Milli Takımımız uzun süren bekleyişin ardından teknik direktörünü belirledi. Guus Hiddink dünyanın futbol gündeminde olan, özellikle son yıllarda kariyeri en yüksek teknik adamlardan bir tanesi... Hem milli takımlarda hem de kulüp takımlarında önemli başarıları var. Bu açılardan bakıldığında, doğru bir tercih olarak görünüyor. Ülkemiz açısından baktığımızda ise son 17 senedir Milli Takımımızın başında yer alan; Türkiye'yi Avrupa Şampiyonaları'nda ve Dünya Kupaları'nda başarıya götüren tüm teknik adamların kendi isimlerimiz olduğunu görüyoruz. Dünya Kupası'nda üçüncülüğümüz, Avrupa Şampiyonaları'nda ise çeyrek ve yarı final başarılarımız bu isimler tarafından elde edildi.
Özellikle son 10 yılda, Türkiye'nin başarı çıtası oldukça yükselmiş durumda... Bugünden sonra Türkiye'nin hedefi, Avrupa Şampiyonası'na veya Dünya Kupası'na katılmanın ötesinde bu organizasyonlarda yarı final, hatta final oynamak ve daha da ötesinde şampiyon olmaktır. Kendi teknik adamlarımız, ülkemiz adına elde ettikleri başarıları getirirken birçok olumlu veya olumsuz süreci de beraber yaşadılar. Bunların içerisinde saha sonuçları kadar, kazandıkları paralar da maalesef hoş olmayan bir şekilde ülkemizin tartışma gündemlerinin içinde yer aldı.

ZOR GÜNLER KAPIDA
Şimdi yeni teknik direktörümüz olan Hiddink'in önünde çok kolay olmayan bir süreç var.
Saha başarıları olarak kendisinden beklentiler yüksek olacak. Bunun ötesinde ne kadar arzu etmesek de geliş şekli ve alacağı ücret, görevde bulunacağı her dönemde kendi ismiyle yan yana getirilip tartışılacak. Çünkü arkasında yakın geçmişte önemli başarılar elde etmiş bir milli takım ve bu başarılarda büyük pay sahibi olan önemli teknik adamlarımız var. Kısacası Hiddink, Milli Takımımız'a başarılı kariyerinin yanında ciddi bir tartışma gündemini de beraberinde getiriyor. Bu sürece hazırlıklı olmalı...