Diş eti iltihaplanmalarına dikkat! Kemiklerin hasarını tetikliyor

Journal of Biological Chemistry'de yayınlana bu makalede, ciddi diş eti enfeksiyonları diş etleri gibi yumuşak ağız dokularına zarar vermesi ve dişleri destekleyen alt katmandaki kemikleri (alveolar) yavaş yavaş aşındırmaya başladığı biliniyor. Hem dişlerin tabanındaki kemik cepleri hem de dişleri çene kemiğine sabitleyen bağlar bakteriyel enfeksiyon tarafından kırılmaya karşı hassastır. Kontrol edilmeyen periodontal kemik erozyonu sonunda diş kaybına neden olur. Diş ceplerinde bulunan bakteri plağının birikimi de diş eti hastalıklarının nedeni olduğu uzun zamandır biliniyor. Diş eti hastalığına neden olan bakterilerin dış zarlarının ana bileşenleri lipopolisakkaritler adı verilen moleküllerdir. Lipopolisakkaritler bakteri hücresini destekler ve bağışıklık hücrelerinin saldırılarına karşı korur, ancak aynı zamanda, bakterileri patojen olarak tanıyan bağışıklık hücreleri üzerindeki reseptörleri (TLR4) devreye sokarak diş eti iltihabına neden olmakla da ilişkilendirilmiştir. Bu bilgilerin ışığında, çalışmanın yazarı Profesör Masaki Inada, bakterilerden ve otolog hücrelerden türetilen çift sarmallı RNA dahil olmak üzere diğer zararlıların periodontal kemik kaybının ilerlemesinde neden olup olmadığını şimdiye kadar belirsiz olduğunu belirtti. Bu çalışmada, diş eti hastalıkları sırasında kemik iltihabının ilerlemesinde ne kadar etkili olup olmadığı araştırıldı. Sağlıklı kemiklerde, kemiğin dış yüzeyindeki stromal osteoblast, yeni kemik materyali oluştururken, hematopoietik hücrelerden kaynaklanan osteoklast, minerallerin emilmesi için eski kemiği parçalar; aktiviteleri arasındaki denge kemik kütlesini korur. RANKL adı verilen bir protein, bu dengenin korunmasında ve dolayısıyla kemiğin nasıl başarılı bir şekilde yeniden şekillendirilmesinde rol oynar. Osteoblastlar tarafından doğal olarak üretilen hormon benzeri PGE2 ( prostaglandin E2 ) molekülü, diş eti iltihabı sırasında RANKL'ı yeniden düzenler. PGE2 ve dolayısıyla RANKL üretimindeki değişiklikler kemik kaybını ve kazanımını etkiler. Bilim insanları, farelerden alınan osteoblastlar ve kemik iliği hücrelerinin yanı sıra dsRNA'ya benzer sentetik bir molekül kullanarak, hücrelerin dsRNA'ya maruz bırakılmasıyla ilgili deneyler yaptı. dsRNA'nın, kemiği parçalayan hücreler olan daha fazla osteoklastın farklılaşmasını açıkça indüklediğini gözlemlediler. dsRNA, osteoblastların daha fazla hormon benzeri PGE 2 üretmesine neden oldu, bu da RANKL'ı artırdı ve osteoklastları farklılaşmaya teşvik etti. Böylece, osteoblastlar, dsRNA molekülleri ile etkileşimler yoluyla, kemik aşındırıcı osteoklastların üretimini artıran hücresel sinyaller gönderdi. dsRNA ayrıca olgun osteoklastların daha uzun süre hayatta kalmasını sağladı. Daha uzun süre hayatta kalan osteoklastlar, diş etleri bakteriyel hastalıktan iltihaplandığında kemiğin daha fazla tutunmamasına yol açar. Çalışma, diş eti hastalığının kemiklerin parçalanmasına neden olduğu önceden bilinmeyen bir mekanizmayı ortaya çıkardı. Inada, 'Bu veriler, stromal osteoblasttaki TLR3 sinyalinin PGE 2 üretimini kontrol ettiğini ve daha sonra olgun osteoklastların farklılaşmasını ve hayatta kalmasını indüklediğini gösteriyor.' Stromal osteoklastlar, dişleri sabitleyen kemiklerin inflamatuar yaralanmasına yol açar. Diş eti iltihaplanmalarında kemik hasarına yol açan iltihabın, bakteriler veya dokularda birikmiş bağışıklık hücreleri aracılığıyla verilen dsRNA tarafından başlatılabileceğini bilmek, diş eti hastalığının etkileriyle mücadelede ileriye doğru atılmış bir adımdır. İleriye bakıldığında, araştırmacılar dsRNA'nın zaman içinde diş eti iltihaplarının ilerlemesine nasıl katkıda bulunduğunu daha fazla incelemeyi planlıyorlar. Altta yatan mekanizmaları anlamak, diş eti hastalığından kemik kaybını önlemek için yeni ilaç geliştirmenin temelidir.

Diş eti iltihaplanmalarına dikkat! Kemiklerin hasarını tetikliyor

Hızla kilo verdiriyor! Zayıflamak isteyenlerin gizli çaresi: "Limon suyu ile karıştırıp için..."

Şeker hastalarının çaresi bulundu! Meğer günde bir kaşığı şifaymış...

Tek bir bardağı vücuttaki tüm zehri atıyor! "Doğal şifa kaynağı" olduğu ispatlandı...