Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ OKUR TEMSİLCİSİ - YAVUZ BAYDAR

Bu müdür farklı

Tıp dünyasını yakından ilgilendiren bir buluş, hazin bir trafik kazası ile bağlantılı bir haber vesilesiyle okurlara aktarıldı. Ama haberde küçük gibi görünen, önemli bir hata vardı. Gelin bu yanılma ve yanıltmanın ne gibi sonuçlar doğurabileceğine bakalım

Gazetenin 25 Şubat tarihli sayısında, Günün İçinden sayfasında, sağlıkla ilgili bir haber yer aldı. Türk Doktorun Buluşu İle Bacağı Kurtuldu başlığıyla sunulan, dikkatli yaklaşımlarıyla tanınan Sağlık Editörü Esra Tüzün imzalı haberde, 13 yaşındaki Yakup Çelik'in öyküsü vardı.
Denizlispor'un alt takımında oynayan Çelik'in hayatı iki yıl kadar önce başına gelen bir trafik kazası nedeniyle altüst olmuştu.
Sol bacağı büyük hasar görünce, 11 kez ameliyat geçirmişti. Doku nakillerine rağmen bacak bir türlü toparlanamamıştı.
Tavsiye üzerine Şişli Etfal Hastanesi'ne giden Çelik'e Doç. Metin Küçükkaya tarafından "kablo yöntemi" adını taşıyan bir yöntem uygulanınca durum değişmiş, kemikler kaynamış ve bacağının boyu uzamıştı.
Bu "başarı öyküsü" ilgi çekiciydi elbette.
Ama haber, içinde bir hata taşıyordu.
O hata da haberdeki şu cümlelerde gizliydi:
"Denizlispor'un alt takımında futbol oynayan 13 yaşındaki Yakup Çelik'in hayatı, 23 Eylül 2008'de geçirdiği trafik kazasıyla alt üst oldu. Geleceğin yıldız futbolcusu gözüyle bakılan Yakup'a, okuduğu okulun müdürünün kullandığı otomobil çarptı."
Sözü Tüzün'e bırakalım, o anlatsın:
"Haberimde adı geçen Yakup Çelik'in bir trafik kazasının ardından başına gelen talihsiz olaylar ailesi tarafından anlatıldı. Ailesi Yakup Çelik'in bacağını kesilme noktasına getiren kazanın okul müdürünün arabasıyla gerçekleştiğini özellikle vurguladı ve bu bilgiler haberin içinde yer aldı. Ancak haber yayınlandıktan sonra Yakup Çelik'in okuduğu okulun müdürü olan Adem Horzumlu bizi arayarak kazayı yapan müdürün kendisi olmadığını ve böyle algılandığı için çok üzüldüğünü ifade etti. Olayı aktaran aile de yan okulun müdürü tarafından kaza yapıldığını olayı yanlış aktardıkları için üzüldüklerini söylediler.
Denizli'ye bağlı Kelleci Köyü İlköğretim Okulu Müdürü Adem Horzumlu'nun kaza ile hiçbir ilgisi bulunmadığını özellikle belirtmek isterim."
Kazayı yapan arabayı, ailenin verdiği bilgiye göre, başka bir köyde görevli bir öğretmen kullanıyormuş.
Hem haberle tarihe doğru not düşmek, hem okurları yanılgıdan kurtarmak, hem de bir haksızlığı gidermek açısından bu düzeltme / özür önemli.
Önemi daha da artıran bir husus var.
Geçenlerde Almanya Dortmund Üniversitesi Erich Brost Enstitüsü'nde önde gelen internet editörleriyle son derece ayrıntılı bir "dijital habercilikte etik ve özdenetim" konulu bir konferansa katıldım.
İngiltere, Hollanda, Almanya ve Ürdün'den gelen meslektaşlarla ele aldığımız başlıklar içinde biri, ortak bir noktaya işaret ediyordu.
İş arayan veya bürokrasiye işi düşen pek çok kişi, yetkililer tarafından haklarında yapılan araştırmalarda karşılarına Google gibi arama motorlarından çıkma, iddia, iftira, haksız suçlamalardan muzdarip. Basın kuruluşlarına yapılan "hakkımda asılsız bilgiler içeren bu haberleri dijital arşivinizden çıkarın" mealindeki başvurular genelde sonuçsuz kalıyor. Bu yüzden iş bulamayan, işinden olan, olmadık yerde başı bürokrasiyle derde giren insanlar gündemde önemli bir problem olarak duruyor.
Farz edelim ki, Tüzün'ün haberinde adı geçen, aslında kazaya karışmadığı anlaşılan ilköğretim müdürü bir gün iş değiştirmek istedi, başka bir yere, diyelim özel makam şoförlüğü başvurusunda bulundu. Karşısına "ama bakın siz bir trafik kazasında çocuk yaralamışsınız" sözü çıksa, "kusura bakmayın, biz sizinle ilgilenmiyoruz" reddine maruz kalsa, ne yapacak?
Başkalarının yaptığı gibi, uğraşacak. O zamana kadar iş işten geçmiş olacak.
İşte bu yüzden, bu tür düzeltmelerin hızla, açık bir dille yapılması, ayrıca söz konusu haberin internette yer alan metnine bir "düzeltme eki" yapılması da önemli.
Ayrıca, Tüzün'e de bir teşekkür.
Şundan: Haberiyle ilgili olarak kendisine gelen bir şikâyeti, bir düzeltme talebini hasır altı etmediği, şikâyet sahibini terslemediği, vicdan sahibi bir gazeteci olarak bizzat Okur Temsilcisi'ne başvurarak "bu hatamı köşenizde düzeltin" diye diğer meslektaşlarına örnek olacak bir sorumluluk gösterdiği için.
SABAH'ta bu hassasiyete sahip pek çok gazetecinin olduğunun da altını çizeyim. SABAH'ı farklı kılan, diğer gazetelerle farkı daha da açacak olan da işte bu.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA