Demokratik egemenliği ayaklar altına alıp içeride bürokratik elitlerin çıkarlarının, dışarıda da Amerikan dış politikasının dayattığı stratejilerin dümen suyunda bir siyaset izleyen Avrupa liderleri hâlâ yüzleri kızarmadan özgürlük, adalet, eşitlik ve bağımsızlıktan bahsedebiliyor. Üstelik kolonyalist ve soykırımcı İsrail ile emperyalist ABD'nin en kullanışlı aptalları oldukları defalarca ortaya çıkmasına rağmen. Yine de sütten çıkmış ak kaşık gibi erdem ve fazilet satmaya çalışıyorlar.
Ancak devir değişti. Avrupa'nın korkak bezirgânları eskiden ne kâr ne de ziyan ederdi. Fakat artık korkaklık vaziyeti kurtarmaya yetmiyor. Cesurlar sadece bir çıkış yolu bulabiliyor. Bu bağlamda 500 milyonluk küresel ekonomik dev konumundaki Avrupa'nın ABD ve Rusya karşısındaki jeopolitik cüceliği, dünya siyaset felsefesi ve siyasi tarihi açısından hayli ibretlik bir durum arz ediyor.
Son dönemde Ukrayna krizi üzerine yaptıkları bütün toplantıların amacı bir tavır sergilemek ve maruz kaldıkları aşağılanmaya bir tepki göstermekten uzaktı. Daha çok ABD ve Rusya'nın çizdiği yol haritasına göre kendilerine çekidüzen verme çabası görülüyor.
***
Bu içler acısı çırpınışlar Avrupa'nın trajedisini daha da derinleştiriyor. Çünkü Avrupa, 1945'teki Yalta Konferansı'nda ABD ve Rusya'nın taleplerine göre şekillendi. Bu jeopolitik gerçeklik Ukrayna kriziyle yeniden gün yüzüne çıktı. Soğuk Savaş'tan sonra SSCB devreden çıkınca Avrupa'nın iki efendili yapısı teke indi. Dolayısıyla Avrupa'nın, günümüzde ABD'nin Atlantik'in diğer yakasındaki siyasi uzantısından başka bir anlam ifade etmediğini iyi bilmek zorundayız.***
Napolyon savaşında İngiltere ve Rusya birlikte hareket etti. Hitler'e karşı da ABD, Fransa ve İngiltere, Rusya'nın yanındaydı. Fakat Batı dünyası Osmanlı'yı destekledikleri 1853 Kırım ve 1989'daki Soğuk Savaş'ta da görüldüğü üzere güçlerini birleştirdiğinde Rusya'yı yenmeyi başarmıştır. Hâsılı kelam, Batı tek blok olamadığı için Ukrayna'da kaybetti. Ukrayna savaşında hem Küresel Güney'i hem de Atlantik içindeki Türkiye ve Macaristan gibi müttefik ülkeleri yanlarına çekemedi. Bu nedenle kazananların tarihi yeniden yazdıkları bir sürece daha giriyoruz.