YÜKSEL AYTUĞ

Milli değerlerden bu kadar mı koptunuz?

Olacak şey değil. CHP'li Balıkesir Altıeylül Belediyesi'nin sözde 23 Nisan kutlamasında genç bir kıza direk dansı yaptırdılar.
"Direk dansı nedir?" diye soracak olursanız, gece kulüplerine ekstra erkek müşteri kazandırmak için yapılan cinsel içerikli bir garip gösteri.
CHP'nin her zorda kaldığında gölgesine sığındığı büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün kemiklerini sızlatacak bu görüntü, aslında Atatürk'ün kurduğu partinin kimlik ve milliyet olarak nasıl dejenere olduğunun üzüntü veren, acınılası bir kanıtıdır. Aslında spor salonlarını twerk (popo sallama dansı) kursu için kiralamakta sakınca görmeyen bir belediyecilik anlayışından da farklı bir tavır beklenmezdi ya neyse...
Bu arada bir çift lafım da okul yöneticilerine:



23 Nisan kutlamaları giderek pop/ dans şovlarından ibaret kalıyor. Kızımın okulu da dahil olmak üzere son birkaç yıldır izlediğim kutlamalarda "milli ruh kaybına" şahit oluyorum. Korolar hep pop müzik şarkıları seslendiriyor. Dans denilince akla yine yabancı kliplere egemen olan abuk sabuk figürler geliyor. 23 Nisan kutlaması diye içinde sürekli "Haleluya" geçen şarkılar eşliğinde dans eden minikler görmüşlüğüm bile var. Oysa kültürümüz folklor, tarihimiz zaferlerle dolu. Yok mu şöyle 23 Nisan'a yaraşacak bir piyes, milli duyguları şahlandıracak bir halk oyunu sahnelemeyi akıl edecek okul yöneticisi?
Bizdeki kadar yabancı şarkı ve dans, ABD'nin 4 Temmuz kutlamalarında bile yok vallahi!..

Deha'lara ayıp olmuyor mu?
Köşemize sürekli katkı veren okurlarımızdan Muhsin Manav bu kez de Deha dizisini masaya yatırmış:
"Merhaba Yüksel Bey, Show TV'deki Deha dizisini uzun zamandır ilgiyle izliyordum. Dün akşamki bölümde, Ceylan karakteri, telefonuna gelen bir SMS ile pencereden kaçacak kadar zeki ve planlı ama bu durumu kontrol etmek veya haber vermek için ağabeyini aramayı bile akıl edemeyecek kadar zeka yoksunu bir aksiyonun başrolü oldu. Ağabeyini nasıl korumayı düşünüyordu hiç belli değil. Verilen adrese gittikten sonra da ağabeyinin orada olmadığına hiç şaşırmadı. Konu direkt olarak 'Seni kullanarak ağabeyini buraya getireceğiz' şeklinde kendisine açıklandığında bile 'Ben ne halt ettim?' tepkisi vermedi. Silahlar patlayıp, Cesur vurulduktan sonra 'Özür dilerim, ben seni korumak için...' falan diyerek idrak eşiğinin ne kadar düşük olabileceğini sergiledi. Böyle bir tuhaflığı senaryoya dahil ederken, izleyicinin sizin oluşturduğunuz karakterler kadar saf olamayacağını düşünemiyorsanız, izleyiciye ayıp ediyorsunuz sayın senaristler. İskender'in çatışma ihbarı yaparken konum atması, Cesur, Boran'ın fotoğrafını paltosunun cebine koyduğu halde, karnından vurulduktan sonra, ceketinin cebinden çıkması, elinde silah varken, Karahan'a sıkmak yerine kurşunun önüne atlaması, Karahan karakterinin her bölümde biraz daha karikatürize olması, Kuduz'un 'kurtulmak istediği' Karahan'a, hiç huyu olmadığı halde delikanlılık yapması, bazı karakterlerin 'o sırada arka plandan geçen poşetli teyze kıvamında' önemsizleşmesi, dizinin yeni sezonda olmayacağı konusunda beni umutlandırıyor.
Tadında bırakın lütfen. Çünkü gereksiz konular eklenerek uzatılan dizilerin sonu genellikle yeni sezonun 3. veya 4. haftasında final yapmak oluyor."

Ne demiş?
Muharrem Akduman dostum not etmiş: Ben Eşimi Bilmez miyim yarışmasında kocası, kafayla arabanın içine atması için eşine top fırlatıyor. Burnunda estetik olan kadın, eşini ikaz ediyor: "Bak burnuma atma, sonra ameliyat için senin dizinden kıkırdak alınması gerekir!.."

Gaf kürsüsü
Okurumuz Onur Tamboğa'dan gelen ihbar: 360 ekranlarında yayınlanan Ben Bilirim'de 25-30 metrelik Kasnak Meşesi ağacı yanlışlıkla Kasnak Menekşesi olarak soruldu. (İyi ki çiçekçiden sipariş vermemişler)



Zap'tiye
Tuvalet kâğıdı fiyatlarını boykot etmek için hep beraber doğaya dönelim!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.