Altın Küre ödülleri, Oscar adaylıkları derken 'The Artist' ile buluştuk...
Sessiz ve siyah beyaz olması nedeniyle ilgi alanınıza girmeyebilir (Liverpool'da bir sinemada seyirciler bilet paralarını geri istemişler) ama ne yapıp, edip izleyin filmi.
DEVRİM...
1920'lerde Hollywood'da yaşanan teknolojik devrimle bir şeyler değişiyor.
Sesli filmlere geçiliyor. İnsanlar yenilik istiyor; yeni yüzler, yeni yıldızlar arıyor.
Yenilik birilerinin kazanması, birilerinin de kaybetmesi demek.
Sessiz sinemanın en ünlü aktörlerinden George Valentin kaybedenlerden. Kazanan ise aktris olmaya çalışan ve onunla yolu önce bir hayran olarak kesişen, sonrasında da yeni dönemin yıldızı olan Peppy Miller.
YANIT: AŞK
Sinemanın bu değişimi ile birlikte büyük hayatlar küçülüyor, küçük hayatlar büyüyor.
Kazanan ve kaybeden arasındaki uçurum bu kadar derinken, onları bir arada ne tutabilir?
Yanıt: Aşk...
Bu sessiz filmde beni en çok kaybedenin öyküsü etkiledi.
Öyle ya; insan yaşarken, hep onunla olacak sanır her şeyi. Oysa bu bir endüstridir; seni önce doğurur, sonra öldürür.
Şöhret öyküleri sevenler ve şöhretler, biraz da bu gözle izlesinler filmi.