Hırslıyım ama kibirli değilim
Başbakanın kuzeni olmanın avantajını da, dezavantajını da yaşamadım.
Ahmet Hakan'la omuz omuza verdiğimiz güzel dönemlerimiz oldu. Keyifli bir dönemdi. Bana her zaman iyiliği dokunmuştur. Ama yıllardır görüşmüyoruz. Her şey geçmişte kaldı.
Türkiye'de son 10 yılda çok büyük bir dönüşüm yaşandı. O değişimi desteklemek yandaşlıksa eğer, ben yandaşım.
Son günlerde rakiplerine üst üste haber atlatıyor. a Haber, Suriye olaylarında dünya TV'lerinin ve ajanslarının referans gösterip kullandığı görüntülerin kaynağı oldu. Urfa'daki cezaevi yangınını içerden veren ilk haber kanalıydı. Birkaç gün önce İstanbul'un yüreğini ağzına getiren

RUHUMDA HEP GAZETECİLİK VARDI
- Uzun yıllardır televizyon yöneticiliği yapıyorsunuz, ama kendiniz ön planda olmayı pek sevmiyorsunuz. Cengiz Er kimdir?
- 1966'da, Rize Güneysu'da bir köyde doğdum, Mişona. Adı Rumlardan kalan bir köy. Eskiden Mişon adlı bir bey otururmuş orada, adı oradan geliyor. Bizim köylerimizin adı hep Rumcadır.
- Ailede Rumca bilen var mı?
- Yok. Bizim kökenimiz Kafkaslar'dan geliyor.
- Kaç kardeşsiniz?
- Altı erkek kardeşiz. Bir kız kardeşim varmış. İlk doğan iki kardeşten biri. Ama bir yaşında vefat etmiş. Annemle babam herhalde 'Bir kız daha bulacağız,' diyerek altıya kadar çıktılar. Altıdan sonra pes ettiler tabii. Liseyi Güneysu'da okudum. Üniversiteye kadar Rize'den hiç çıkmadım. Ara ara İstanbul'a gelip giderdim, ama kalıcı olarak Rize'den ilk defa Ankara'ya gittim. Gazi Üniversitesi Basın Yayın Yüksekokulu'na... İlk tercihimdi. Radyo- Televizyon Bölümü'ne kayıt yaptırdım. Yıl 1984. M. Tali Öngören, Korkmaz Alemdar, Hasan Köni ve Ünsal Oskay benim de hocalarım oldu.
- Ailede tek haberci siz misiniz? Diğer kardeşleriniz ne yapıyor?
- Tek haberci ben çıktım. Abim öğretmen kökenli, şu an Yurt- Kur'da. Öğretmenlikten gelen diğer iki kardeşimden biri Danıştay üyesi, diğeri Rize Ünversitesi'nde çalışıyor. Doğa sporları, kültür işleri ve müzikle ilgileniyor. Küçük abim Rize'de ticaretle uğraşıyor. Aramızda bir tek ticari kafası olan oydu. Öğrencilik yıllarımızın finansörü oydu (gülüyor). Ankara'da üniversiteyi bitirdikten sonra stajyer olarak TRT'de mesleğe başladım. Sonra özel radyolar furyası başladı. Yıl 1991. İki-üç idealist arkadaş Rize'de radyoculuk yaptık. Çay toplayan Fadimelere rock müzik çalardık. Benim aylaklık yıllarımdı diyebilirim.
- Özel televizyon macerası ne zaman başladı?
- 1994'te Kanal 7'ye girdim. Nabi Avcı, şu anda milletvekili, başbakanın eski danışmanıydı. Onunla Ankara'dan tanışıyordum. Kanal 7'nin kurucularındandır. 1994 Temmuzu'nda, Reşitpaşa Emirgan'da bir villadan yayına başladık. Kanal 7'de muhabir olarak başladım. Televizyon muhabirliği, gazetecilikten biraz farklı. Daha hızlı olmanız lazım. Polis-adliye muhabiri olarak başladım televizyon haberciliğine. Bir İstanbul kanalıydı ilk başta. Her şeye koşturuyorduk. Üç-dört sene sonra, elimiz kalem tutuyor diye sahadan beni masaya çektiler. İstihbarat şefliği, editörlük derken, haber müdürlüğüne terfi ettim. Yöneticiliğe çok erken geçtim. İçimde uktedir. Keşke arazide biraz daha kalsaydım. Gazi olayları, Ümraniye olayları, Civangate skandalı. Tayyip Bey'in İBB Başkanlığı dönemi, cezaevi günleri, 28 Şubat fırtınası... Tayyip Bey'in cezaevine girdiği günlerde, ben Kanal 7'de haber müdürüydüm.
- Başbakanın akrabasısınız. Akrabalık dereceniz nedir?
- Annelerimiz kardeştir. Teyze çocuklarıyız.
- Öz kuzen mi?
- Evet. Tayyip Bey, İstanbul'da doğup büyüdü. Ama büyüğümüz olarak bizi uzaktan takip ettiğini, İmam Hatip yıllarında bana kitaplar gönderdiğini hatırlarım. Ben Ankara'da Basın Yayın Yüksekokulu'nda okurken, Cebeci'deki bekar evimize ziyaretimize gelirdi zaman zaman. O dönemde Refah Partisi İstanbul İl Başkanı ve aynı zamanda MKYK üyesiydi.
DELİ GİBİ FOTOROMAN OKURDUM
- Siyasete atılmanız için kendisinden teklif geldi mi?
- Ben konuşmasını beceremeyen bir adamım. Benden siyasetçi mi olur? Benim ruhumda hep gazetecilik vardı. Gazeteciliği çok sevdim. İlkokuldan itibaren gazeteleri önüme koyar, didik didik eder, okurdum. Deli gibi fotoroman okurdum mesela. O zaman gazetelerde yayımlanırdı. Eski romanların tefrikaları olurdu. Ailemizde, özellikle anne tarafında büyüklerim denizcidir. Denizi anlatan, denizde geçen romanlar okurdum. Halikarnas Balıkçısı falan...
- Kanal 7 tecrübeniz ne kadar sürdü?
- Dokuz sene aralıksız çalıştım orada. Televizyonculuğun bütün aşamalarını öğrendim. Çok büyük ustalarımız olmadı o dönemde, ama ağabeylerimiz vardı. Orada, bir kanalın emekleme dönemini yaşadık. İlk başta banttan haber, ana haber bülteni yapardık. Bir seneye yakın böyle gitti. Sonra tabii kanalın vizyonu genişledi. Bunu, ulusal bir kanal haline getirme kararı çıktı. 28 Şubat döneminde oradaydım, Türkiye'nin en fırtınalı yıllarıydı. Çok sert muhalefet yapıyorduk. Ahmet Hakan ile beraberdik. Uzun yıllar Ahmet Hakan Coşkun'un editörlüğünü yaptım. O, haber dairesi başkanıyken, ben haber müdür yardımcısıydım. Ortak çok anımız vardır.
EN SON HABERLER
- 1 Beklentiler arttıkça boşanmalar da fazlalaşıyor
- 2 Batı’da çocuklar bunalımda
- 3 İçindeki sesi dinleyen bir diva
- 4 Gidenin ardından kalan sessizlik değil dönüşümdür
- 5 Bir düğün dernek meselesi: 150 dolara yuva kuruyorlar
- 6 Video ekranlarından kafamızı kaldıramıyoruz
- 7 Türk liselilerin müthiş başarısı
- 8 Rahmi Aksungur sanatseverlerle buluşuyor
- 9 Anne-babalar ekran başında kayboluyor
- 10 İnsanlık Gazze’deki vahşete daha ne kadar sessiz kalacak?