BERCAN TUTAR

Trump’tan siyonist vesayete ağır darbe

Uluslararası ilişkilerdeki değişim ve dönümü hiçbir kavram veya terim kritik bir vakıa veya hadise kadar hafızalara kazıyıp sembolize edemez. Nitekim Soğuk Savaş'ın bitişini ve dünyanın yeni bir döneme girişini en iyi ifade eden şey Berlin Duvarı'nın yıkılışıdır. ABD'nin 'terör ile savaş' stratejisini simgeleyen olay da 11 Eylül 2002'de İkiz Kuleler'e yapılan saldırılardı.
Benzer şekilde bugünlerde küresel siyasetteki değişimi simgeleyen en çarpıcı hadiselerden biri de Beyaz Saray'da ABD Başkanı Donald Trump'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya verdiği 'Erdoğan ayarı' oldu. Trump, dünya kamuoyunun dikkatle izlediği toplantıda kameralar önünde 'makul' olmaya çağırdığı Gazze Kasabı'na 'Erdoğan ile çok ama çok iyi bir ilişkisi olduğunun' altını çizerek haddini bildirdi.
Üstelik toplantıda Netanyahu, Türkiye dışında İran ve tarifeler konusunda da soğuk duşa maruz kaldı. ABD Başkanı, İsrail'e yönelik yüzde 17'lik tarifelerde indirime gitmeyeceğini vurgularken İran ile de doğrudan görüşmelere başladığını açıkladı.

***

Bu çıkışlar aslında buzdağının görünen kısmı. ABD küresel jeopolitikada artık yeni bir rota belirlemiş durumda. Bu yeni stratejide Türkiye en önemli ve kilit aktörlerden biri. Avrupa ve İsrail gibi geleneksel müttefikler merkezi rollerini kaybediyor. Amerikan yönetimi yeni dönemdeki küresel siyasetini daha çok Türkiye ve Rusya'ya odaklanarak belirlemeye çalışacağının işaretlerini veriyor.
Bu çerçeveden bakınca Trump'ın yeni dış politika doktrinini Beyaz Saray'daki 7 Nisan 2025 tarihli buluşmada Netanyahu üzerinden dünyaya bir kez daha ilan ettiğini söyleyebiliriz.
Zaten Trump ikinci sefer göreve gelir gelmez 'derin devlet'e çöreklenen İsrail yanlısı neo-con kadroları tasfiye etmeye başlayarak bunun sinyallerini vermişti. Bu kadroların ilk döneminde kendisine karşı nasıl engeller çıkardığını unutmamış görünüyor.
Trump, Ortadoğu başta olmak üzere dünyaya neo-conların merceğinden bakmayan bir rasyonaliteye sahip. Netanyahu ve Amerikalı destekçilerine kulak asmayan Trump, siyonist lobilerden çok Amerikan halkının ve devletinin çıkarlarına uygun bir yaklaşımı benimsiyor.

***

Azılı siyonistler yanında Trump'ın iç ve dış politika ekibinde neo-conların 11 Eylül 2001'den sonra yüzlerine her kapıyı kapattığı yeni Amerikan sağından ve liberteryen kesimden insanlar da var.
Şimdiye kadar Trump hem siyonist şahinlere hem de ihtiyat yanlısı kadrolara dayanarak hareket etti. Nihai kontrolü elinde tutarak bir bakıma aynı anda iki ata biniyor ve bir kampı diğerine karşı kaldıraç olarak kullanıyordu. Zaten sık sık "Farklı bakış açıları sunan insanlara sahip olmaktan hoşlanıyorum" diyordu kendisi de.
Trump'ın sevmediği şey siyonist lobinin ABD'yi yeni savaşlara ve maceralara sürükleme çabalarıydı. Buna isyanını can simidi olarak gördüğü Erdoğan yoluyla dile getirdi. Erdoğan liderliğindeki yükselen Türkiye'ye her tür desteği vereceğini söyleyerek siyonist İsrail yayılmacılığına ihtar verdi.
Dolayısıyla ABD Başkanı Trump'ın 'düşman çatlatan Erdoğan övgüsü' her açıdan Amerikan iç ve dış siyaseti üzerindeki siyonist vesayete indirilmiş ağır ve tarihi bir darbeyi simgeliyor.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Bercan Tutar | Trump'tan siyonist vesayete ağır darbe


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.