Hilâl Kaplan

Bazı Türk akademisyenlerinin postkolonyal arzusu

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye'ye gelişi Aydın Doğan Medyası başta olmak üzere pek çok kesime rahatsızlık verdi. Örneğin Hürriyet yazarlarından Ertuğrul Özkök, Alman gazetesi Bild'e yazdığı yazıda, Tren Garı'ndaki bombalı saldırıyı Erdoğan'ın düzenlettiğini ima eden "Erdoğan karşıtlarının öldüğü saldırı" ifadesini de kullanarak Merkel'i gelmemesi yönünde uyarmıştı. Ardından Radikal'de Murat Yetkin, oldukça cüretkâr bir tonda Merkel'e gelmemesinin daha doğru olduğunu anlatan gerekçelerini sıralamıştı.

Ülkelerinin uluslararası alanda meşruiyetini yitirmesi, hatta mümkünse 'terörist devlet' kategorisine konulması için uğraşan ama PKK'nın ateşkesi bozma kararını bile eleştiremeyen 100 akademisyen ise başka bir bildiriye imza attı. Merkel'in gelişinden iki gün önce yayınlanan bildiride, "AB'nin en önemli değerlerini çiğneyen siyasetçileri taltif etme ihtimalinizden dolayı akademisyenler olarak fevkalade rahatsızız" buyurmuşlardı. Kolonyal pozisyonundan efendiye yazılan söylemin mükemmel bir örneğini sergileyen mektupta o kadar çarpıtma var ki, hepsini çürütmek için yer yok.

Örneğin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dil, din, etnik köken ayrımcılığı yaptığı iddia edilmiş. Mektubun çıktığı gün, bölgeye öğretmen olarak gideceklerin temel Kürtçe eğitimden geçmesini öngören yasa ve Türkiye'nin Lübnan'da restore edeceği Ortodoks kilisesinin haberi yeni çıkmıştı. Anadilde savunma hakkını bile tanımayan Almanya'ya bu ve benzeri hakları 'iade eden' Erdoğan'ı, çok kültürcü politikalarla Türkiye'yi tanıştıran Ak Parti'yi şikâyet edip hiçbir örnek gösterememenin acziyeti mektubun her yanına sinmiş.

Ya da yine Erdoğan'ın din ve etnik köken ayrımı yaptığı iddiası var. Bir yanda Ezidi, Süryani, Ermeni, Müslüman, Arap, Kürt, Türkmen demeden herkesi kabul eden Türkiye; diğer yanda ülkesine mülteci kabul ederken Hıristiyanları öncelediğine dair ciddi itirazlarla karşılaşan Almanya, Hıristiyan olmayanı almayan Slovakya hatta hiç mülteci almayan Danimarka gibi AB ülkeleri var. Mektupta dendiği gibi Türkiye bu açıdan gerçekten "AB değerlerini taşımıyor ve temsil etmiyor." Çünkü bu açıdan dört yıldır Avrupa'ya insanlık öğretmekle meşgulüz. Fakat 'AB ülkesiyse, her açıdan Türkiye'den üstündür' aşağılık kompleksiyle malul bu kolonyal zihin ülkesini ve Cumhurbaşkanını aşağılamak için iftira atmaktan da geri durmayacaktır elbette.

Geçtiğimiz aylarda Berlin metrosunda aşırı sağcılar bir mülteci kadının çocuklarının üzerine işediler, mültecileri alan bir salonu yaktılar ve daha pek çok yüz karartıcı hadise oldu. Türkiye, Almanya'nın 10 katı fazla mülteci barındırmasına rağmen bu kadar vahim hadiseler yaşanmadı. İnsan hiç değilse bunu ülkesiyle gurur duymak için bir vesile yapar ama önce 'bu toprağın insanı' olmak gereklidir bunun için belki de...

Düşünsenize, Merkel nerdeyse 2.5 milyon mülteciyi ağırlayan Türkiye'ye, 100.000 civarında aldığı mülteciden daha fazlasını kabul etmeyeceğini anlatmak ve Avrupa'ya mülteci akınını durdurmak için geldi. Yani kabaca, Türkiye'ye mülteciler konusundaki insani politikasını sürdürmesi noktasında AB adına ricacı olmaya, 'bizden bu kadar, parası neyse verelim' demeye geldi. Ama aydınlarımız böyle bir dönemde bile 'yüceliğinden sual olunmaz' AB değerleri üzerinden ülkelerini izole etmeyi tercih ettiler.

Şarkiyatçılık ilmini deşifre eden Edward Said, entelektüeli, "ülkesinden çıkarılan bir sürgün, yabancı ve marjinal olarak iktidara karşı hakikati söylemeye çalışan" biri olarak tanımlıyordu. Söz konusu entelektüeller ise gerçekten ülkesinden çıkarılan sürgün edilmiş yabancılara sahip çıkan ülkesini yerden yere vurmak için göz göre göre yalan söyleyen marjinallerden ibaretler.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.