Ankara'da köpek balığıyla yüzmek!
Kısa bir süre önce Ankara'da açılan devasa akvaryum Aqua Vega'da 12 bin balık ve deniz canlısı yaşıyor. Akvaryumun en popüler canlısı ise kum kaplanı köpek balığı. Denizlerin efendisi olan bu balığı mekanında ziyaret ettik, aynı sularda yüzdük, yanına gidip bir de selam verdik!
EN ÖNEMLİ KURAL TEMKİNLİ OLMAK
Aqua Vega'yı Türkiye'deki diğer akvaryumlardan ayıran özelliği, köpek balığının da yaşadığı bölümde dalış yapma imkanı sunması. Biz de profesyonel dalgıç Gökhan Bey ile burada dalacağız. Dalgıç brövesi (tek yıldız) olan biri olsam da, kısa bir temel eğitim veriliyor. Çünkü suyun altının kendine has kuralları var. Öyle 'Bana bir şey olmaz' türü yaklaşımlara prim verilmiyor. En önemli kural, temkinli olmak. İki dalgıcın en temel iletişimi olan el işaretleri tekrar hatırlatılıyor. Malzemeler tek tek kontrol ediliyor... Sonra giyinmece ve büyük an. Gökhan Bey son kez "Bizim köpek balığımız iyi huylu, içinde bir tereddüt olmasın. Aşağıda sakin sakin yüzeceğiz," diyor. Sonrasında dalışa geçiyoruz. Binlerce balık kendi halinde akvaryumda geziniyor. Küçük olanlar sürüler, büyükler ise kimi tekli, kimi ikişerli üçerli gruplar halinde dolaşıyor. Ani hareket etmemek gerek. Çünkü su altında ne de olsa misafiriz! Yaklaşık dört-beş metre derinliğindeki havuz, deniz suyu standartlarında... Deniz bitkileri de yer aldığı için denizde gösterilen hassasiyetin burada da gösterilmesi şart. Dalış sırasında tünelde bulunanlar da bizi izliyor. Hem onlar için hem de bizim için heyecan verici bir durum. Selamlar veriliyor, fotoğraflar çekiliyor. Ama tam o an da köpek balığımız kendini gösteriyor. Aslında 1.5 metre boyunda. Ama su altında 2 metre kadar algılıyor insan. Aslında onun çok da umurunda değiliz. Çünkü balığın yüzme rotasının dışındayız. Kendi halinde, ama cool bir şekilde, kuyruğunu hafif hafif dalgalandırarak yüzüyor. Akvaryumun diğer bölümünde bir uçak, bir de gemi enkazı var. Tabii bunlar maket, ama bir bakmak heyecan verici. 2. Dünya Savaşı'ndan kalma uçak ve gemi enkazı etrafında bir tur attıktan sonra, köpek balığının da rotasını kollayarak dolaşmaya devam ediyoruz. Ama bu sefer bir balık sürüsünün ortasında kalıyoruz. Bu küçük balıklar meraklı çıkıyor. Etrafımızı sarıyor. Aslında bu bir iletişim kurma biçimi. Sabit kalmak gerek. Sonrasında ise yine köpek balığı karşıdan geliyor. Cool'luğundan vazgeçmemiş tabii... Karşıdan bir selam verip yolumuza devam ediyoruz. Selamı aldı mı, onu bilemiyorum. Fakat bu dalış, köpek balıklarıyla ilgili ne kadar önyargılı olduğumuz gerçeğini anlamamı sağlıyor. O ünlü Jaws'a söyleniyorum: "Sen yok musun sen... Kaç nesli, köpek balıklarının tehlikeli olduğuna inandırdın." Hani atalar demiş ya, insanın adı çıkacağına canı çıksın diye, o hesap; köpek balıklarının da adı çıkmış. Oysa her türün iyisi de var kötüsü de. Ankara'daki iyi huylu ve misafirperver...
EN SON HABERLER
- 1 Beklentiler arttıkça boşanmalar da fazlalaşıyor
- 2 Batı’da çocuklar bunalımda
- 3 İçindeki sesi dinleyen bir diva
- 4 Gidenin ardından kalan sessizlik değil dönüşümdür
- 5 Bir düğün dernek meselesi: 150 dolara yuva kuruyorlar
- 6 Video ekranlarından kafamızı kaldıramıyoruz
- 7 Türk liselilerin müthiş başarısı
- 8 Rahmi Aksungur sanatseverlerle buluşuyor
- 9 Anne-babalar ekran başında kayboluyor
- 10 İnsanlık Gazze’deki vahşete daha ne kadar sessiz kalacak?