Trabzon'da 16 yaşındaki O.S., evvelki hafta, kız arkadaşının, "Şu genç Facebook'ta beni dürttü!" diyerek gösterdiği kişiyle tartışmış, sonra olay büyümüş, 30 kişi birbirine girmiş, kafalar patlamış, gözaltılar olmuş, falan, filan... Şimdi efendim, suç hep Trabzonluların üzerine kalıyor ama onların tosun gibi bir dostu olduğunu unutmayın lütfen! Neymiş, Karadeniz insanı biraz tuhafmış! Yok ya?!
Kıymetli okur, bu memleket Burhan Çaçan'ın, "Liseli vardı ya ah o liseli / Kısacık etekli dar elbiseli" diye şarkı söylediği bir memlekettir. 16 yaşında genç bir delikanlı da, böyle bir memlekette, muhtemelen liseli olan kız arkadaşını, sanal da olsa 'dürtme'lerden korumakla mükelleftir. Kabahat onun değil, genel kültürümüzündür!..
Sonra, şu dolandırıcılık vakasına bakın bir! Adam, 1700 lira havale yapıp internet üzerinden 'kadınları çıplak gösteren gözlük' siparişi vermiş, gözlük gelmeyince de dolandırıldığını anlayıp şikayetçi olmuş.
E, gelseydi o gözlük, 'liseli'lerden tut da bizim validenin basenlerine kadar bütün manzaraya hakim olacaktın ya! Nasıl olacak bu işler?! Bir de sipariş ettikleri gözlükler çıplak göstermiyor diye şikayet edenler var tabii, onlar bambaşka kafada abiler!
SİPARİŞ ÜSTÜ NE SİPARİŞ
Bizde sipariş bitmez! Reuters'in geçtiği bir habere göre, dünyanın en çok 'şişme bebek' siparişi verilen ülkeleri arasında Türkiye varmış. Allah bilir, evdeki plastik yengenin 'teslimat günü'nde internet üzerinden yapma çiçek siparişi de vermiştir romantik delikanlı kardeşlerimiz!
Yok, bitmedi daha o siparişler! Bir sosyal paylaşım sitesinde fuhuş ağı oluşturup 'online sipariş' aldığı öne sürülen 24 yaşındaki Ceyda 'kod adlı' bir 'telekız' yakalanmış. Ankara merkezli bir internet sitesi aracılığıyla çıplak kadın fotoğrafları ve telefon numaralarıyla 16 ilde fuhuş yaptırıyormuş 'Ceyda' ve arkadaşları.
Aslında biraz daha kafa yorsalar, bilgisayar mühendisi olup sosyal paylaşım sitesi yazılımı bile yaparlarmış ama, neyse...
Türkün teknolojiyle imtihanı bildiğiniz gibi değil efendim. Evvelki hafta Urfa'da misafirliğe gittikleri evde cep telefonlarının çalındığı iddiası, iki aile arasında kavgaya neden olmuş. Taş ve sopaların kullanıldığı kavgada karşılıklı yaralanmalar meydana gelmiş. Halbuki bi çaldırsalarmış telefonu, belki koltuğun arasına falan düşmüştür...
Vallahi efendim, böyle bir 'iletişim teknolojileri' ortamında internete giremez oldum. Konu o değil, hadi arada dürtüversin ergen okurlarımız, boynumuz kıldan ince. Lakin Türkiye siyaseti de internet skandalları üzerinden ilerliyor.
Ortam dinlemesi kayıtları mı istersiniz, yengeli görüntüler mi, tekmili birden hepsi internete düşüyor. Maazallah, birine göz ucuyla bakacak olsanız, o organize suç örgütlerinden birine dahil edilmeniz işten bile değil. Artık anlatın derdinizi mahkemelerde...
TWITTER 'DA KA VGA ETME YENE KIZ YOK
Bir düşmanınız mı var, Twitter'da rezilinizi çıkarıyor ortaya. Hatta Twitter'da kavga etmeyene kız verilmiyor artık memlekette. Seda Sayan'ın bornozuyla Ece Erken'in stüdyosunu basıp Ankaralı Turgut'u programdan kovdurduğunu bile canlı canlı internette öğreniyoruz.
Hakikaten, ne acayip bir iştir bu da...
Kıymetli okur, Allah sizi inandırsın, hayatta hiçbir şeye taraf olmayı sevmem de, en kolay taraf olamama halimi Seda Hanım ile Ece Erken arasındaki atışmalarda yaşıyorum. Seda Hanım, Erol Köse'nin kafasına çanta vurduğu vakit, şöyle bir hoşuma gidecek gibi oldu ama genel hal ve gidişatına baktığımda yapamıyorum.
Öte yandan, kendisine cip alıp koç kestiren ve koçun kanını cipinin plakasına sürüp gazetecilere poz veren bir Ece Erken'e muhabbet besleme fikri de çok acayip. Ama bu hanımlarla arkadaş olan, onlarla epey vakit geçiren insanlar da var.
İnsan denen mahluk çok acayip neticede...
Yani, olmaz ya, şöyle bir davette Seda Hanım'la Ece Erken'in arasına oturtsalar beni, "Konuya Birleşmiş Milletler müdahil olsun," deyip ortamdan kaçarım. O derece yani...
Bu arada, Ankaralı Turgut'u seviyoruz.
Onun yeri çok başka...
