Yılbaşı gecesinin yorgunluğunu atmadan yeniden dışarı çıkılır mı? Çıkılırmış vallahi. Hem de çok güzel eğlenilirmiş. Amerika'dan tatil için gelen Ceylan, "Son birkaç günüm var. Ailece Cenk Eren'e gidelim" dedi. Ben de, "Bu gece insanlar yorgundur. Kimse dışarı çıkmaz" dedim. Ama cumartesi gecesi manzarayı yerinde görünce 'Cenk Eren efekti'nin ne olduğunu anladım. Yılbaşı gecesinin üzerinden bir gece geçmiş olmasına ve kötü havaya rağmen Cenk Eren'in Pavyon'u tıklım tıklımdı. Demek ki insanlar Cenk'i özlemiş. O da sahnede olmayı, insanlarla göz teması kurmayı, eğlenmeyi, eğlendirmeyi özlemiş. Cenk sahnede dönüşüyor, devleşiyor, gözlerine bir ışık geliyor oturuyor. Sahne büyüsü bu olsa gerek. Üç saatten fazla sahnede kaldı, müthiş bir repertuvarla herkesi coşturdu. Sahneden indiğinde kimse yerinden kımıldamadı... (İyi de kaça kadar şarkı söyleyecek bu çocuk?) Makul bir saatte başlayan program gece 01.30'da sona eriyor. Herkes çok eğleniyor. Kimse kendini kasmıyor, kimse kimseyi süzmüyor. Ve Cenk bu işi çok iyi biliyor...