Doktorların kanser hakkında bilmenizi istediği 5 şey! İnsanların %70’i aynı hatayı yapıyor: Yemek yerken…

Southwestern Tıp Merkezi'nin yaptığı açıklamaya göre; vakaların oldukça küçük bir yüzdesinin aile öyküsü nedeniyle bu kansere yakalanıyor. Vakaların çok daha büyük bir bölümü, sigara içmek, hareketsiz bir yaşam ve kötü beslenme gibi yaşam tarzı seçimlerinden kaynaklanıyor. Kolon kanseri teşhislerinin yaklaşık %70'i ise; aynı merkez tarafından 'kalıtsal olmayan çevresel faktörler' sebebiyle oluştuğu kabul ediliyor. OLASI ETKENLER: İltihaplı bağırsak hastalığı, ülseratif kolit, Crohn hastalığı Yağ oranı yüksek ve/veya lif oranı düşük diyetler Sigara/tütün kullanımı Fiziksel hareketsizlik ve/veya obezite Tip 2 diyabet Kolon kanserine yakalandıktan sonra uzun bir süre bunu fark etmemeniz normal kabul ediliyor. Bunun sebebi; belirtilerin genellikle ilerleyen aşamalara kadar ortaya çıkmaması. Ayrıca 50 yaşın altındaki kişilerde kolon kanserinin artmasıyla birlikte, daha ciddi bir soruna dönüşmüş durumda. California San Francisco Üniversitesi'nden yapılan bir açıklamaya göre; kolorektal kanserlerin ve ölümlerin yaklaşık %90'ı önlenebilir. Düzenli taramaların yanı sıra; egzersiz yapmak, sağlıklı kilo aralığını korumak bu riski büyük oranda düşürüyor. KOLON KANSERİ HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER Tıbbi Onkolog Misag Karimi Irvine, çoğu kolorektal kanserin kolon veya rektumun pürüzsüz iç astarında polip adı verilen büyümelerle ortaya çıktığını belirtiyor. Diğer kanser türleriyle karşılaştırıldığında kolon kanseri, ne yediğiniz ve ne kadar egzersiz yaptığınızdan çok daha fazla oranda etkileniyor. Sebze ve meyve yönünden zengin beslenme, kepekli tahılları tüketme ve hayvansal yağ oranı düşük bir diyetin daha düşük kolon kanseri riskiyle ilişkili olduğu biliniyor. Ayrıca kolorektal kanserli kişilerin çoğu, yaklaşık yüzde 70'i, daha yüksek riske işaret eden kalıtsal problemlere de sahip değil. Bu durum, doğru bir yaşam stiliyle kolon kanserinden korunabileceğinizi gösteriyor. Amerikan Kanser Derneği, ortalama kolorektal kanser riskine sahip kişilerin 45 yaşında düzenli taramaya başlamalarını önermektedir. Takip kolonoskopileri, kişinin riskine ve ilk testten elde edilen bulgulara bağlı olarak her 1-3 yılda bir yapılmalıdır. Basitçe söylemek gerekirse, risk azaltma ve erken teşhis, daha iyi sonuçların anahtarıdır. KOLON KANSERİ ARTIK 50 YAŞ ALTINDAKİ İNSANLARDA DA YAYGIN GÖRÜLÜYOR Dr. Karimi, son yıllarda kolon kanseri dağılımında önemli bir değişim gördüklerini belirtti. Artık 65 yaş üstünde görülme sıklığı azalırken 50 yaş ve altı kişilerde bu kanser türünün yaygınlaştığı görüldüğünü belirten Karimi, bu kanser türüne sahip 5 kişiden birinin 20 ila 54 yaş arasında olduğunu söyledi. Araştırmalar, 1990'larda doğan kişilerde kolorektal kanser riskinin 1950'lerde doğanlara göre iki kat daha fazla olduğunu ve ölüm oranının da daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bu durum, muhtemelen diyet ve egzersiz eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Egzersizin bireyin genel sağlığında çok büyük bir bileşen olduğu biliniyor ve daha fazla egzersiz ve daha