Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FERHAT ÜNLÜ

Hollywood’da Kaşıkçı Omertası

Omerta… Güney İtalya'da mafya mensuplarının; yetkililer veya harici kimseler tarafından yapılan sorgulamalara mutlak bir suskunlukla mukabele etme yasasına verilen isim. Bir kod ve aynı zamanda 'onur' olarak nitelendiriliyor. Mafya için öyle olabilir, ama kamu yararı için değil elbette.

Oxford İngilizce Sözlüğü, kavramın kökenlerinin izini sürdüğünde İspanyolca 'hombredad' adlı kelimeye erişmiş. Bunun da anlamı 'erkeklik, yiğitlik'. Bu da bir 'Sicilyan' kelime olan erkek anlamındaki 'omu' kelimesinin değişime uğramış hali. Bir başka teoriye göre ise kelime Latince'de tevazu anlamına gelen ve Güney İtalya diyalektlerinde önce 'umirta'ya, ardından da 'Omerta'ya evrilmiş 'humilitas' kelimesinden türeme… Artık hangi teoriyi benimserseniz…

Omerta, popüler kültüre Godfather'ın yazarı Mario Gianluigi Puzo'nun romanlarıyla ve elbette onun Hollywood uyarlamalarıyla girdi. Yani Hollywood, bu Omerta denilen şeyin ne olduğunu sizden, benden iyi bilir. Nitekim bu yasayı, Cemal Kaşıkçı'nın vahşice katledilmesi konusunda iki yılı aşkın bir süredir hakkıyla uyguluyor.

KAŞIKÇI OLAYINA DOKUNAMIYORLAR

SABAH'ın Dış Haberler editörlerinden Selçuk Eren, gazetede sabah gündeminde okuduğu bir haberin Middle East Eye'daki linkini gönderince sabah.com.tr'ye bugün bu konuda yazmak şart oldu. Çünkü bu olayın bir arka planı var. Sitedeki İngilizce haberin başlığının çevirisi şu:

"Kaşıkçı belgeselinin yönetmeni: Hollywood, Kaşıkçı olayına dokunamıyor."

Bunu söyleyen Bryan Fogel. Oscar ödüllü bir yönetmen. Film dağıtımcılarının Krallık'ta (Suudi Arabistan Krallığı'nı kast ediyor elbette) insan hakları meseleleri gündeme geldiğinde 'başka tarafa baktıklarını' söylemiş. Elhak, doğru.

Casusluk, diplomasi ve polisiye alanlarındaki yirmi beş yıllık gazetecilik (gerçek) ve yirmi yıllık edebiyat (kurmaca) deneyimimle 'Tarihin en ilginç cinayetlerinden biri, belki de birincisi' olarak nitelendirdiğim Kaşıkçı cinayetiyle ilgili olarak Hollywood başından beri üç maymunu oynadı, oynuyor. Allah var, Sean Pean, cinayetin ertesinde bir belgesel çekimi için İstanbul'a geldi ama o proje hitama ermedi.

Fogel ise, pandemi pandemi ciddi bir işe soyundu. Ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un önemli açıklamalarının da yer aldığı esaslı bir Kaşıkçı belgeseline imza attı. Eserin adı The Dissident, yani Muhalif.

YÖNETMEN DAĞITIMCI BULAMIYOR

Mamafih, belli ki eseri ülkesinde dağıtacak bir yiğit bulamıyor. Boşuna değil, bu açıklamayı yapması. Nitekim geriye doğru bir tarama yaptığımda karşıma medya ve eğlence dünyası dergisi TheWrap'te yayınlanmış önemli bir haber çıktı. Haberde Bryan Fogel'in gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetini ele alan belgesel filminin, Suudi yönetiminin ekonomik yaptırım korkusu nedeniyle Hollywood'da dağıtılamadığı bilgisi yer almış. O'LaLa!

Sundance Film Festivali'nde gösterilen ve eleştirmenler tarafından beğenilen belgeselin Suudi, daha doğrusu MBS korkusuna takıldığı aşikâr. Bu köşeyi yakından takip edenler aşinadır: MBS, Suud'un müstakbel kralı Muhammed bin Selman'ı kısaltması.

BOL MİKTARDA LİKİDİTE KONUŞMUŞ!

TheWrap'e konuşan film sektöründen kaynaklar, Hollywood dağıtım kurumlarının, Muhammed bin Selman'ın ekonomik misillemesinden çekindiğini söylemişler. MBS, daha cinayetin hemen ertesinde, daha doğrusu Ocak 2019'da Netflix'te stand-up'çı Hasan Minhaj'ın sunduğu Patriot Act adlı programın Kaşıkçı cinayetiyle ilgili bölümünün kaldırılmasını sağlamıştı. Elbette yine parayla…

Eylül 2020'de de bu yayından kaldırma işi karşılığında pazarlık gereği Suud'un pedofil ve eşcinsel içeriklerin yayınlanmasına izin verdiği itirafı da gelmişti Netflix'ten. İtiraf da Netflix'in iki kurucusu biri olan Reed Hastings'in itirafıydı yani. (Diğer kurucu, büyük büyük emmisi psikanalizin babası Sigmund Freud olan Marc Bernays Randolph. Ayrıntılar için Netflix'in psiko-analizi başlıklı yazıma bakabilirsiniz: https://www.sabah.com.tr/yazarlar/pazar/ferhat-unlu/2020/10/04/netflixin-psiko-analizi-1601811339)

MBS, Netflix'i para ile susturduğu gibi Hollywood'u da susturmuş. Fogel bunu şu cümlelerle açık açık söylemiş:

"Bu durumda Suudi Arabistan'ın Hollywood'a hali hazırda yatırdığı bol miktarda likiditesi var."

Girizgâhta yazdığım üzere Omerta, kamu yararı için değil, mafyanın maddi anlamda tekerine çomak sokulmaması için türetilmiş bir yasa. Moral, yani ahlaki değerlerden değil, çıkarlardan türeyen bir kavram. İtalya'nın güneyinde olduğu gibi ABD'nin batısında da para konuşuyor anlayacağınız.

Siyasal iktidarın (Trump), MBS'nin babası Selman'a 'Bak Kral' ünlemesiyle başlattığı pazarlık, kültürel iktidarın Omertası'na göre ehven-i şer dense yeridir. Öyle ya; Omerta, mafya siyasası için kendince ne kadar meşruysa(!) kültür için de o kadar gayrimeşrudur ve yüz karasıdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA