John Travolta korkuyor mudur?
ANNE BABA İÇİN BÜYÜK ISTIRAP
Tüm bunları elimde gazete, aynı sayfaya takılıp kalmış gözlerle aklımdan geçiriyordum ki, çok feci bir şey geçti beynimden. "Ya bu çocuklarını da kaybederlerse? Bunca şeyi göze aldıktan sonra tekrar aynı şeyi yaşamak bir anne baba için ne büyük bir ıstıraptır Allahım! İnsanın ölmekten başka çaresi kalmaz, hayatı durur, her şey biter... Hayatın içinde de böyle bir şeyin tekrarlanmayacağını bize kim garanti edebilir ki?" İçimden bunları geçirirken kendi başıma gelmiş gibi beynim uyuştu, ellerim ter içinde kaldı ve hemen aklımdan kovmaya çalıştım bu olasılığı. Ama nedense kolay olmayacak gibiydi, kötü oldum... Tam o sırada annemin telefonu çaldı, karşı tarafı dinlerken "Ah, nasıl olur!" diye üzüntüyle bir cümle çıktı ağzından! Nasıl korktum anlatamam. Heyecanla fırladım ve annemin yanına gittim. "Ne olmuş anne, niye kötü oldun böyle?" derken anlatmaya başladı, "Mahmure Ablan, hani Bursa'da bir kuzeni vardı Zeynep... Hani sekiz yaşındaki kızına motosiklet çarpmıştı, ölmüştü... Onun küçüğü, şimdi 16 yaşındaymış... Bu öğlen arkadaşıyla otobüsten inip karşıya geçerlerken minibüs çarpmış... Arkadaşı ölmüş, o komada... 'Yengeciğim ne olur dua et ne olur,' diye aramış Mahmure Ablan, "Senin duaların kabul olur. Annesi kendini kaybetmiş durumda, onu da uyutuyorlar!"
İÇİMİ BİR ATEŞ SARDI
Annem elini başına koydu ve koltuğa öylece çöktü. Bakakaldım, içimi bir ateş sardı, bir dakika önce aklımdan geçen şey olmuştu işte... Bir anne, ölen ilk kızının ardından ikinci kızını da kaybedebilirdi, hayat bu kadar acı ve gerçekti! Nitekim sonradan öğrendik ki Zeynep Abla ikinci kızını da kaybetmiş. Zeynep Abla'yla hayatımdan bir, belki de iki kez karşılaşmışımdır, hem de çok uzun yıllar önce. Ama burada kimin kime ne kadar yakın ya da uzak olduğunun bir önemi yok. Çocuğunu kaybeden bir annenin (ve elbette eşinin) acısı söz konusu. Öyle bir acı ki, hiçbir şeyle kıyaslanamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.