Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HOP KÜLTÜR SAMİ TOSUN

Porno benim isyanımdır!

Biliyorum da yazıyorum kıymetli okur. Geçen hafta 'Fatmagül' münasebetiyle bu tecavüz işinin suyunun çıkmakta olduğunu yazdım, daha haftası dolmadan abuk sabuk durumlar tespih oldu, birbiri ardına dizildi. Memleketi bir tecavüz kasırgası sarmışken, yüksek şuur sahibi sanatçımız Hülya Avşar, "Benim tecavüz sahnem daha iyiydi," buyurmuş. Kedinin orasıyla burasıyla oynadığı gibi oynayın bakalım şu meseleyle de, daha ne sahneleriniz olacağını görelim. Zaten eli kulağında bekleyen eşeklerin aklına düşen o karpuz kabukları, sicili kabarık olan memleketimizi bir tecavüz arenası olarak uluslararası raporlara da tescil ettirdiği gün, geniş katılımlı kına geceleri düzenlenecek anlaşılan... Bakınız, "Sami Tosun vazifesini yapmadı, uyarmadı," falan demeyin; bu tecavüz işleri, kapısında güvenlik görevlilerinin beklediği yüksek güvenlikli site, nezih muhit falan dinlemez. Nitekim bir arkadaş, nezih muhitlerimizden Kalamış'ta, akşamları hanımların peşine takılıp, apartmanlara dalıp orasını burasını gösteriyormuş. Kameralar tespit etmiş. Kameralar... Şahin K. namıyla tanınan pornocu abimiz de, Yeşilçam'ın iki ünlü tecavüz starıyla beraber kamera karşısına geçiyormuş. Evet, Nuri Alço ve Tecavüzcü Coşkun namıyla maruf Coşkun Göğen, yanlarına Şahin K. 'embedded' olarak dahil edildiği halde, Günah Keçisi diye film çekiyormuş. Nuri Alço, "Çok güzel bir komedi filmi çekiyoruz. Şahin K. var diye seyirci farklı bir şey beklemesin," demiş. Bir zamanlar, kamuoyunun gündemine gelmek için, "Beni kaçırdılar, tecavüz ettiler," diye palavra skandal çıkarmaya çalışan Sevtap Parman da kadrodaymış. Ne hoş!

ŞÖHRET TAVAN YAPIYOR
Tabii Nuri Alço, filmin tanıtım çekimlerinde gazoz esprisi yapıp Şahin K.'ya ilaçlı gazoz da içirmiş, tam olmuş. Sonrasında aralarında ne geçti bilmiyorum ama filmde Şahin K.'nın öyküsü etrafında toplumun önyargılarına karşı verilen mücadele konu alınıyormuş. Vay be!.. Toplumun önyargıları ha?! Kıymetli okur, itiraf edeyim, ben bu Şahin K.'nın bir filmini izledim. Allah sizi inandırsın, o gün bugündür cinselliğe mesafeli yaklaşıyorum. Ne var ki, kendisi etrafında örülen tuhaf hoşgörü halesi onu dokunulmaz kılıyor. Herkeste bir anlayış, bir şefkat... O da kendini bir tür filozof falan zannediyor artık. Çekmiş olduğu eşek tepişmesi pornolarının toplumsal rolünden, derinliğinden falan söz ediyor. Porno sektörüne birilerine bir şeyleri kanıtlamak için girmiş de, neticede başarılı olmuş da... Denizden çıkan buz gibi başarı! Şahin K. toplumun önyargılarına karşı mücadele edebilir mi, orasını bilemem de, kendisi bizim toplumsal ikiyüzlülüğümüzün bir ifadesidir aslında. 'Ailemizin pornocusu' olarak onu bağrımıza basmakta beis görmüyoruz ama konu Sibel Kekilli olunca namusumuz gidiyor. Çok erkeğiz, çoook!.. Gerçi Sibel Hanım da, "Porno benim isyanımdı," gibi derin laflar etmişti zamanında ama neyse... Hoşgörüyü, isyanı, gülmeceyi acayip yerlerde arar hale geldik. 'Sanatsal kaygı insanı' Şahin K. olan ülkenin gişe filmi insanı da Şahan G.'dir tabiatıyla. Yaptıkları arasında niteliksel bir fark bulunduğu kanaatinde değilim. Toplumsal yapımızın her bir tarafı, aynı ahenk içinde saçma sapan bir seyir izlemektedir. Acayip hareketler yaptığınız zaman herkes size dönüp bakıyor. Misal, 'türbanlı yazar' kontenjanından medyamızda yerini alan bir kardeşimiz, kendi cenahındaki kimi hanımlara 'motor' demeye getirerekten sivriliveriyor. Düzeyi bel altı seviyesinde belirlediğiniz zaman şöhretiniz tavan yapıyor...

BÖYLE SOSYOLOJİ Mİ OLUR?
'Türban'dan laf açılmışken belirtmeden geçemeyeceğim; kanaatimce ülkemizde üniversitelere türbanla girilmesi hususunu tartışmak son derece anlamsız. Üniversiteye girdikten sonra içinde ne bulunacağı sorusu çok daha önemli. Bu memlekette eğer bir 'sosyoloji ilmi' varsa, bu işlere açıklama getirmelidir. Niye her şey bu kadar saçmalaşıyor? Üstelik Amerikan sosyolojisi de mümkünse kullanılmasın, çünkü Amerikalıların kendilerine hayrı yok. Baksanıza, ABD'deki Case Western Reserve Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, cep telefonlarından günde 120 adetten fazla kısa mesaj çeken gençlerin, diğerlerine göre daha fazla cinsel ilişkiye girdiği belirlenmiş. Habertük de bunu haber yapmış. Yahu kardeşim, böyle sosyoloji mi olur?! Araştırmayı yapan Dr. Scott Frank'ı ciddiye alsak, kısa mesaj yollayacak parası olmayan, 'çaldırıp kapatan' yurdum gençliğinin haline acımak durumunda kalacağız... Neyse, saksıyı biraz daha zorlarsam, büyük Türk düşünürü Yılmaz Morgül gibi, "Hayatta herkes antidoğmatiktir," diye laflar etmeye başlayacağım, herkes apışıp kalacak. Bu sebeple bitirdim gitti...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA