Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme macerası 60 yıllık bir hikâye. AB, 1958'de Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ismiyle ve 'İnsanlık tarihinin en büyük barış projesi' denilerek kuruldu. Bir sene sonra da Türkiye, topluluk üyesi olmak için başvuruda bulundu. 1960 darbesi ile darbeciler tarafından idam edilen merhum Başbakan Adnan Menderes bu başvuruyla, 'Türkiye'nin Avrupa'ya ilk adımı attığını' söyledi.
Bu 60 yıllık sürede, Maastricht ve Kopenhag gibi kriterleri, Türkiye'nin yarısı kadar bile yerine getiremeyen birçok ülke birliğe üye yapıldı ancak Türkiye hep kapı dışında tutuldu.
***
Türkiye'nin, 10 yıl önceki AB'ye giriş heyecanı bugün artık yok. Hatta tam tersine milletin bu lastik gibi uzayan süreçten sıtkı sıyrıldı desek yalan olmaz. 10 yıl önceye kadar Türkiye'nin AB'ye üyelik macerasında alınacak yolun, çıkarılacak uyum yasalarının AB'den ziyade Türkiye'nin demokrasisi için iyi olacağı düşünülüyordu.
Ancak AB'nin 'lideri' sayılan İngiltere'nin geçen sene Brexitile AB üyeliğinden çıkması, büyük hayallerle kurulan birlikteki kırılganlığı gösterdi. Hemen her olayda, Türkiye'yi suçlayan, 15 Temmuz FETÖ'cü darbe girişiminde bile haftalarca sesi çıkmayan, FETÖ'cü ve PKK'lı teröristlere sahip çıkan AB'nin, Türk milleti nezdindeki 'olumlu' imajı yerini bıkkınlığa bıraktı. Yani, AB Türkiye sosyolojisi nezdinde tüm kredisini tüketti.
***
Bu konunun bir kez daha gündem olmasının sebebi ise TRT World Forum'un kapanış oturumunda konuşan BaşkanErdoğan'ın "Referandum" çıkışı oldu. Avrupa Birliği'nin bu şekilde oyalamaya devam etmesi halinde Türkiye'de AB konulu bir referandum yapılabileceğini vurgulayan Erdoğan, "Hala bizi oyalıyorlar. Böyle bir zulüm olmaz. Hiçbir alanda bizimle mukayese edilemeyecek ülkeler AB'ye üye yapıldı. Merkel'e söyledim, almayacaksanız biz yolumuzu çizelim. Bu böyle gitmez, bize düşen 81 milyona gitmek. 81 milyon ne karar verirse ona bakmak. 'Tamam' denildiği anda hemen adımımızı atarız" ifadelerini kullandı.
***
Sabah gazetesi yazarı Engin Ardıç'ın yıllardır sürekli vurguladığı bir şey var: "AB'ye bizi almayacaklar."
Tüm kriterleri yerine getirsek bile AB'ye alınmayacağımızkonusunda Engin ağabey, nasıl bu kadar emin? Öncelikle Müslüman bir ülkeyiz. Diğer sebep ise Türkiye AB'ye kabul edilse bile son bir şart var. O da AB üyesi tüm ülkelerin, referandumla Türkiye'nin birliğe alınıp alınmayacağına karar vermesi.
Tüm ülkeler "evet" dese ve sadece bir ülke (Diyelim Güney Kıbrıs Rum yönetimi) "hayır" der ise Türkiye birliğe giremiyor. Bu bile AB'nin oynadığı tiyatroya yönelik halkta niye bıkkınlık oluştuğunu göstermeye yeter…
