Hilâl Kaplan

PKK’nın Türkiye’yle savaşması DAEŞ karşıtı mücadeleyi zayıflatıyor

PKK'nın 20 Ağustos günü bir askeri ve 21 Ağustos günü iki sivil Türk vatandaşı ile 2 polisi öldürmesi sonrası Türkiye de karşılık olarak Irak'taki PKK karargâhını, Kandil'i bombalamaya başladı. Böylelikle PKK tarafından sonlandırılan ateşkes, barış sürecinin de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deyimiyle "buzdolabına konmasına" sebep oldu. Başbakan da Cumhurbaşkanı da, PKK sınır dışına çekildiği takdirde operasyonların duracağını ilan etti. Fakat PKK o günden bu yana saldırılarını artırarak devam etti. Mevcut durumda toplam 36 asker, polis ve sivil hayatını kaybetti. PKK saflarında da 300'e yakın ağır kayıpların olduğu söyleniyor.

Türkiye, ABD liderliğindeki DAEŞ karşıtı koalisyonun kurulduğundan bu yana bir parçası. Irak'ta peşmergeye eğitim veriyor, askerî teçhizat sağlıyor. Kobanê kuşatmasının başarıyla püskürtülmesinde hem sivilleri kabul ederek hem de peşmerge ve ağır silahların kendi sınırlarından YPG'ye yardım etmek üzere Kobanê'ye geçişine izin verdiği biliniyor. Hâlen terörist listesinde olmasına rağmen 1.000'i aşkın yaralı YPG'li militanı hastanelerinde tedavi ettirmeye devam ediyor. Bu yüzden DAEŞ tarafından da uzun zamandır tehdit ediliyor. DAEŞ'in 20 Ağustos'ta 32 vatandaşımızın hayatına mal olan canlı bomba saldırısı bu tehditlerin varabileceği noktayı net biçimde gösterdi maalesef. Ki Türkiye bu saldırıdan itibaren İncirlik Üssü'nü de ABD'ye açarak DAEŞ karşıtı koalisyona daha da fazla angaje olmuş durumda.

Fakat irrasyonel biçimde Türkiye'nin İncirlik'i açma kararını aldığı sıralarda PKK da Türkiye'ye saldırmaya ve insanları öldürmeye başlayınca, Türkiye birden elinde 'iki cephede savaş'ma zorunluluğunu bulmuş oldu. Ne ilginç ki, yabancı basında çıkan analizlerin çoğu, belki de PKK'yı Marie Claire kapaklarından tanıyan uzmanlarca yazıldıklarından olsa gerek, PKK'nın Türkiye'ye karşı savaşı ilk başlatan taraf olduğuna da, PKK'nın son bir ay içinde, bir tanesi 16 yaşındaki bir çocuk tarafından olmak üzere tam 4 kez canlı bomba saldırısı yaptığından dahi bahsetmiyorlar.

Türkiye'nin cepheyi ikiye çıkartmasını sanki kendisine yönelik saldırılara karşılık vermek için değil de 'canı sıkılan Erdoğan'ın keyfî bir kararı'ymış gibi algılatma çabasını sürdürüyorlar. Hâlbuki Türkiye sadece Erdoğan'dan ibaret değil. Son seçimlerde Ak Parti %41 oy aldı ama halkın %85'i PKK'yla yapılan mücadeleyi destekliyor. Çünkü bunu yaşam hakkını güvence altına almakla yükümlü olan devletin bir vazifesi olarak görüyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, PKK ile mücadeleyle geçen 40 yıl içinde ilk kez tam 2,5 yıl süren ve tarihî adımların atıldığı bir süreç başlattı. Meclise giren 80 HDP'li vekil bu sürecin siyasete alan açtığını ve silahı anlamsızlaştırdığını gösteren en net delildi. Ancak PKK, Mart 2013'te Öcalan'ın çağrısı üzerine söz vermesine rağmen sınır dışına bile çekilmedi.

Egemen devletler, kendilerine savaş açan terör örgütleriyle mücadele etmek durumundadırlar ve bu mücadeleden üç-beş manşet ya da analiz yazısıyla vazgeçmeleri söz konusu olamaz. O yüzden barışçıl diyalog yoluna dönülmesini arzu eden herkes PKK'ya Türkiye'deki silahlı güçlerini DAEŞ'in olduğu topraklara kaydırarak mücadelesini DAEŞ karşıtı cepheye yoğunlaştırmasını çağrısını yapmalıdır. Gerçekleşmesi sadece makul değil, mümkün olan da budur.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.