Hep onlar kitap tanıtacak değil ya? Bir tane de benden... Onlar kim mi? Yaşamdan Dakikalar'cılar... Kitabın önce kapak resimleri gıdıkladı beni... Şimdikiler hatırlamaz. Tenekeden oyuncak arabalar vardı bizim zamanımızda... Pencerelerinde, içeride oturan adamların resimlerinin bulunduğu... Sessizdiler... Sesleri bizdik... "Vınnn, vınn" derdik, ya da "Dadidadi" diye halıya sürterdik polis arabasının tekerleklerini... Kapağında o polis arabasını görünce, hiç yapmadığım bir şeyi yaptım. Bir şiir kitabını bir solukta okudum. Oysa şiir kitaplarının öyle okunmayacağını bilecek kadar mısra düzmüşlüğüm vardı. Şiir kitabını yanınıza alırsınız. Bir çay bahçesinde iki şiir, parktaki bankın üzerinde bir tane daha; uyumadan önce elektrik düğmesine uzanırken son bir tane... Böyle okunur şiir kitabı. Ama dayanamadım... Kitabın adı Çorap Kaçığı... Belli ki şairi boşuna koymamış bu ismi. Bir başladı mı, durduramıyorsun işte... 23. sayfada bir şiir var. Adı, Garip... Dönüp dönüp okuyorum... Şiirden kovduğu uyağın dönüp dolaşıp sonunda mezar taşına konması ne garip Orhan Veli 1914-1950 Yine yaptın yapacağını be oyuncakçı Sunay Akın Usta... Teneke oyuncakların, çocuk yüreklerin neminde asla paslanmayacağını kanıtladın. Al şimdi çocuklaştırdığın bu oyuncak yüreği, koy senin müzenin ikinci katına...