PKK ne yapmaya çalışıyor?

İçinde bulunduğu coğrafya yanarken, iç barışını sağlamaya yönelik bir süreç yürüten tek ülke Türkiye. Türkmen, Kürt, Arap demeden tüm mültecileri kapılarını sonuna kadar açan, bazen iç güvenliğini riske atmak pahasına bu insanî çizgisinden taviz vermeyen tek ülke de Türkiye. Toplamda 1,6 milyon Suriyeli mülteciye, özelde 172.000 Suriyeli Kürde kapısını açmış, yaklaşık 500 yaralı YPG'liyi hastanelerinde tedavi ettirmiş, IŞİD'le savaşmak için Kobani'ye geçişlerde başını öte yana çevirmiş olan da Türkiye. Ancak aynı zamanda 'Esad gitmeden, IŞİD bitmez' diyerek ilkesel bir çizgiyi savunan tek ülke de Türkiye. Peki, PKK ne yapıyor?

Suriye'deki savaş ortamına Esad'in gitmesi amacı güdülmediği ve ulusal güvenliğini sağlayacak güvenli bölge kurulmadığı takdirde girmeyeceğini ilan eden Türkiye'yi savaşa balıklama dalmaya zorluyor. Şayet dalmazsa, ülkeyi Suriye'ye çevirecek bir iç savaşın fitilini yakmakla tehdit ediyor. 7 Ekim günü, PKK'lılar, bölgedeki ve Batıdaki metropollerdeki pek çok okulu, ambülansı, kütüphaneyi, mültecilere yardım götüren Kızılay araçlarını, özel ve kamu mallarını yaktı, marketleri yağmaladı.

Toplamda 34 kişinin öldüğü olayların fitilini de ilk cinayeti işleyerek PKK'lılar yaktı. Diyarbekir'deki İslâmî bir sivil toplum kuruluşu olan Köy-Der'e dalarak içerideki iki kişiyi öldürdü. Köy-Der, 1990'larda PKK ile iç savaş yürütmüş olan Türkiye Hizbullahı'ndan gelme bir STK. Ancak Türkiye Hizbullahı, 14 yıl önce silah bıraktı ve o günden bu yana kimseyi öldürmedi. Üç yıl önce de Hüda-Par adı altında siyasî parti yapılanmasına gitti. Peki, PKK'nın bu STK'ya saldırmasının sebebi ne? IŞİD'e muhalefet olamaz çünkü dinen IŞİD'in mürted gördüğü yapılardan birisi bu ve IŞİD sempatizanı değiller. Aynı şekilde bu, Türk devletinin Kobane'ye askeri yardım götürmesini sağlayacak bir durum da yaratmayacak. Ama PKK Türkiye'nin Suriye'ye benzemesi hedefini güdüyor olabilir. Yani, Türkiye'nin de Suriye'deki gibi farklı etnik ve dinî grupların birbirine saldırdığı bir istikrarsızlığın içine çekilmesine sebep olabilir bu saldırı.
Nitekim saldırıların ardından Hüda-Par da kendilerini savunacaklarını ve çözüm sürecine inançlarının bittiğini açıkladı. Eğer önlem alınmazsa, Kürtler arasında başlayacak bir iç savaş sadece çözüm sürecini değil, Türkiye'nin ekonomik ve siyasî alandaki kazanımlarına da ket vurabilir. Bu da Suriye sorununun çözümünde etkisizleştirilmiş bir Türkiye'nin, yani 'Esad'sız çözüm' formülünü en güçlü seslendiren ülkenin susturulması demek. PKK'nın, militanlarını idam etmeye devam etmesine rağmen İran'la 2011'den beri sürdürdüğü ateşkesle somutlaşan ve Rojava'da Esad rejimiyle devam ettirilen ittifakı genişleyerek devam ediyor anlaşılan.

Türkiye'nin tüm kışkırtmalara rağmen Suriye'deki pozisyonundan geri adım atacağını da, çözüm sürecinin bir çırpıda bitirileceğini de sanmıyorum. İran'ın Kobane'ye yardım edeceğini açıklamasının ardından Fransa'dan da tampon bölgeye gelen ani destek, ABD'nin sıklaştırdığı Kobani saldırıları da buna örnek. PKK lideri Öcalan da örgütünün İran ekseninde hareket ettiğinin farkında olarak söylemlerini orta yoldan yürütse de son kertede şiddetin ilk devre dışı bırakacağı kişinin kendisi olduğunun farkında olduğundan ibreyi çözüme çevirecek bir müdahalede bulunabilir.PKK Türkiye ile barış yapmak dışında herşeyi yapabilir. Fakat, PKK'nın halk tabanı da, Türkiye'deki siyasî irade de, Türkiye halkı da barış sayfasını bu kadar kolay kapatmayacaktır.