Hilâl Kaplan

PKK ve Öcalan

Çözüm süreci başladığından bu yana hükümetin attığı adımlar dört önemli başlıkta toplanabilir. Öncelikle, ultra milliyetçi söylem içeren andımızın kaldırılmasından özel okullarda anadilde eğitimin önünü açmaya kadar bazı reformlara imza attı. Ardından âkil insanlar süreciyle beraber toplumu barış fikrine ısındırdı. Çözüm yasasının TBMM'den geçmesiyle barış sürecine yasal korunma sağladı. Son olarak da İmralı müzakerelerini yürütme görevini MİT Müsteşarlığından Kamu Güvenliği Müsteşarlığına geçirerek sürecin istihbarî değil, siyasî bir hüviyet kazanmasına vesile oldu.
Bu süreç boyunca HDP ve Kandil ne yaptı peki? HDP, barış fikrine muhalif olmamakla birlikte, söylemsel olarak çok da desteklemedi. AK Parti'nin IŞİD'i koruyup kolladığı yalanına tüm kamuoyunu inandırdı. En son da HDP'nin çağrısıyla meydana gelen 6-8 Ekim olaylarında kendi tabanının Hür Dava Partisine mensup Kürtleri öldürmesine ön ayak oldu. Kandil ise mütemadiyen hükümeti tehdit eden bir dil kullandı. Kandil'in başındaki isim olan Cemil Bayık'ın iki demecinden biri 'her an iç savaş başlatabiliriz' şeklindeydi. PKK, Nisan 2013'te Türkiye'den çekmesi gereken güçlerini, Gezi olayları sonrasında Erdoğan'ın düşebileceği düşüncesiyle durdurdu. Bunca atılan adıma rağmen de PKK güçleri hâlen Türkiye sınırları içerisinde.
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, HDP-İmralı-Kandil eksenindeki görüşmelerde usul ve yöntem üzerine bir anlaşma olduğunu ama muhteva üzerine çalışıldığını söylemişti. Hükümetin Öcalan'dan beklentisi, Mart 2013 Nevruzunda yaptığı silah bırakma çağrısını daha güçlü biçimde yinelemesi. Nitekim Öcalan da 4 Şubat'ta HDP heyetiyle yaptığı görüşmede silah bırakmayı merkeze alan bir kongrenin PKK tarafından toplanması talimatını vermiş. Ne var ki bu çağrı Kandil ve HDP tarafından saklandı. Ayrıntılar ortaya çıkınca da kabul etmek zorunda kalındı. Şimdi önümüzdeki soru şu: Kandil, Öcalan'a rağmen mi hareket edecek? Örgütün, mitleştirilmiş liderinin çağrısını reddetmesini taban nasıl karşılayacak? Bu HDP içinde nasıl tartışmalara yol açacak? Ve elbette çözüm sürecinin akıbetini nasıl etkileyecek?
Şahsi kanaatim Öcalan'ın etkisizleştirildiği bir PKK tablosunun başta güçlerini ondan alan yöneticilerin işine gelmeyeceğidir. Kaldı ki IŞİD'e karşı savaşta uluslararası meşruiyet kazanma yoluna giren PKK'nın, Türk devletine savaş açarak yabancı ülkelerin terör listelerindeki yerini pekiştirmesi de pek akılcı olmaz. Bekleyip göreceğiz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.