Nur Özkan Erbay

Esad'ı kim gönderecek?

Suriye'de son virajlara girilirken Esad'ın ne zaman gideceği yolundaki sorular yerini onu kimin ya da kimlerin göndereceği sorusuna bıraktı. Son bir haftanın gelişmeleri paralelinde, dün New York'ta gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi toplantılarının ilk gününden de elde edilen izlenim bu yönde oldu. Esad'ı yönetimi bırakmaya zorlayan, bir anlamda sonun başlangıcı anlamına gelen BM karar tasarısı daha görüşmelerin ilk gününde çıkmaza girdi.
Hatırlanacağı üzere, geçtiğimiz yıl Ekim ayında ABD'nin desteği ile hazırlanan Suriye tasarısını Çin ile birlikte veto eden Rusya geçtiğimiz ay bu kez kendi hazırladığı bir taslağı BM'ye sunmuştu. Rusya bununla da kalmamış, daha birkaç gün önce Suriye yönetiminden ve muhalefetinden temsilcileri Moskova'da biraraya getirme girişiminde bulunmuştu. ABD, Arap Ligi ve Avrupalı müttefikler ise Rusya'nın BM'ye sunduğu Suriye tasarısına "olumlu bir adım" olarak nitelendirmiş ancak mesafeli kalmışlardı.
İşte bu atmosferde başlanıldı dünkü konsey görüşmeleri. Esad'a ülkedeki şiddeti bir an önce durdurması, rejimce hapsedilen tüm tutukların salıverilmesi çağrıları yapıldı üye ülkelerin dışişleri bakanları tarafından.
Devlet Başkanlığı görevini, muhaliflerin de temsil edileceği ulusal hükümeti kurmak üzere yardımcısı Faruk El Şara'ya 15 gün içinde devretmesi ültimatomunu veren BM karar taslağı üzerine tartışmalar ise daha ilk gününden fırtınalar kopardı. Rusya ile gerginlik daha görüşmeler başlamadan patlak verdi. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'a Konsey toplantısı başlamadan önce acilen ulaşmak istediği ancak 24 saat boyunca ulaşamadığı yolundaki haber gündemin ilk sıralarına oturdu. Daha da fazlası, Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mark Toner dünkü günlük basın toplantsında, Bakan Clinton'un BM görüşmelerinin başladığı saatler itibariyle de Lavrov'a ulaşamadığını, ancak Bakan yardımcısı Burns'ün muadili Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Bogdanov ile görüşme imkanı bulabildiğini aktardı.
Tüm bu görünen, maddi detayları bir kenara bıraktığımızda aslında BM nezdinde gidip gelen ancak üzerinde bir türlü anlaşmaya varılamayan farklı farklı tasarıların ABD-AB-Arap Ligi ittifakı ile Rusya-Çin ittifakı arasındaki çatışmanın bir turnusolu olduğunu görüyoruz.
Turnusola biraz daha yakından baktığımızda, çatışmanın arka planında aslında Esad'ın gidişini tayin edenin aynı zamanda Esad sonrası dönemde daha fazla insiyatif alacak taraf olacağı gerçeğinin yattığını buluyoruz. Rusya'nın vurgulu bir şekilde Libya müdahalesi örneğini öne sürmesi de bundan kaynaklanıyor. Bununla "Bir kere size uydum, bir daha uymam" mesajı veriyor.
Washington yönetimi ise bürokrat, diplomat, politikacı ve istihbarat uzmanları ile Suriye'de artık sona gelindiğini daha da yüksek seslendirmeye başladı. Öyle ki, Orta Doğu gezisinden geçtiğimiz hafta dönen Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Senatör John Kerry, 'Suriye sivil savaşa yaklaşıyor' açıklaması büyük yankı buldu. Yine dün Senato'daki bilgilendirme oturumunda Suriye'ye yönelik son durumu aktaran ABD'nın üst düzey istihbarat yetkilileri Esad'ın düşüşünün artık kaçınılmaz olduğunu ancak bunun zamanlaması konusunda net bir cevap verilemeyeceğini belirtirlerken gidişinin zaman alabileceğini çünkü Esad sonrası dönemi öngörmenin zor olduğunu ifade ettiler.
Tüm bu verilerden yola çıkarak, Washington'un Suriye'de sona gelindiğini düşünmesine ve bu konuda uluslararası kamuoyuna telkinlerini yoğunlaştırmasına rağmen süreçte yapacağı son şey Suriye'ye yönelik olası bir müdahale kararında başı çekmek olacaktır. Kaldı ki Rusya'nın BM Güvenlik Konseyi'ne getirilen taslağı; ABD ve Arap Ligi'ne ait olduğu gerekçesiyle reddettiği, Suriye'de Libya'daki gibi bir sürecin tekrarlanamayacağı mesajlarını herkesin gözüne soktuğu bir ortamda bu çok olası değil.
İşte bu yüzden de Clinton dün Güvenlik Konseyi'nde yaptığı konuşmasında nükteli bir şekilde, Rusya'yı kastederek "bazı üyelerin Güvenlik Konseyi'nin Libya'daki gibi bir sürece ilerlemesinden endişe duyduklarını ancak bunun yanlış bir benzetme olacağını" söyledi. Suriye'nin içinde bulunduğu özel koşullar nedeniyle kendi istikametini kendi belirleyeceğini, Arap Ligi'nin sunduğu karar tasarısının da bu noktadan yola çıktığını kaydeden Clinton, geçiş döneminde Suriye'nin birliği ve kurumlarının korunacağına işaret etti.
Şimdi gözler devam eden istişarelerinin sonunda yapılacak oylamaya çevrildi. Kulislerde Perşembe günü oylanması beklenen tasarının Pazar gününden önce oylamaya sunulamayacağı konuşuluyor. Bu arada Arap Ligi'ne üye ülkelerin bakanları da Kahire'de bundan sonraki hamlelerini görüşecekler. Mecvut durumda Rusya karar tasarısını veto etmekten geri durmayacak görünüyor. Halihazırda Güvenlik Konseyi'nin 10 üyesi tasarıya destek verirken, konseyin diğer daimi üyeleri Çin ve Hindistan'ın yanı sıra daimi olmayan üyeleri Pakistan ve Güney Afrika'nın da tasarıyı veto ederek, Rusya'yı izleyecekleri yönündeki analizler ağırlık kazanıyor. Tasarının Güvenlik Konseyi'nden geçebilmesi için 9 üyenin "evet" oyu gerekirken hiçbir üyenin de tasarıyı veto etmemesi şartı bulunuyor.
Bu durumda, Rusya'da seçimler yaklaşırken hem Rus Halkına hem de uluslararası camiaya "Güçlü bir Rusya" mesajını vermekte kararlı olan Moskova'nın BM'deki tasarıyı şimdiden açmaza soktuğunu ve Esad'ın siyasi ömrünü öngörülemeyen bir süre için biraz daha uzattığını söyleyebiliriz.
Zira, Suriye ile uzun bir geçmişe dayanan siyasi ve tarihi ortaklığı sona ermiş; askeri, ekonomik, ve enerji alanlarındaki milyarlarca dolarlık anlaşmalarını garanti altına alamamış, Tartus limanındaki üssünü kaybetmiş, ülkedeki geçiş sürecine müdahil olamamış, Orta Doğu'daki iddasını kaybetmek üzere olan bir Rusya tablosunu engellemek ve zaman kazanmak için başka seçenek kalmamış görünüyor.

@nurozkanerbay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.