Etyen Mahçupyan

PYD’nin ikilemi

Türkiye'nin Barzani hükumetinin peşmergelerine geçiş izni vermesi Batı medyasında 'şaşırtıcı bir U dönüşü' olarak sunuldu. Bunun tek bir nedeni olabilir: Batı medyası Türkiye'nin Suriye ve Kürtlere yönelik bakışını ABD'nin bölgedeki stratejisi üzerinden okuyor. Davutoğlu hükumetinin PKK/PYD/HDP ile olan görüşmelerinin detaylarını bilmiyor. Çünkü daha baştan bu görüşmelerdeki en kritik anlaşmazlık Kürt cenahının 'yabancı' asker istememesiydi. Ne Türkiye'den ne de Irak Kürt bölgesinden savaşçıların Rojava'ya girmesini istemediler, çünkü girdikleri andan itibaren orada kalacaklarını, bir daha çıkmayacaklarını ve sonuçta Rojava'nın statüsü ve yönetiminin değişmesine neden olacaklarını öngördüler. PKK/PYD'nin talebi kendilerine silah verilmesi ve savaşmak isteyen Türkiye'deki PKK'lılara geçiş izni verilmesiydi. Türkiye ise buna ilkesel ve stratejik açıdan itiraz etmişti: Kendi sivil vatandaşlarını başka bir ülkeye savaşmak için göndermek başlı başına bir savaş nedeni sayılabilir ve savaş Türkiye içine girebilirdi. Ayrıca hükumet gönderilecek silahların daha sonra Türkiye'de kullanılması halinde bunun hesabını veremeyeceğini düşündü. Özellikle seçime gidildiği bir dönemde provokasyonlarla karşılaşma ihtimalini yüksek gördü.

Diğer bir deyişle, eğer PKK Kobani'yi çözüm sürecine karşı bir şantaj olarak kullanmaya kalkmasa ve Türkiye'yi bir tehdit olarak tanımlamasaydı, şu an çok farklı bir durum ortaya çıkabilirdi. Ama PYD son üç yıllık süreçte epeyce fırsatçı davrandı. Bir yandan Rojava'da kendisine biat etmeyen bütün Kürt ve diğer siyasi hareketleri güç kullanarak bastırdı. Birçoğu faaliyetlerini durdurmak ve bölge dışına çıkmak zorunda kaldılar. Diğer taraftan Esad'la anlaşırken IŞİD'in yaptığı kitlesel cinayetleri de sadece seyretti. Uzun süre PYD ve IŞİD birbirine dokunmadan kendilerine ait bir toprak elde etmeye çalıştılar. Ama son dönemde IŞİD Rojava'ya saldırınca PYD bir anda 'mazlum ve mağdur' olarak resmedildi ve Türkiye'nin rolü öne çıkarıldı. Buradaki garipliklerden biri de, Türkiye'in IŞİD'e destek verdiği türünden gülünç iddialar öne sürerken, aynı anda da Türkiye'den silah yardımı yapmasının istenmesiydi.

Ne var ki IŞİD'in ilerlemesi durdurulamayınca tablo değişti. Kobani'nin ayakta kalması için hem ilave silah hem de savaşacak insan lazımdı. Bu noktada PYD'nin önemli bir zaafının altını çizmek lazım: IŞİD ilerlemesi karşısında sivil halk yönetime destek vermek üzere savaşçılara dönüştürülemedi. Sadece Kobani'de eli silah tutabilecek en az 20 bin erkek vardı. Bunlara en azından Kandil'den gelecek silahların sağlanmasıyla büyük bir direniş gerçekleştirilebilirdi. Bu olmadı, çünkü PYD'nin toplumsal desteği zayıftı. Nitekim Kobani halkının neredeyse tümü bugün Türkiye'ye kaçmış durumda.

Dengeler bu denli hassasken Ekim başı hükumetle HDP arasında yapılan toplantıda çözüm sürecinin hızlanması için bir dizi karar alındı. Böyle bir hızlanmanın Türkiye'nin Kobani'ye yardımını da artıracağı ve meşrulaştıracağı açıktı. Toplantı sonrası HDP başkanı Demirtaş memnuniyetini belirtti. Bu arada hükumetin hazırladığı yol haritası İmralı ve Kandil'e gitmiş, hem Öcalan hem de PKK tarafından onaylanmıştı. Hükumet ise ilerlemek için tek bir koşul öne sürdü: Güneydoğu'da kamu düzeninin sağlanması, yani haraç alma, adam kaçırma, iş makinesi yakma, yol kesme gibi eylemlerin durması. PKK kanadı 15 Ekim tarihine kadar bunun sağlanması sözünü verdi ama sadece birkaç gün sonra sokağa çıkma çağrısı üzerine 6-7 Ekim pogromu yaşandı. Yani asıl sorun PKK/PYD'nin hala tutarlı bir stratejiyi taşıyamaması.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.