Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ENGİN ARDIÇ

Boş laf

HDP ile iş tutan Kılıçdaroğlu, sıkıyı görünce Atatürk'e sığınmaktan da vazgeçmiyor.
Ama Atatürk'ü bilmediği, tanımadığı için bu sığınma da "vatan millet Sakarya" düzeyinden ileri gidemiyor.
Bürokratlar bunu hep yaptılar canım, 27 Mayısçılar da yaptılar, 12 Martçılar da, 12 Eylülcüler de, 28 Şubatçılar da.
15 Temmuzcular bile yapmadılar mı?
Lagaluga düzeyinde kalsa gene iyi, Kılıçdaroğlu bir de yalan söylüyor.
Bilmeden sallıyor...
Kendisi "Atatürk'ün Köy Enstitüleri'ni kurarak işe başladığını" sanacak kadar cahil bir adamdır.
Alexander Helphand'ı "Türk büyüğü sanma" rezaletini hiç saymıyorum.

***
Şimdi de "Atatürk'ün ortaya koyduğu model üretmekten geçiyor" demiş.
Bu da "güçlü bir sosyal devlet inşa etmek" içinmiş.
Ne alakası var?
Atatürk bir "sosyal reformcu" değildi, çalışan insana yönelik hiçbir adım atmamıştır. O dönemde emekçinin ne grev hakkı vardı ne de sendika hakkı. ("Parti kurma hakkı" hiç mi hiç yoktu tabii.)
Komünistlerin bunu "istismar etmelerinden" çekindiği de söylenebilir.
Atatürk'ün kurduğu devlet "sosyal devlet" değildir. Bu sol kavram dilimize ve aklımıza ancak 1961 yılında girmiştir.
"Köylü milletin efendisidir" dedi ama köylü her fırsatta Kemalist bürokratlar tarafından aşağılandı.
Milletin efendisi köylü falan değildi, milletin efendisi memurdu.
Köylüye "ulan öküz Anadolulu" derlerdi İsmet Paşa'nın adamları...
Bütün çabaları da köylüyü köyünde tutmak, büyük şehirlere göçetmesini önlemek üzerine kuruldu. Köylünün "sanayi proletaryasına" dönüşmesine engel olmak için sanayileşmeyi bile es geçtiler.
Osman Ulagay buna "gelecek kuşaklara bıraktılar" diyor, yerseniz...
Ne oldu? Bastırılan şehirleşme "patlama" şeklinde gerçekleşti, cılız bırakılan sanayi bunu soğuramayınca da köylü "lumpen" oldu.
***
Atatürk'ün ortaya koyduğu model "üretimden geçen" bir model değildir.
Bir "uygarlık değiştirme" projesidir.
Elhak bunda başarılı da olmuştur. Tabii zorla.
Latin alfabesinin, İsviçre hukukunun, Batı takviminin, şapkanın, soyadının, hatta kadınlara oy hakkının bile "üretimle" ilgisi yoktur.
Altı okun da yoktur. Cumhuriyetçilik, halkçılık, milliyetçilik, laiklik, sonradan eklenen devletçilik ve inkılapçılık... Üretim bunun neresinde?
Haaa, şu ünlü ve göstermelik Atatürk Orman Çiftliği meselesini mi öne süreceksiniz? Hani bozkırın ortasında ayran ve bira üretimi...
Bunun bir hevesten kaynaklandığını ve "fiyaskoyla" sonuçlandığını Atatürk'ün bizzat kendisi kabul etmişti.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA