Murat Arın: IMF'ten en fazla döviz etkilenir
2010'a girerken IMF anlaşması bir kez daha gündeme geldi. Anlaşmanın bu kez imzalanması halinde bundan en olumlu etkilenecek Türk Lirası olacaktır
İki üç ayda bir ısıtılıp önümüze sunulan "IMF yemeği" bir kez daha sofraya geldi ve piyasalarda bir olumlu etki daha yarattı. IMF anlaşmasının olup olmayacağı bu satırları yazarken yine çok net değildi. Ancak neredeyse iki yılı bulacak görüşmelerin ardından bu açıklamalar yapılıyorsa önemli mesafe kat edildiğini kabul etmek gerekir. Yine de son anda imzalanmaması olasılığını akılda bulundurarak davranmakta yarar var. Forbes'taki yazılarımda genel olarak IMF'e karşı görüşler savunuyorum. Ancak hiçbir zaman "kesin redçi" olmadım; önceki anlaşmaların koşullarını ve yaptırımlarını eleştirdim. Özellikle son IMF anlaşması nedeniyle izlenen yüksek faiz politikası ekonominin üzerinde büyük bir yük olmuştu. Bugün yapılacak bir anlaşmanın bu tür zorlamalar içermediğini umut edebiliriz. Ve en önemlisi küresel krizin etkilerinden daha hızlı kurtulmak için ucuz dış kaynağa ihtiyaç var. Dünyanın büyük bölümünde olduğu gibi 2009'un ikinci yarısından itibaren ekonomiler toparlanıyor ama çok zayıf biçimde. Yandaki grafikte görebileceğiniz gibi mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksi Ocak 2008'e göre önce yüzde 20 geriledi ve dibe vurdu. Ekim ayı itibariyle ise dipten yüzde 10 civarında bir sıçrama oldu. Bu da önemli ama sanayi üretiminin 2008 başına dönmesi için yüzde 14-15 daha artması gerekiyor. Hafta içinde gelen dış ticaret rakamları Kasım'da canlanma eğiliminin devam ettiğini gösterdi.Ama yüksek işsizlik dikkate alındığında bütün bunlar yeterli değil. IMF'in sağlayacağı kolay ve ucuz finansman olanakları artı buna ek olarak güvenin artmasıyla gelecek yabancı sermaye 2010'un çok daha iyi bir performansla atlatılmasını sağlayabilir.
IMF'in piyasalardaki en önemli etkisi TL üzerinde olacak gözüküyor. Ödemeler dengesi 2009 yılında açık vermedi ama bıçak sırtında gidiş devam etti. TL dengeli bir seyir izledi ancak birçok gelişmekte olan ülke parasından farklı olarak fazla değer kazanmadı. Üstelik piyasaların karışma riski ciddi bir olasılık olarak devam ediyor. Anlaşma TL'nin değer kazanmasını sağlayacak, dışarıdaki riskler azaldıkça bu eğilim artacaktır. Bu durum genel olarak TL'nin döviz sepeti karşısındaki seyri açısından belirleyici olacak. Doların son dönemdeki yükseliş trendini bir süre devam ettirmesi bekleniyor. Buna bağlı olarak TL, euro karşısında daha çok değer kazanabilir.
İMKB ise büyük ölçüde bir IMF anlaşmasını fiyatlamış gözüküyor. Şiddetlenen kriz ve IMF anlaşmasının olmaması, MSCI'nin hazırladığı gelişen piyasalar endeksi ile Türkiye Endeksi arasındaki farkın yüzde 30 açılmasını sağlamıştı. Piyasalar iyileştikçe bu fark azaldı. Eylülde IMF anlaşmasının gündeme gelmesi farkın tamamen kapanmasını sağladı. Daha sonra artan riskler ve IMF'sizlik, farkın kasım sonunda yüzde 10'a kadar çıkmasına neden oldu. Geçen ay fark yeniden kapandı. Bundan sonra borsanın iyi performans göstermesi ekonominin yüzde 4'ün de üzerinde büyümesi beklentilerine bağlı olacak.
Geçen hafta küresel piyasalarda yeni bir balon oluşmaya başladığını yazmıştım. Bu eğilim hafta boyunca devam etti. Yeni yılın ilk günlerinde borsalar yeni bir ivme kazanabilir. Ancak piyasaların seyrinde cuma günü ABD'de açıklanacak işsizlik verileri belirleyici olacak. Tarım dışı istihdamın çok az düşmesi bekleniyor. Böyle olursa yükseliş bir süre daha devam edecektir. 2010 için çok farklı beklentiler var ama bunları haftaya bırakalım.
Sanayi üretimi ekimde sıçradı
TUİK son bir yıldır mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretim endeksini açıklıyor. Sanayi üretim endeksinin dalgalı seyrinden farklı olarak bu endeks ekonominin gidişine daha net bir biçimde ışık tutuyor. Etkilerden arındırılmış sanayi üretim endeksi 2008 başında 120 seviyesindeydi. Krizin şiddetlenmesiyle 2009 başında düşüş yüzde 20'ye ulaştı. Bahar aylarında hükümetin açıkladığı teşvikler ve vergi indirimleri üretimin biraz kıpırdanmasını sağladı ancak bu yeterli değildi. Yılın ikinci yarısında küresel ekonomideki canlanma, dış ticaretin artmasını sağlarken sanayi üretiminde de ciddi bir sıçrama getirdi. Dış ticaret rakamları kasım ayında da bu eğilimin süreceğini gösteriyor. Ancak 2008 başına dönmemiz için yüzde 14-15 artış daha gerekli. Bunu ancak küresel ekonomideki toparlanmanın kuvvetli bir canlanmaya dönmesi getirebilir.(www.finanstrend.com)
(Murat Arın – 03.01.2010)
EN SON HABERLER
- 1 Yeni Malatyaspor'da sözleşmesi sıkıntısı! 10 futbolcu...
- 2 70 bin kişilik çalışan ordusu
- 3 Siemens Ar-Ge’de kadın harekâtı
- 4 Geleceğin şefleri yetişiyor
- 5 Duygusal zekâ sahnede
- 6 Atamalar
- 7 Geleceğin veri bilimcileri ING’den çıkacak
- 8 Genç yetenekler Türk Telekom’da START verdi
- 9 Atamalar
- 10 İşe gitmeden yıllık 800 bin $ kazanıyorlar