Hilâl Kaplan

HDP'nin iç savaş söylemi

10 Ekim 2015, Türkiye tarihinin en karanlık günlerinden biriydi. Ankara Tren Garı'nda kendini patlatan iki canlı bomba sonucu 102 kişi hayatını kaybetti. Çoğunluğunu HDP seçmeninin oluşturduğu sivil toplum kuruluşları ve irili ufaklı sol parti mensupları, Türk siyasi hayatını olduğu kadar toplumsal hayatı da derinden sarstı. Ölenlerin önemli kısmının PKK sempatizanı olması da bazı sosyolojik fay hatlarını harekete geçirdi.

Devlet, ilk dakikadan itibaren bu sarsıntının bir kırılmaya yol açmaması elinden geleni yaptı. Yazılı mesajında Cumhurbaşkanı Erdoğan, "hayatını kaybeden vatandaşlarımızın PKK'nın şehit ettiği asker, polis ve sivillerden farkı olmadığını" belirterek hiçbir ayrımcı yaklaşımın devlet tarafından kabul görmeyeceğini ilan etti. Ayrıca bu saldırının tümüyle Türkiye toplumuna yapıldığını, geleceğimizin hedef alındığını söyleyerek herkesi duyarlı olmaya çağırdı.

Başbakan Davutoğlu'nun başkanlık ettiği Bakanlar Kurulu'ndan resmî taziyenin yanı sıra, ölen sivillere de aynı şehitlere olduğu gibi maaş bağlanacağı ve kamuda akrabalarının iş bulmasına olanak sağlanacağı kararı çıktı. Hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan olay yerini kırmızı karanfillerle ziyaret etti ve dua etti. Kendisi de olay yerini ziyaret eden CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun da birleştirici olmaya çalışan tavrı takdir topladı.

Ne var ki HDP lideri Demirtaş, olaydan yarım saat sonra yaptığı açıklamayla toplumun kalbine çıkarılması zor bir hançer sapladı. Kendisine inançla bağlı tabanına şu sözlerle seslendi: "AKP iktidarının eveleme geveleme şansı çoktan bitmiştir. Katilsiniz. Eliniz kanlıdır. Yüzünüzden ağzınızdan her yerinize kan sıçramıştır. Ve en büyük terör destekçisi olduğunuz ortaya çıkmıştır."

PKK, 20 Temmuz'da ateşkesi fiilen bozduğundan bu yana içlerinde sivillerin de olduğu tam 130 kişiyi öldürdü. Bu süreçte bazı HDP ilçe başkanları ya kendi arabalarında ya da belediye kamyonlarından çıkan bombalarla yakalandı. HDP-PKK arasında organik bir ilişki olduğuna dair pek çok delil ortaya saçıldı. Ancak bu 2,5 ay içerisinde hiçbir Ak Partili yetkili HDP'ye "Katilsiniz. Eliniz kanlıdır." diye seslenmemişti. Çünkü %13 desteği olan bir partiyi bu şekilde tanımlamak, seçmen kitlesi ile diğer seçmen kitlelerini karşı karşıya getirmek anlamı taşır. Ne var ki Demirtaş, saldırıdan hemen sonra Ak Parti hükümetini ve Ak Parti tabanını hedef gösteren bu sözleri sarf etti.

Demirtaş'tan, anın duygusallığı olduğu umulan sözlerinden bir geri dönüş beklendi, talep edildi. Fakat kendisi ertesi gün ölülerin bedenlerinin toplanmasının ardından kısa bir süre sonra Sıhhiye Meydanı'nda yaptığı konuşmada aynı düşmanca tavrını şöyle sürdürdü:

"Bu alçakların önünde asla diz çökmeyeceğiz... Sizin gibi alçaklardan korkmayacak, onurlu direniş geleneğinden gelen halklar var karşınızda. Bizim alçaklarla bir arada yaşama, dayanışma gibi isteğimiz yoktur... Haysiyetini yitirmiş olanlarla birlikte yaşam da olmaz... Bu devletimizin, milletimizin birliğine yapılan saldırı değil, devletimizin halkımıza yaptığı saldırıdır... Ortaya çıkan tablodan çok memnunlar."

Direkt olarak halkın bir arada yaşama iradesine savaş açan ve Ak Parti'yi ve dolayısıyla onu destekleyenleri de alçaklık, haysiyetsizlik parantezine sıkıştıran bu sözler, HDP'nin aynı Suriye'de olduğu gibi Türkiye'de de bir iç savaş olmasını arzu ettiği sorusunu beraberinde getirdi. PKK'nın Suriye iç savaşında elde ettiği kazanımlar düşünüldüğünde ve şu anda 'devrimci halk savaşı' çağrısına Kürt halkından karşılık bulamadığı gözlemlendiğinde bunun hiç de yabana atılacak bir ihtimal olmadığını düşünüyorum.

Umarım kendine Halkların Demokratik Partisi diyen HDP, bu savaşkan ve düşmanca söyleminden bir an önce geri adım atar.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.