ABD’nin başarısızlık stratejisi
Orta Doğu'da yaşananlar ve bölgenin kaotik bir yapı içine girmesinin sonucunda karlı çıkan hiçbir devlet yok. Her birinin karşısında çok sayıda aktör var ve bunların net bir biçimde dost ve düşman diye ikiye ayrılması da mümkün değil. İran Esad'ın ve Irak merkezi hükumetinin ayakta kalmasını istiyor ama aynı zamanda Barzani'ye yakın olmaya, Türkiye ile de çatışmamaya çalışıyor. Suudiler kendilerine yer açılması için uğraşırken ABD'den ayrı kalmaya korkuyorlar.
Bu arada ABD Suudiler'i kenarda tutarken İran ile yeni bir ilişki peşinde ve Türkiye'ye de farklı bir yol önerisi yapmakla meşgul. Nihayet Türkiye Suriye ve Irak'ın yeniden yapılanmasını isterken, ne İran ne de Suudi Arabistan ile güvenilir bir ilişkiye sahip. Yakından bakıldığında şu an Türkiye, İran ve Arabistan arasında Orta Doğu'nun İslami coğrafyasına ilişkin temel bir rekabetin olduğu görülüyor.
IŞİD bu ortamda doğdu ve palazlandı. Başkalarına zarar vermesi herkesin işine geldi. Dolayısıyla bütün aktörler IŞİD'in 'ötekilere' saldırısını seyretti. Burada eğer bir sorumlu aranacaksa muhakkak ki aslan payı ABD'ye düşüyor. Çünkü Suriye ve Irak'ın kaderi üzerinde daha etkili olabilecek başka bir aktör yok. Rusya/İran hattı ne istediğini bilen ancak bu istediğinin gerçekleşmeyeceğinin de farkında olan bir pozisyonu ifade ediyor. Bu nedenle Rusya ve İran tamamen çözümsüzlüğe, kaosa oynayabiliyor ve taktiksel hamlelerle ilişkileri daha girift hale getirmeye çalışıyorlar.
Böylece ABD kendi eliyle Rusya/İran/Irak/Suriye eksenini ayakta tutuyor ve ona güç veriyor. Buna karşı elinde yanında durabilecek dört aktör var: Mısır, Türkiye, Suudi Arabistan ve Kürtler. Ancak buradan bir eksen üretmeniz son derece zor. Mısır'da darbeyi desteklemek, ülke iç siyaseti açısından Suriye'de Esad'ı desteklemekle aynı mantığa oturuyor. Bu hamle Türkiye'yi kendinizden uzaklaştırmakla eşdeğer… PYD'ye verilen geçici destek de belirli bir ortak stratejiye oturmadığı için Türkiye ile olan mesafenin açılmasına neden oluyor. Bu arada Türkiye de diğer Kürtlerle işbirliğini geliştiriyor ve ılımlı İslami hareketleri destekliyor. Ancak Suudi Arabistan da ılımlı İslam'dan hazzetmiyor. Eğer dengeler değişmezse ABD'nin çevresinde 'eksen' adını alabilecek sadece Mısır ve Suudi Arabistan kalacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.