Bölgemizde yüz yıldır terör estiren ve 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de tarihin en vahşi soykırımına imza atan siyonist İsrail rejiminin İran'a saldırması sürpriz olmadı. Aslında İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'yı ilhakını amaçlayan saldırılarının asıl hedefi bölgenin tamamen rehin alınmasıydı.
Kurulduğu 1948 yılından bu yana Araplarla üç savaş yapan ve kazanan siyonist rejim 'Büyük İsrail projesi' kapsamında Filistin'e, Lübnan'a, Suriye'ye, Yemen'e ve İran'a saldırılar düzenliyor. 'Gazze Kasabı' Binyamin Netanyahu, 7 Ekim'den sonraki süreci en başından beri İsrail-İran savaşı olarak tanımladı.
İsrail'in İran ile savaşı bir aşamadan ibaret. Sonraki aşamada Türkiye var. Çünkü bu bir emperyal savaş. Haçlı savaşı. Asıl hedef ülke ise İslam dünyasının 'çelik çekirdeği' konumumdaki Türkiye. Zira İsrail Başbakanı Netanyahu'nun Gazze'de sürdürdüğü ve bölgesel savaşa çevirmeye çalıştığı saldırılar, ABD'nin yarım kalan 'terör ile savaş' adlı emperyal projesinin yine soykırım ve terör araçlarıyla devam ettirilmesidir.
***
Afganistan, Irak, Libya, Suriye ve Yemen'de istediği sonucu alamayan ABD, Ortadoğu'dan elini eteğini çekmeye karar verdi. Yönünü Çin ile Rusya'ya çevirdi. Fakat buralarda da istediği randımanı alamadı. Ukrayna'da bozgun yaşadı. Çin'e karşı devreye sokulan ekonomik önlemler yetersiz kaldı.***
Bir yandan İsrail'in tek taraflı olarak İran'a saldırdığı ve bu saldırıda ABD'den destek görmediği açıklaması yapılıyor. Öte yandan Trump, İsrail saldırısını övüyor. Ve İran'a gözdağı verip nükleer anlaşmayı istediği şartlarda imzalamasını istiyor. Bir bakıma İran'ı Filistinlileştiriyor. Eğer uzlaşma sağlanamazsa daha ağır saldırılardan dem vuruyor.