Y kuşağı şirketlere inancını yitiriyor

İşe girmeden önce şirketlerin iddialı söylemlerinden etkilenen üniversite öğrencilerinin algısı, işe başladıkları ilk 6 ay içinde negatife dönüyor. Öyle ki öğrenciyken firmaları inovatif, insana değer veren, prestijli olarak nitelendiren gençler, işe başladıktan sonra şirketi sömürücü olarak nitelendirirken kendilerini ise sıkışmış, çaresiz ve umutsuz olarak tanımlıyor.

KARAMSAR BİR TABLO
İşveren markası danışmanı Evrim Kuran, Y kuşağı gençlerin işe girmeden önce şirketlerden çok yüksek beklentileri varken işe girdikten sonra tamamen değiştiğini belirtiyor. "Öğrencilere ve genç profesyonellere ilk çağrışım diye bir test hazırlıyoruz. İşe girmeden önce bir firmayla ilgili ilk çağrışımları inovasyon, yenilik, insana verilen değer, markanın gücü, prestij, değişim, hayat boyu öğrenme olan gençler işe başladıktan 6 ay sonra gibi kısa bir sürede şirketle ilgili ilk çağrışımları sömürü, umutsuzluk, çaresizlik, sıkışma, kendini gerçekleştirememe oluyor. Çok karamsar bir tablo" diyor. 52 ülkede yaptıkları araştırmaya göre 'mezun olduğumda kendi işimi yapmak istiyorum' diyen öğrenci oranının en yüksek olduğu ülkenin Türkiye olduğunu ifade eden Kuran, "Bu yıl ilk kez birinciliğe çıktık. İngiltere ve BAE ile yarışıyorduk. Nedeni çok açık: Gençler kurumsal hayata dair umutlarını kaybediyor. Eğer burası San Fransisko olsaydı ve Silikon Vadisi'nde görüşüyor olsaydık bu gençlerin garajlarında yeni bir inovatif şirket kurmak istedikleri için böyle bur sorucun çıktığını söyleyebilirdik ama Türkiye'de böyle bir durum yok" diye konuyuyor. Araştırma yaptıkları 35 bin gencin yüzde 18'inin kendi işini yapmak istediğini vurgulayan Kuran, "Şirketler o girişimci ve tuttuğunu koparabilen yüzde 18'in yüzde 1'ini istihdam edebilse kurumlarını uçurabilirler" diyor.

SIRADA Z KUŞAĞI VAR
Mutluluk vadeden bir tüketici markasının çalışanlarına da mutluluk ortamı sağlaması gerektiğinin altını çizen Kuran, bu konunun 2-3 yıldır CEO'ların gündeminde olduğunu, bu şekilde kurumsal markalarını güçlendirme çalışmaları yaptıklarını belirtti. Y4nin de ötesinde 3-5 yıl sonra Z kuşağının istihdam edilmeye başlanacağını vurgulayan Kuran, "İş görüşmeleri dahi çok önemli. Adayın yaşadığı çok kötü bir tecrübe o firmanın ürünlerinin satın alınmaması noktasına kadar gidiyor" dedi.
İNSANLARA GÜVENMEYİ ÖĞRENMEK GEREKİYOR
Plaza dünyasının çalışanların sıkıştırmaya başladığını belirten Kuran, "Geleneksel kurumsal ortamda artık statükocu zihniyeti sarsmak gerekiyor. O yüzden biraz esnemek, insanlara güvenmeyi öğrenmek ve pozisyona göre değil liyakata göre ödüllendirme yapmak gerekiyor" dedi. Kuran, 'Tekkeyi bekleyen çorbayı içer' anlayışının bir an önce terkedilmesi gerektiğini belirterek, "Geriden çok kalifiye bir genç kuşak geliyor. Yeni anlayışlara kapı aralamak şart" diyor.
ELEMAN SİRKÜLASYONU 3 KAT HIZLANDI
"Türkiye'de her yıl çalışan devir oranları çılgınca artıyor. Bunların hepsi mi hayırsız? Çalışma süreleri 7-8 yıldan 2.4 yıla indi" diyen Kuran, inovatif bir şirket olmak için yeni jenerasyonun vazgeçilmez olduğunu kaydetti. Y jenerasyonunun söylendiği gibi saygısız ve aceleci olmadığını vurgulayan Kuran, "Her geçen gün instagram takipçisi bile milyonu aşarken nasıl aceleci olmasınlar?" dedi. Artık şirketlerin 'okul şirket' kimliğine geçmeleri gerektiğini ifade eden Kuran, "Yetkinlik gelişimini okul değil şirket verir. Bu işi iyi yapan şirketler liselere gidiyorlar. Meslek kararı lisede veriliyor çünkü. Bunlar yeni nesil yaklaşımlar" diye konuştu.