Hilâl Kaplan

G20 Zirvesi’nden beklentilerim

Dünya ekonomisinin %85'ine hükmeden ve dünya nüfusunun %65'ini oluşturan G-20 ülkelerinin liderleri bu hafta sonu Türkiye'de buluşacak. Geçtiğimiz Aralık ayında devraldığı dönem başkanlığını zirve sonrası Çin'e devredecek olan Türkiye, bu bir yıl boyunca pek çok ilke imza attı. Örneğin bu bir yıl boyunca maliye bakanları, çalışma bakanları, enerji bakanları, tarım bakanları düzeylerinde 70'in üzerinde resmî toplantı yapıldı.

Türkiye, dönem başkanlığında ayrıca, sivil toplum kuruluşları olarak faaliyet gösteren iş dünyasından, sendikalar dünyasından, sivil toplum kuruluşlarından müteşekkil altı açılım grubunun kurulmasına öncülük etti. Genç-20, Kadın-20, İş-20 ve Emek-20 şeklinde düzenlenen toplantılarda bu gruplar da G-20 Zirvesi'nde kendi gündemlerini dile getirmek üzere hazırlandılar.

Zirvenin ana programı, üç başlık etrafında yapılacak. Bunlar güçlü, sürdürülebilir ve dengeli büyümeye ulaşmak amacıyla 'kapsayıcılık', 'yatırımlar' ve 'uygulama' olarak özetlenen üç 'I' başlıkları. Bundan murad edilen ise, özellikle küresel ekonominin güçlendirilmesi, kapsayıcı olması, kalkınmanın sürdürülebilir kılınması, uygulama noktasında alınan kararların hem ulusal, hem uluslararası küresel düzeyde uygulanmasının takibi, son olarak da yatırımların artırılması şeklinde planlanmasıdır.

Bütün G-20 ülkelerinin ortak kararıyla liderlerin 15 Kasım akşamı buluşacağı çalışma yemeğinde özellikle derinleşmekte olan mülteci krizi ve küresel terörizm meselesi ele alınacak. Türkiye, 10 Ekim'de, Ankara'da DAEŞ'in gerçekleştirdiği terör saldırısında küresel terörizmin son hedeflerinden biri olmuştu. Nerdeyse 1000 kilometreyi bulan sınırındaki terör olayları ve oluşumları sebebiyle oldukça zor günler geçiren Türkiye'nin ajandasındaki siyasî maddelerin başında DAEŞ terörü gelmesi boşuna değil. Ancak aynı zamanda son üç ayda 140'tan fazla sivil ve güvenlik görevlisini PKK terörüne kurban veren Türkiye'nin, bazı yabancı devletleri PKK'ya gösterdikleri tolerans sebebiyle sıkıştırmaya hazırlandığı da bir sır değil.

Yine zirvenin kaçınılmaz siyasî başlıklarından birisi de mülteci meselesi olacak. Türkiye'de şu anda 2 milyonu aşkın mülteci var ve bu nüfus Suriye'deki kriz devam ettikçe artmaya devam edecek. Bu, Türkiye'nin kaldırabileceği bir yük olmaktan çoktan çıktı. Sanıyorum G-20 ülkeleri de bu hususta neler yapılabileceği noktasında önemli kararlar vereceklerdir.

Son olarak, bir kadın olarak, Türkiye'nin dönem başkanlığında sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın himayesinde iş kadınların küresel ekonomiye katkısını artırmak amacıyla kurulan Kadın-20 isimli açılım grubundan da yüksek beklentilerim olduğunu, bu oluşumun sonraki G-20 dönem başkanları tarafından da önemsenerek geliştirilmesi gerektiği temennimi belirtmeliyim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.