HALİT YEREBAKAN

Kolesterol masalları

Kolesterol çok yanlış tanınan bir moleküldür. Günümüzde insanlar, seslerini duyurma fırsatı yakalayabilen -sayıca azınlığı oluşturan- doktor, araştırmacı ve sağlık profesyonelinin kolesterol hakkındaki açıklamalarından etkilenerek kolesterolün kalp hastalıklarına yol açmada birinci etken olduğunu düşünmekte. Hatta, mesleki hayatları boyunca kendilerini güncellemeyen hekimler bile çıkan bu azınlık sese uyuyarak bu düşüncenin desteklenip yayılmasına sebep oluyorlar.
Kolesterole verilen bu önem sebebiyle kalp hastalıklarının asıl sebepleri olan enflamasyon , oksidatif hasar, stres ve şeker gibi etkenlere yeterli ilgi gösterilemiyor. Kolesterolün kalp hastalıkları için doğal bir etken olduğuna dair gösterilen delillerin yapılan yeni çalışmalar sayesinde aslında sanıldığı kadar kuvvetli olmadığını öğrenmiş bulunuyoruz. Kolesterol düşürücü ilaçların gereğinden fazla reçete edilerek hastaların özellikle bu ilaçların yan etkilerine azımsanmayacak ölçüde maruz bırakıldığını düşünüyoruz.
Kolesterol, hayat için gereklidir. Birçoğumuza kolesterolün kötü yönleri öğretilmiştir. İyi olan her şeyin fazlası aslında kötüdür, bedenimiz hayati fonksiyonlarının birçoğunu yerine getirebilmek için kolesterole ihtiyaç duyar. Kolesterolü iki ana kaynaktan elde ediyoruz. Bunlardan birincisi aldığımız gıdalar, ikincisi ise kendi bedenimizdir. Biz kolesterolü doğal olarak başta karaciğer olmak üzere vücudumuzun her noktasında üretiyoruz. Kolesterol, hücre zarlarımızın temel iskeletini oluşturmakla birlikte testosteron, östrojen, kortizol ve progesteron gibi önemli hormonların üretilmesinde de rol oynamaktadır. Beynimiz ve bağışıklık sistemimizin de doğru çalışması için kolesterole ihtiyacı vardır (Oysa kolesterol düşürücü ilaçların en ciddi yan etkileri arasında hafıza kaybı bulunmaktadır). Hatta yediğimiz gıdalardaki yağları ve önemli besinleri sindirebilmemiz için kullandığımız safra asitlerini üretirken bile vücudumuz kolesterole ihtiyaç duyar. Kısaca yaşayabilmemiz için biraz da olsa yağa ihtiyacımız vardır.
Kolesterolü düşürmeye çalışarak kalp krizini önlemeye çabalamak, yediğiniz hamburgerin kalorisini düşürmek için içindeki marulu çıkarmanıza benzer. Burada marulun kalorisiz olduğunu söylemeye çalışmıyoruz kastımız, hedefte yanılmış olduğunuzu göstermek. Alışılagelmişin dışında olsa da doğruyu söylemek gerekirse, kalp hastalıklarını önlemeye çalışıyorsanız birincil hedef olarak kolesterol yanlış tercihtir.
Gelişmiş ülkelerin diyetlerindeki kötü çocuğun yağ veya kolesterol değil şeker olduğunu savunuyoruz. Kolesterole karşı açılan bu dava ilk olarak 30 yıl önce gündeme geldi ve kusurlu delillerle desteklendi. Bu davanın tekrardan açılmasını ve delillerin yeniden incelenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Kolesterol masalına inanmak, kalp hastalıklarının gerçek sebeplerini ihmal etmemize ve obsesif şekilde etkisi daha az olan kolesterole odaklanmamıza sebep oldu. Kolesterolle ilgili bazı önemli masalları ve arkasındaki gerçekleri beraberce inceleyelim.
Masal: Yüksek kolesterol, kalp krizi için önemli bir habercidir.
Gerçek: Yüksek kolesterol, kalp krizlerini öngörebilmek açısından değersizdir.
Kalp krizi sebebiyle hastaneye başvuran insanların yarıdan fazlasında normal kolesterol değerleri tespit edilmiş ve yüksek kolesterole sahip birçok insanın da sağlıklı kalpleri olduğu tespit edilmiştir. Kalp hastalıklarının genel riskini daha iyi belirleyen şeyin trigliseridlerinizin HDL'nize (İyi kolesterol) oranıdır. Örnek olarak, trigliserid değeriniz 100, HDL değeriniz 50 ise oranınız 2 demektir veya trigliseridleriniz 150, HDL'niz 30 ise oranınız 5'tir. 2 ve altındaki oranlar mükemmel, 4 ve üzeri oranlar ise yüksek riski temsil eder.
Harvard Üniversitesi'nde yapılan ve Circulation'da yayınlanan bir çalışmaya göre, bu oranın yüksek bulunduğu insanların düşük bulunanlara göre kalp krizi geçirme riskinin 16 kat arttığı gösterilmiştir. Bu önemli çalışma sayesinde trigliseridlerin HDL'nize oranının, LDL'nizin (Kötü kolesterol) HDL'nize oranından daha değerli bir veri sunduğu ispat edilmiştir.
Masal: Yüksek kolesterol kalp hastalıklarının sebebidir.
Gerçek: Kolesterol, kalp hastalıkları açısından oldukça değersizdir.
