra yaş ve cinsiyet de bu ayrımda önemli bir faktör. Yöneticilerin yoğun toplantıları, sürekli iş seyahatleri ve düzensiz çalışma saatleri sonucunda dengesiz beslenme, hareketsizlik, yüksek stres sorunları kaçınılmaz. Ayrıca iş yemeklerini de unutmamak lazım. Burada tüketilen yiyecek seçimleri, alkol tüketim miktarı, akşam yemeklerinin geç saatlerde başlaması veya geç saatlere kadar uzaması gibi etkenleri engellemek çok zor.

Peki Türk yöneticilerin beslenme alışkanlıkları ile ilgili neler söylersiniz?
Aşırı yoğun oldukları için çok zorluk çektik. Ancak kurumsal sağlık uygulamalarında üst yönetimin desteği çok önemli. Merdiven kullanan bir yönetici çevresindekileri de teşvik ediyor. Kahvaltı etmeyen yöneticinin daha asabi olduğunu söyleyebiliriz.

Çalışan verimliliği üzerindeki etkiyi gözlemleyebildiniz mi?
Şunu çok net gözlemledik ki öğün düzeni çok önemli. Ara öğünler yaratmak gerekiyor. Bunları uygulayan şirketlerde çok ciddi yağ kayıpları oluyor. “Ekip olarak 100 kilo kaybettik” diye mutlu olan şirketler gördüm. Toplantı masasına kurabiyeler yerine daha sağlıklı olan taze sebze - meyveler, kuru meyveler, ceviz fındık gibi yemişler koymak önemli. Kahve ve çay tüketimi de mutlaka azaltılmalı.

Kurumsal sağlıkta Türkiye’nin geldiği yer için neler söyleyebilirsiniz?
Yurtdışında şirketler, çalışanlarının sağlığına büyük yatırımlar yaparak verim artırıyor. Sigorta şirketleri de buna çok önem veriyor. Biz Türkiye'de şirketlerle görüştük ama bir orta yol bulamadık. Sağlık politikalarının değişmesiyle bunun çok daha fazla önem kazanacağını düşünüyorum. İyiye gidiş var ama bunu çok net söyleyemiyorum. Bir kere çalışanlar çok daha fazla su içmeye başladı, hareket etmeye başladı. Evlerde de yeme şekli değişiyor. Bir de insanlar birbirlerini çok pozitif etkilemeye başladı. Bir kişi diyetteyse ve beş kişi değilse, rejiminizin sabote olma ihtimali yüksektir.

Çalışmalarınız sırasında kadın ve erkekler arasında bir fark gözlemleyebildiniz mi?
Kurumlarla yaptığımız çalışmalarda erkeklerin kadınlara oranla öğlen yemeğine daha çok dikkat ettiklerini fark ettik. Bu bana da enteresan geldi. Erkekler tatlı almamaya yemeklerine sos eklememeye özen gösteriyorlar. Kadınlar ise diyet programlarını çok daha kolay aksatabiliyorlar.

LAKAY’IN ÇALIŞANLARA BESLENME ÖNERİLERİ:

* Sabah güne nasıl başladığınız önemli. İlaç niyetine de olsa uyandıktan sonraki yarım saat içinde mutlaka bir şeyler yemelisiniz.
* Mutlaka çantanızda acıktığınız zaman atıştırabileceğiniz kuru kayısı, ceviz, kraker gibi yiyecekler bulundurun. En zararlı şey aç kalmak.
* Ara öğünler çok önemli. Ara öğünler sayesinde metabolizmanız hızlanıyor.
* Taze meyve tüketimini ihmal etmeyin.
* Merdiven inip çıkın ve mecbur kalmadıkça asansör kullanmayın. Olabildiğince hareketli olun.
* Paylaşmayı öğrenin, aldığınız yemekleri çevrenizle paylaşın. Bunun faydasını göreceksiniz...

SON FAVORİSİ PİLATES!

• F.M.V. Ayazağa Işık Lisesi ilk mezunlarından Selen Tamer Lakay, üniversite eğitimini Amerika’da Rider University’de pazarlama iletişimi ve reklamcılık üzerine tamamladı.

• Amerika’da yaşadığı dönemde spora olan merakı yüzünden sertifika alarak dört yıl boyunca çeşitli spor merkezlerinde hocalık yaptı. Ancak bir hobi olarak başlayan sağlıklı beslenme merakı, kısa süre sonra bir tutkuya dönüşünce 2001 yılında bu konuyu daha profesyonelce öğrenmeye karar verdi. Amerika’da bulunan American Health Science University’nin long-distance learning “Beslenme Uzmanı Bölümünü (Certified Nutritionist)” 2005 yılında tamamladı ve bir yıl sonra lisansını aldı. Ayrıca sporcu beslenmesi, performans beslenmesi ve sağlıklı menüler üzerine çeşitli workshop ve kurslara katıldı.

• İstanbul’a döndükten sonra profesyonel yaşamda birkaç iş denemesinden sonra sağlıklı beslenmeye duyduğu ilgi ve bu alanda aldığı eğitimler sonrasında Nutrizone Sağlıklı Yaşam Danışmanlık Hizmetleri şirketini kurdu.

• Nutrizone kanalıyla spor kulüplerine beslenme danışmanlığı, kurumsal sağlıklı yaşam programı tasarım ve uygulaması, okullara sağlıklı menü danışmanlığı, restoranlara sağlıklı menü danışmanlığı ve sağlıklı ürün geliştirme ve pazarlama danışmanlığı yaptı.

• Son olarak keyif için başladığı pilateste deneyimlediği pozitif etkiler sonucu bu sistemi daha detaylı anlamak ve öğrenmek üzere STOTT PILATES Academy’nin Level 1 (Matwork IMP, Reformer IR, ICCB)  “instructor trainer” eğitimlerini tamamladı.

• Nutrizone ile eş zamanlı olarak bilişim, e-ticaret, perakende gibi farklı sektörlerden şirketlere pazarlama ve iletişim alanında özel danışmanlık hizmeti vermeye devam eden Lakay, Mayıs 2008’den beri Management Centre Türkiye’nin Kurumsal İletişim Müdürü olarak görev yapıyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.