Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞENGÜL BALIKSIRTI

Yıldızların sanal hayatları

Dün yayınlanan Hülya Avşar röportajını okuduysanız, oradaki bir bölüme dikkat çekmek istiyorum. Genç yıldızların gerçek hayat içinde pek 'olmamaları' ile ilgili konuştuklarımızda Hülya, şöyle bir şey söyledi: "Halkla paylaştıkları pek bir şey yok. Çünkü canlı değiller. Enerji eksikliği görüyorum. Biraz daha güncel hayatın içinde olmalarını tavsiye ederim. Kendilerini hiçbir şekilde ortaya koymuyorlarsa, kendilerini izleyen insanlara da verebilecekleri bir şey yok demektir." Hülya, bunları söyleyince aklıma geçenlerde Tuba Büyüküstün'ün söylediği bir söz geldi. Arabesk tartışmalarının alevlendiği günlerde bu konuda soru soran muhabirlere "Arabesk benim özelim" diyerek yanıt vermemişti... Konumuz Tuba Büyüküstün değil, ama konumuz onun da içinde bulunduğu genç kuşağın geliştirdiği tarz; yani hiçbir şey konuşmamak, suya sabuna dokunmamak, hayatını sadece kendine ait kılmak... Genç kuşağın medyadan uzak durmasını anlıyorum. Üstelik, tuhafınıza gidecek belki ama bir magazinci olarak takdir de ediyorum. Çünkü medyatiklikten medya maymunluğuna giden hat çok ince... Farkında olmadan bir alandan diğerine geçebilirsiniz. İnsanın sesine, sözüne, hayatına sahip çıkması kadar da doğal bir şey yok. Ama bunun bir ortasının olması gerekmiyor mu? Bir oyuncu sadece televizyon dizisi ile konuşuluyorsa, yazılmış bir hayatın içinde rol yapıyorsa ve başka da hiçbir konuda ağzını açmıyorsa o kimlik kitlelerle ne kadar kucaklaşabilir? Bu bereketsiz(!) topraklardan bir yeni star çıkabilir mi? Kitleleri 10 yıl, 20 yıl ve hatta 30 yıl boyunca peşinden sürükleyebilir mi?

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA