Kendisini çatı adayı olarak gösterenler bile henüz ismini doğru dürüst telaffuz edemiyorlar.
Çatıdan düştüler besbelli.
Temel zaten yoktu.
Çatı da başlarına çökünce kafaları karıştı CHP ve MHP liderinin.
Her ikisi de aday gösterdikleri kişinin ismini ne hikmetse doğru dürüst telaffuz edemiyorlar işte.
Bahçeli "Ekmaleddin" dedi.
MHP yöneticilerinden biri canlı yayında çatı adaylarının soy ismini "İslamoğlu" diye söyledi.
Kılıçdaroğlu Almanya'da "Ekmeloğlu" dedi.
Ekmeleddin mi bu zatın adı Ekmaleddin mi?
Soy ismi "İslamoğlu" mu, "Ekmeloğlu" mu?
Valla ben bu "Ekmeloğlu" tabirini daha çok tuttum.
Ekmel'in içinde Kemal de var çünkü.
İkisi de birbirine çok yakışıyorlar.
Hele yanyana otururlarken görülmeye değerler doğrusu.
Şimdi vatandaş ne diyecek?
Daha doğrusu vatandaş CHP ve MHP'nin çatı adayı olarak gösterdikleri ama henüz adını ve soy adını bile doğru dürüst telaffuz edemedikleri birini nasıl bilecekler?
Sen adayının adını ve soy ismini bilmezsen vatandaş gösterdiğin adaya niye güvensin ayrıca?
***
Bir varsayımdan hareket edelim isterseniz…
Diyelim ki Ekmeleddin İhsanoğlu'nu AK Parti aday olarak göstermiş olsaydı ne olurdu?
Söyleyeyim…
CHP kızılca kıyamet koparırdı.
İslam Konferansı derdi, İslam İşbirliği Konferansı derdi, Ilımlı İslam veya Amerikancı İslam projesi derdi… Derdi de derdi işte…
Ama CHP şimdi baştacı ediyor…
CHP'nin içinde İhsanoğlu'na karşı çıkan laikçi ve ulusalcı adaylar da "kerhen" veya "mecburiyetten" imza koyduklarını açıklıyorlar.
Hani CHP içinde özgür irade vardı, hani lider sultası yoktu, pederşahi bir yönetim geleneğinden gelmiyordunuz?
Kılıçdaroğlu bayağı padişahmış meğer!
Ve hepiniz de birer kul!
Bir daha sakın "kulluktan vatandaşlık rejimi"ne CHP sayesinde geçtiğimizi anlatıp durmayın bize…
Zinhar CHP içinde bütün kararların tartışılarak görüşülerek alındığını ve herkesin kendi fikrini özgürce dile getirebildiğini söylemeyin…
Kendinize saygınız varsa tabii…
Yoksa bin dereden su getirebilirsiniz…
Eminim ki bunu yapmak konusunda da maharetlisiniz…
İhsanoğlu'nun arkasında nasıl "kerhen" ve "mecburiyetten" hizalandığınızı gördüğümüzde konuşuruz asıl…
Sevsinler sizin özgür birey iddianızı ve demokratlık söyleminizi!
Düpedüz emireriymişsiniz işte!
MHP ne tepki verirdi acaba?
Bahçeli ve MHP'li yöneticiler İsrail'in Lübnan'a ve Gazze'ye saldırısı karşısında sesini çıkarmayıp zımni destek sunan birini aday gösterdiği için AK Parti'ye verip veriştirecekti… Arkasına bir de Sisi darbesinin arkasında durduğu için AK Parti'nin iki yüzlülüğünü dile getireceklerdi…
Daha neler neler söyleyeceklerdi…
Ama şimdi ne diyorlar?
"Türkiye için en uygun ve uzlaşmacı bir aday."
Sevsinler sizi….
Bakınız size bir örnek vereceğim…
Yıl: 2006. Yer: Ankara. MHP Ankara İl Kongresi'nde kürsüde konuşan Bahçeli bakınız İhsanoğlu için ne ağır sözler ediyor:
"Arap Birliği'nden ses çıkmamaktadır. Bunun karşılığında İslam Konferansı Örgütü'nden ses çıkmamaktadır. Herkes dönmüş Washington'a bakıyor."
Niye diyor bunu Bahçeli?
ABD destekli İsrail'in bir yandan Lübnan'a, öbür yanda Gazze'ye yönelik saldırıları karşısında suskun kalan Arap Birliği ve İKÖ için haklı olarak söylenmesi gerekeni söylüyor.
İKÖ'nün başındaki kişi: Ekmeleddin İhsanoğlu.
Bahçeli Amerikancı olarak suçladığı İhsanoğlu'nun bugün arkasında duruyor.
Eminim ki AK Parti aday olarak gösterseydi ABD'nin "Büyük Ortadoğu Projesi"ni hayata geçirmek için AK Parti'nin ABD destekli İhsanoğlu'nu aday olarak gösterdiğini söyleyip duracaktı.
Siyaset böyle bir şey işte…
Peki İhsanoğlu'na ne demeli?
Belli ki bir omurgası ve ilkesi yok.
Tek amacı: Çankaya'ya çıkmak.
Hangi projenin adamı olduğunun farkında, o yüzden kendisine biçilen rolü oynuyor.
Nereye gidiyorsa ve kimi ziyaret ediyorsa ona göre konuşuyor.
Nabza göre şerbet veriyor.
Türkiye ne böyle bir siyaset anlayışını, ne de böyle bir adayı hak ediyor doğrusu.
Eski Türkiye'nin bütün anlayışları ve refleksleri çatı adayla birlikte karşımıza dikilmiş bulunuyor vesselam…
