Hilâl Kaplan

The Guardian’ın komplocu başyazısı

Gazeteciliğin tanımı, işleyişi ve sınırları hakkında pek çok şey söylenebilir ama okuyucuya doğru verileri sunmak sanırım tartışma konusu bile olamayacak net bir etik sınırdır.

The Guardian geçtiğimiz günlerde, "The Guardian view on Turkey and the Kurds: Putting peace at risk(the Guardian'ın, Türkiye ve Kürtler üzerine analizi: Barışı riske atıyorlar)" başlığıyla yazılan başyazısında, kendi komplocu görüşüne okuru ikna etmek için bazı gerçekleri kasıtlı olarak karartmış. Yanlış anlaşılmasın, the Guardian'ın, dünya üzerindeki pek çok hadiseyle ilgili kurumsal bir görüşü olabilir. Hatta bunların çoğuna şahsen katılıyorum. Mesele bu değil. Mesele, the Guardian'ın okura bu görüşünü izhar ederken ortadaki verileri bilerek gözden kaçırmamasıdır.

Başyazıya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkanlık sistemine geçmek için erken seçimlere gitmek istiyormuş ve bu yüzden savaş başlatmış. Durum buysa, PKK'nın da Erdoğan'ın başkanlık ihtirasını savaş yoluyla gerçekleştirmek üzere yola çıkmış özel bir örgüt olduğu komplosuna inanmamız gerek. Çünkü devlet değil, önce PKK, 11 Temmuz'da ateşkesini bitirdiğini ilan etti. Yine PKK, 15 Temmuz'da barış sürecinin bittiğini, 'devrimci halk savaşı' sürecinin başladığını duyurdu. Üstelik devlet, bu açıklamalardan sonra Kandil'i bombalamadı.

20 Temmuz'da, DAEŞ'in canlı bomba saldırısından iki saat sonra PKK Adıyaman'daki askeri üsse saldırdı ve bir askeri öldürdü. Devlet Kandil'i o gece de bombalamadı.

Ertesi sabah, PKK Urfa'da beraber kalan iki polisin evine gizlice girdi ve uykularındaki polis memurlarını enselerine kurşun sıkarak öldürdü.

Yine aynı gün, Adana ve İstanbul'da PKK'nın şehirdeki gençlik örgütü olarak bilinen YDG-H, iki sivili öldürdü. Tüm bu saldırılar, PKK'nın resmî sitesinde yayınlanan bildirilerle üstlenildi.

Devlet, bir asker, iki polis ve iki sivilin PKK tarafından katledilmesi üzerine Kandil'deki PKK mevzilerini bombalamaya başladı. Sizce burada barış sürecini riske atan, savaşı tekrar başlatan Erdoğan mıdır?

Şayet IRA bir İngiliz askerini, iki İngiliz polisini ve İki sivil İngilizi öldürmüş olsaydı, Birleşik Krallık buna nasıl karşılık verirdi? Tarihe bakılırsa Türkiye'nin yaptığı gibi misilleme yapardı. The Guardian'ın arşivine baktığımızda da İrlanda barış sürecinde bu türden misillemeleri dönemin Başbakanlarının siyasî amaçları doğrultusunda yorumladıklarını da görmüyoruz. Öyleyse Türkiye için farklı olan nedir? Devletlerin kendilerini savunma hakları yok mudur?

Aslında mesele bu da değil. Esas mesele the Guardian'ın görüşü ne olursa olsun, okura kendi fikrini vaaz etmeden önce, PKK'nın yaptığı ve yukarıda yazdığım saldırılardan tek cümle bahsetmiyor oluşudur. Bahsedilen kısımda da şu kadarı yazılmış: ''PKK provokasyonu belki olmuştur belki olmamıştır ama olayların gidişatı açık''

'açık' olan, the Guardian'ın PKK'nın yaptığı provokatif saldırıları bile "belki olmuştur veya belki olmamıştır" şeklinde geçiştirip okuruna bir cümle de olsa öldürülen asker, polis ve sivillerden bahsetmemiş olmasıdır.

PKK saldırıları hâlâ devam ediyor. Öldürülen asker sayısı 23'ü, öldürülen sivil sayısı 4'ü buldu. En son 16 yaşındaki PKK'lı Harun Çekdar, tam iki ton bombayla Şırnak'taki bir üsse canlı bomba eylemi düzenledi. Dün, Hakkâri'de iki PKK'lı, ellerindeki roketatarlarla Yüksekova polis merkezine saldırı düzenledi. Her gün ayrı bir şehirden saldırı ve ölüm haberleri geliyor.

Durum buyken, meseleyi sadece Erdoğan ve seçimden sonra ağzına bile almadığı başkanlık meselesi üzerinden okumak the Guardian'ın görüşü olabilir. Sanırım bu görüşe okuru ikna etmek içinde bariz verileri bilerek karartma yoluna gitmişler. Bu, en temel medya etiğine bile karşıdır.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.