Enflamasyon yani bedenimizin çeşitli olaylara verdiği hücresel boyuttaki reaksiyon, kalp hastalıklarının en temel sebebidir. Damarlarınızın iç döşemesinde küçük hasarlar meydana gelir ve atar damarlarınızın bu bölgelerinde bahsetmiş olduğunuz enflamasyon başlar. Küçük, yoğun, okside olmuş (hasar görmüş) LDL-B kolesterol partikülleri bu hasar odaklarına sıkışıp kalınca oksidatif hasar ve enflamasyon artar. Vücudumuzun verdiği bu yanıt, o bölgede toksik atık gibi bir birikime yol açar ve bu da damar plaklarının oluşmasına sebep olur. Sadece okside olmuş yani hasarlı küçük LDL-B kolesterolü probleme yol açar. Unutulmamalıdır ki bu probleme sadece enflamasyon varlığında yol açabilir.
Masal: Statin grubu ilaçlarla kolesterolünüzü düşürmek hayatınızı uzatır.
Gerçek: Kolesterol düşürücü ilaçların insan ömrünü uzatmaya yönelik etkileri çelişkilidir.
Kolesterol düşürücü ilaçlar üzerinde yapılan araştırmaların çoğu, ilacı kullanan ve kullanmayan hastalar arasında uzun vadede ölüm oranları arasında önemli bir farklılık göstermemektedir. Dünyaca bilim adamları tarafından kabul edilmiş önemli çalışmalardan birisi olan ve yine dünya çapındaki merkezlerde ortak yürütülen PROSPER çalışmasına göre, zaten kalp hastalığı olan kadınlarda kolesterol ilacı kullanmanın bu kişilerin kalp hastalığından ölme ihtimallerini çok az bir oranda düşürdüğünü gösterdi. Öte yandan çalışmaya dâhil edilen hastaların takip süresince kanserden veya başka sebeplerden kaynaklanan ölümlerinin oranı bu sonucu gölgesinde bırakmıştır. Kısaca bu ilaçların hayat uzatmadaki etkisi koca ve şişko bir sıfırdır.
Masal: Kolesterol ilaçları tamamen güvenlidir.
Gerçek: Kolesterol ilaçlarının kayda değer ve anlamlı yan etkileri vardır.
Kolesterol ilaçlarının hafıza kaybından libido kaybına, kas ağrısından aşırı yorgunluğa birçok yan etkisi sayılabilir. California Üniversitesi araştırmacıları birçok doktorun kolesterol düşürücü ilaçların sebep olabileceği yan etkileri altlayabildiğini gösterdiler. Çalışmaya göre, doktorların ortalama %65'nin bazı yan etkileri atladığı veya bazı şikâyetlerin ilaçla ilişkisini kurmadığını gösterdiler. Bu arada hafıza kaybı, libido azalması ve kas ağrıları gibi genel ve bilindik yan etkilerin bildirilmeye devam edildiği raporlanmıştır.
Masal: Doymuş yağlar tehlikelidir.
Gerçek: Doymuş yağların vücudumuza zararlı etkilerinin olmasının yanı sıra yakın zamanda yayınlanan bazı araştırmalar doymuş yağ ile kalp hastalıkları arasında ilişki olmadığını göstermiştir.
California Oakland Araştırma Enstitüsü'nün yayınlamış olduğu 23 farklı çalışmayı içeren meta analize göre, doymuş yağların kalp hastalıkları veya felç riskini arttığına yönelik ilişki bulunamamıştır.
Masal: Kolesterolünüz ne kadar yüksekse ömrünüz o kadar kısadır.
Gerçek: 2011 yılında hayatını kaybeden kardiyovasküler epidemiyolojinin öncülerinden olan Dr.Kannel tarafından yapılan ve 13 yılda tamamlanan Framingham Kalp Çalışması'na göre, en uzun yaşayan insanların aslında en yüksek kolesterole sahip olanlar olduğu gösterildi. Amerikan Geriatri Birliği'nin bilimsel dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre, total kolesterol değerinin 189'un altında olan kişilerin yüksek kolesterolü olanlara oranla daha kısa yaşadıklarını gösterdi.
Yazımın başında da belirtmiş olduğum gibi iyi olan her şeyin aşırı zaradır, kolesterolde de böyledir. Bu sebeple yazdıklarımdan kolesterol zararsızdır gibi bir sonuç çıkartmayınız. Kalp hastalıklarında kolesterolden daha önemli etkenlerin de olduğunu ve bunların bazı ticari kaygılar ya da yeterli bilgi donanımına sahip olunmaması sebebiyle göz ardı edildiğini düşündüğüm için bu yazıyı yazmaya karar verdim. Her kolesterol ilacı kullanımı gereksizdir demek yanlış olacağı gibi herkese de aynı oranda bu ilaçları reçete etmek yanlıştır. Kolesterol ve yağlar hakkında bilinen çok daha fazla masal vardır. Yazımda değindiklerim sadece bunların başlıcalarından ibarettir. Tababette hiçbir şeyin kesinliğinin %100 olamadığını kolesterol sayesinde bir kez daha hatırlamış olduk. Kesin bir şey varsa o da sağlığınız için gerçek bilgiyi bizzat aramanızın en doğrusu olduğudur.

@DrYerebakan

drhalid@gmail.com

Columbia Üniversitesi

New York Presbiteryan Hastanesi

Kalp ve Göğüs Cerrahisi

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.