az oturmanın kolorektal kanser riskini etkilediği görülüyor. Karimi, 'Daha genç demografide teşhis konulan hastaların yarısı fazla kilolu. Her gün hastalara bakan bir tıbbi onkolog olarak, hastalarıma besleyici yiyecekler yemelerini ve günde sadece 10 dakika bile olsa günlük egzersiz yapmalarını tavsiye ediyorum. Küçük değişiklikler büyük fark yaratır. Kanseri durdurmanın en iyi yolu, onu en başta önlemektir ve ne kadar erken sağlıklı seçimler yaparsanız, potansiyel faydalar o kadar büyük olur' açıklamasında bulundu KOLON KANSERİ HAKKINDA YANLIŞLAR Dr. Karimi'ye göre; pek çok insan, bunun yaşlı erkekleri etkileyen bir hastalık olduğunu düşünülmesi oldukça yanlış. Kolorektal kanser, yalnızca gençleri etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda erkeklerde kadınlardan biraz daha fazla görülüyor. Karimi'ye göre bir diğer yanılgı, semptomları yoksa hastalığa da sahip olmadıklarını düşünmeleri. Fakat kolorektal kanser belirtileri genellikle kanserin ileri evrelerinde ortaya çıkarak hayati bir riske neden olabiliyor. Kolon kanseri olan hastalarda hiç semptom görülmeyebilir veya semptomları diğer gastrointestinal sorunlarla aynı olabilir. Kanser hücrelerini içeren polipler semptom göstermeden kolon duvarında sadece aylarca değil yıllarca kalabilirler. Şiddetli semptomlar ortaya çıktığında, kanser genellikle daha ileri bir aşamaya ilerlemiştir. Bu, insanların aile tıbbi geçmişlerini bilmeleri ve bir şeyler ters giderse doktorlarına söylemeleri için birçok nedenden biridir. Semptomların nedeni kolon kanseri olabilirse, nedeni bulmak için yapılabilecek tarama testleri var. KOLON KANSERİ BELİRTİLERİ Karimi'ye göre; 'İnsanların asla görmezden gelmemesi ve doktorlarına bildirmemesi gereken kolon kanseri uyarı işaretleri: Uzun süre devam eden (birkaç günden fazla) barsak alışkanlıklarında değişiklik olması, Rektum kanaması Dışkıda kan Karın ağrısı Kramp Zayıflık veya yorgunluk Şişkinlik İstenmeyen kilo kaybı Mide bulantısı ve kusma KOLON KANSERİ İLERLEYİŞİ YAVAŞ OLABİLİR VE TARAMALAR HAYAT KURTARIR Karimi'ye göre; kanser hücreleri içeren poliplerin kanama, ağrı veya başka semptomlara neden olmadan aylarca, hatta yıllarca kolon duvarında kalabiliyor. Tarama, erken bir kanser teşhisi alma şansını artırır. Tarama ve yeni tedaviler sayesinde kolon kanseri erken yakalandığında prognoz (öngörü) çok iyidir. Kolorektal kanser en iyi tedavi edilebilen kanserlerden biridir, ancak araştırmalar on milyonlarca insanın bağırsak hazırlığı korkusu, test korkusu ve sonuçlardan korkma nedeniyle hayat kurtaran taramaları atladığını göstermektedir. Kolonoskopi ile ilgili endişenizin sizi taramadan alıkoymasına izin vermeyin. Ağrısız bir muayenedir ve genellikle 30 dakikadan az sürer. Araştırma, kolon kanseri taramasının hayat kurtardığını kanıtladı.

Doktorların kanser hakkında bilmenizi istediği 5 şey! İnsanların %70’i aynı hatayı yapıyor: Yemek yerken…

Hızla kilo verdiriyor! Zayıflamak isteyenlerin gizli çaresi: "Limon suyu ile karıştırıp için..."

Şeker hastalarının çaresi bulundu! Meğer günde bir kaşığı şifaymış...

Tek bir bardağı vücuttaki tüm zehri atıyor! "Doğal şifa kaynağı" olduğu ispatlandı...