Mustafa Taha Dağlı

Mustafa Taha Dağlı

14 Mayıs 2018, Pazartesi

14 MAYIS

Bugün 14 Mayıs, İsrail bundan tam 70 yıl önce Filistin toprakları üzerinde devlet ilan etti.
Filistinliler bu tarihi "Nekbe" yani felaket günü olarak adlandırdı.
Yüzbinlerce Filistinli o gün evlerinden edildi, toprakları gasp edildi, sürgüne gönderildi.
Filistinliler doğup büyüdükleri vatanlarında mülteci konumuna düştü.
Bir bölümü Batı Şeria, Gazze'ye bir bölümü ise Ürdün, Lübnan ve Suriye'ye sürgün edildi.

İşgalciler onların evlerini gasp ettiğinde Filistinliler, evlerinin anahtarlarını yanlarına alıp, sürgüne gitti.
O anahtarları hiçbir zaman kaybetmediler, hala saklıyorlar.
Anahtarlar Nekbe'nin sembolüdür, bir gün evlerine geri dönecek ve kapılarını o anahtarlarla açacaklar, her Filistinli 70 yıldır bu inançla, direniş mücadelesi verir.

14 Mayıs bir gerçeğin ispatıdır bir bakıma da.
Yıllardır bize yutturulan "Filistinliler toprak sattı" hikayesinin yalan olduğunun belgesidir.
Hiçbir devlet toprak satın alınarak, tapu dairelerinde kurulmamıştır.
Filistinliler de toprak falan satmamışlardır.
Evini satan adam, ne diye sürgün edilsin? Niye bunca yıldır eve dönüş için mücadele etsin?

14 Mayıs, eve dönüş hakkının da tanımıdır.
İsrail çeteleri, Filistinlilerin evlerine el koyduğunda sürgün edilen Filistinlilere, uluslararası hukuk "eve dönüş hakkı" tanımıştır.
Çünkü onlar kendi topraklarında mülteci ilan edilmişlerdir.
Dünyanın başka hiçbir yerinde olmayan bir statü kendilerine verilmiştir.

Her 14 Mayıs'ta Filistin'de hayat durur.
Lübnan'dan, Ürdün'den yüz binlerce kişi Batı Şeria sınırına yürür.
Eve dönüş haklarını haykırırlar.

Bu 14 Mayıs daha bir farklı.
Eve dönüş yürüyüşü, haftalar öncesinde başlatıldı.
30 Mart'ta Gazze'de "mülteci" statüsü verilen Filistinliler, abluka altındaki topraklarında sınıra yürüdü ve orada bu haklarını duyurmaya çalıştı.
Bunun karşılığı 53 şehit ve 9 bin yaralı oldu.

14 Mayıs, İsrail'in kuruluş, Filistin'in felaket günü.
Ve işte bu gün ABD Kudüs'te büyükelçilik açıyor.
6 Aralık'ta Trump'ın aldığı o skandal "Kudüs İsrail'in başkentidir" kararı bugün zorla hayata geçiriliyor.

Böylece Filistinliye yıllar önce verilen meşru hak, ellerinden kayıp gitmiş oluyor.
Filistinlilere dönecek bir toprak bırakılmıyor.

İçerisinde Hz. Peygamberin mirası, Müslümanların ilk kıblesi Mescidi Aksa'nın bulunduğu o mukaddes şehir, Müslümanların gözü önünde gasp ediliyor.

Filistinlinin vicdanı rahat, onlar emanete sahip çıkmak için dünyanın diğer bölgelerindeki Müslümanlar yerine de orada işkence görüp, dayak yiyorlar.

Maalesef bir çok Arap ülkesinin liderleri, Filistin'i, Kudüs'ü bir kambur olarak görüyor.
Oysa Filistinli çocuklar yıllardır karşılarındaki İsrail askerlerine bir tek sapan taşıyla meydan okuyabiliyor.

Bir çocuk bunları yapabiliyorsa koca koca Arap dünyası neler yapamaz, diye düşünülmeli.

Ve yine maalesef bu davaya yıllardır sahip çıkan tek güç oldu, o da Türkiye.
Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında da hiçbir Müslüman lider Kudüs politikası, Filistin politikası belirlemedi.

İsrail'e Erdoğan dışında birileri daha "one minute" demeye cesaret edebilseydi eğer, bugün 14 Mayıs'ta bu felaket yaşanmayabilirdi.

SON DAKİKA