Türkiye'nin en iyi haber sitesi
DİLEK GÜNGÖR

13 yıllık kâra 1 yılda ulaştılar!

Geçenlerde bir çalışma dikkatimi çekti. Daha doğrusu iktisatçı Baki Demirel hoca atıfta bulununca merak ettim. Massachusetts Amherst Üniversitesi'nden Isabella M. Weber ve Evan Wasner'ın çalışması ilginç... Fırsatınız olursa bir bakın...
Her zaman enflasyonun makroekonomik kökenli olduğu ve parasal sıkılaştırmayla ele alınması gerektiği yönünde hakim görüş vardır. İki ekonomistin çalışmasında ABD'deki Kovid-19 enflasyonunun ağırlıklı olarak mikroekonomik kökenlerden, yani piyasa gücüne sahip firmaların fiyatları artırma yeteneğinden kaynaklanan bir satıcı enflasyonu olduğu söyleniyor. Bu tür satıcıların enflasyon sarmalı yaratabileceğine vurgu yapılıyor. Enflasyonu önlemek için fiyat artışlarını etki aşamasında kontrol altına almayı hedefleyen politika öneriliyor.
Bence son derece doğru...



Zira şöyle bir düşünün... Son üç yıldır çoğu şirketin fiyatları artırmak için hep bir bahanesi yok muydu?
Kovid salgınıydı, Rusya-Ukrayna savaşıydı, döviz kuruydu, asgari ücret artışıydı... Savaştan kaynaklanan şokların azalmasıyla petrol, ulaşım, gıda, hammadde fiyatları düşse de birçok şirket fiyatlarını artırmaya devam etti. Hal böyle olunca da dünyada da bizde de şirket kârları uçtu. Şirketler fiyatları yükseltip, kârlarını korudular ama enflasyonu da zıplattılar!
Burada Merkez Bankası'nın geçen ay açıkladığı sektör bilançoları raporundan birkaç rakam vereyim. İSO'nun ilk 500'üne de bakabilirsiniz. Hani, sanayiciler 2022'de "öldük, bittik" diye sızlanıyorlardı ya...
Meğer kâr rekoru kırmışlar! Merkez Bankası'nın sektör bilançoları raporunda 983 bin şirketin kâr, satış rakamlarına bakılmış... 2022'de net kâr 2021'e göre yüzde 422 artmış... 1 trilyon 511 milyar liraya çıkmış... En çarpıcı olanı da hesaplamaya dahil şirketlerin 2009-2021 dönemini kapsayan 13 yılda elde ettikleri kâra, 2022'de tek bir yılda ulaşmaları... Aktif kârlılıkları yüzde 2.8'den 5.4'e, satış kârlılıkları ise yüzde 3.4'ten 4.9'a çıkmış... Her iki kârlılık göstergesi de tarihi zirvede...
Anlayacağınız, onlar ermiş muradına! Biz ise çıkamamışız kerevetine...
Niye derseniz, özel sektörün yüksek enflasyonda satın alma gücü düşen çalışanlarına yaptıkları zamlara bakın. Bütün bunların üzerine bir de ödedikleri vergilere...
Maalesef, burada adaletsizlik var. Şirketler kazanıyorlar, kazanırken enflasyon yaratıyorlar, onların yarattığı enflasyonun maliyetine sabit gelirliler katlanıyor. Biliyorsunuz, şimdilerde yeni bir vergi reformundan bahsediliyor. Bu paketten umarım servet/ rant ve finansal kazanç vergisi gibi kalemler çıkar. Yoksa kulislerde gündeme geleceği konuşulan yeni ÖTV artışları tek başına yapıldığında vergide sosyal adaleti iyice zedeler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA